TÖB SEN Başkanı Deniz Ezer: Bursa’da Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni nefret suçu işlemiştir!
TÖB SEN Başkanı Deniz Ezer, Bursa’da Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni M.C.’nin Alevilere yönelik sarfettiği sözleri doğruladıklarını belirtti.
Yürütme kurulu adına yaptığı Basın açıklamasında, bir arada yaşamanın temeli farklı inançlara saygı olduğunu belirten Başkan Deniz Ezer, olaya ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
“Bursa’da Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni M.C.’nin Alevileri hedef aldığı belirtilen sözleri yargıya taşınmış ve konu Basına yansımıştı. Olayın Basına yansıması üzerine TÖB SEN olarak konu ile ilgili araştırma yaparak konunun doğruluğu konusunda bilgi edinmeye çalıştık. Maalesef olay somut yaşanmış bir olaydır.
Öğretmen bir arada yaşama kültürünün mimarı olmalıdır. Öğretmen bir arada yaşama kültürüne nifak sokamaz. Öğretmenlik mesleği sadece eğitim, öğretim sürecinde edinilen bilgileri sınıfta öğrencilere aktarmak değil, aynı zamanda her çocuk değerlidir anlayışı ve koşulsuz kabul ilkesiyle öğrencilere sevgi ve farklılıklara saygı aşılatarak eğitim öğretim sürecini işletir.
Öğretmen aynı zamanda rol modeldir. Öğrencilerin kişiliğini, hayata ve insana bakış açısını
da şekillendirmektedir; dolayısıyla çocuklarımızın ve gençlerimizin dinamik, açık fikirli,
üretken, birbirine saygı duyan, aynı zamanda da sorumlu fertler olarak yetiştirilmesinde
öğretmene büyük sorumluluklar düşmektedir. Öğretmen mezhepçi olamaz, öğrencilerinin ve
insanların inançlarına hakaret edemez. Mezhebi, inancı, dini ,ırkı ne olursa olsun, Hıristyan, Müslüman, Yahudi, Alevi Sünni, Caferi, Kürt, Türk, rmeni v.s hiçbir zaman bir insan kendi inancı gibi inanmayanlara, farklı milletten olanlara hakaret etmemeli, neden inanıyorsun dememelidir. Bu Anadolu’nun tarihsel yaşam kültürüdür.
Din Kültürü öğretmeninin, “Ben Alevilerin gittikleri yolun yanlış olduğunu düşünüyorum. Çoğu Alevi ailede çocuğun kimden olduğu belli değildir” dediği ve “Alevilerin Hz. Ali’yi Hz. Muhammed’in yerine koydukları, çoğu Alevinin ahlaki açıdan bozuklukları bulunduğu, bir erkek ile kız öğrencinin ders dışında konuşmasının da zina olduğu” gibi sözler kullanması hiçbir şekilde kabul edilemez .Ayrıca Nefret söyleminde bulunan bir eğitimcinin eğitim faaliyetlerine devam etmesi de kabul edilemez. Bu bir insanlık suçudur kim hangi taraftan hangi inançtan olursa olsun yapan her kişi insanlık suçunu işlemiş olur.
TCK’nın 216. maddesinde düzenlenen, halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu bunu kapsar. Ayrıca bu durum laikliğe de aykırıdır. Nefret söyleminde bulunan bir eğitimcinin eğitim faaliyetlerine devam etmesi kabul edilemez.
Tüm Öğretmenler Birliği Sendikası olarak her inanca, kimliğe ve yaşam kültürüne saygı duyduğumuzu belirtir ,ülkemizin bir arada yaşama kültürüne daha çok ihtiyaç duyduğu bir dönemde bu tür saldırıların karşısında olacağımızı belirtmek isteriz.
AYIRIMCILIĞIN HER TÜRLÜSÜNE KARŞI BİRLİKTE YAŞAMI SAVUNUYORUZ.
Anadolu Halkı bir arada yaşamaya alışmış kadim bir tarihe sahiptir. Bir arada yaşama kültürüne yönelik bir saldırı niteliğinde olan bu tür söz ve davranışları hiçbir kesimin kabul etmeyeceğini de biliyoruz. Ayrıca bu tür eylemleri Öğretmenlik mesleğine ihanet olarak kabul etmekteyiz. İnanç özeldir ve her inanç sistemi saygıyı hak eder.
Alevi halkına yönelik saldırı ve iftira insanlık onurunu ayaklar altına alan insanlık dışı bir
zihniyetin ürünüdür. Bizler Tüm Öğretmenler Birliği Sendikası olarak her inanca, kimliğe ve yaşam kültürüne saygı duyduğumuzu belirtir ,ülkemizin bir arada yaşama kültürüne daha çok ihtiyaç duyduğu bir dönemde bu tür saldırıların karşısında olacağımızı belirtmek isteriz. Ayrıca M.C. hakkında açılan soruşturmanın sonuçlanana kadar takipçisi olduğumuzu, bu saldırıya maruz kalan öğrencilere yönelik oluşabilecek baskı karşısında sessiz kalmayacağımızı kamuoyu tarafından bilinmesini istiyoruz.”