TÖB-SEN: Sivas katliamının acısı 28 yıldır yüreğimizi yakıyor!
Kısa adı TÖB SEN olan Tüm Öğretmenler Birliği Sendikası Genel Sekreteri Sevgi Paşa Albak, Sivas katliamının acısının 28. Yıldır yürekleri yaktığını söyledi.
Sivas Katliamının 28. Yıldönümünde Yönetim Kurulu adına yaptığı Basın açıklamasında, “Gün tutuşur mu sandınız, Karanlık, Türküler yanar mı sandınız, Biz ölür mü sandınız, bir ölür, bin diriliriz” dizileriyle konuşmasına başlayan Sevgi Paşa Albak konuşmasını şöyle sürdürdü:
Türkiye Tarihine kara bir leke olarak geçen Sivas Katliamının üzerinden 28 yıl geçti.2 Temmuz 1993’te gerici-ırkçı yobazlar tarafından Sivas Madımak Otelinin yakılmasıyla başlayan katliam ateşi 28 yıldır yüreklerimizi yakmaya devam ediyor. Katliamın ardından 28 yıl geçmesine, faillerinin bilinmesine rağmen adalet sağlanmamıştır.
Katliamda aktif rol oynayan katillerin avukatlarından bazıları sonraki yıllarda belediye başkanı, milletvekili ve bakan seçilmiş, bazıları Anayasa Mahkemesi üyesi olarak atanmıştır.2 Temmuz 1993 yılından bugüne kadar gelen siyasi iktidarların hiçbiri adaletin sağlanması için uğraşmamıştır. Katillerin cezalandırılmaması için adeta seferber olan siyasi iktidarlar, Sivas katliamı davasının zamanaşımına uğraması için ellerinden geleni yaparak, katillerin cezasız kalmasında önemli rol oynamışlardır.
Sivas katliamı, tıpkı 1 Mayıs 77 katliamı, Malatya, Maraş, Çorum, Gazi Mahallesi, Suruç, Ankara Gar,19 Aralık hapishaneler katliamları gibi bilinçli bir şekilde karanlıkta bırakılarak unutturulmak istenmiş, siyasi sorumlular hesap vermemiş, katliamın arkasındaki karanlık güçler bilinçli olarak açığa çıkarılmamıştır.
Türkiye’de, 12 Eylül darbe sürecinden itibaren benimsenen Türk-İslam sentezi politikalar ve onun üzerinden yükselen ırkçı, şoven ve gerici düşüncelerin sürekli beslenmesinin en acı sonuçlarından birisi 2 Temmuz 1993’te Sivas’ta yaşanmıştır. Pir Sultan Abdal Kültür Şenliği ve bu şenliğe katılanlar hedef alınmıştır.
Sivas katliamının hedefi, tıpkı geçmişteki benzer katliamlarda olduğu gibi, egemen inanç sisteminin dışında kalan Aleviler, yıllarca ezilen, sömürülen ve yok sayılanlar olmuştur. Saldırganların engellenmeyerek katliama çanak tutulması, ardından yaşanan trajedinin üzerinin örtülmesi için iktidarın nasıl seferber olduğunu unutmamız mümkün değildir.
Türkiye’de yaşayan çeşitli inanç ve mezheplerden halklarımızın umudu ve aydınlık geleceği olan yazar ve sanatçılarımızın da içinde olduğu 35 insanımız ırkçı-gerici güçler tarafından katledilmiştir. Aradan 28 yıl geçmiş olmasına rağmen, katliamının yarattığı acılar tazeliğini bugün de korumaktadır. Sivas katliamı her ne kadar zamanaşımı üzerinden unutturulmak istense de, insanlık suçlarında zamanaşımı yoktur. Sivas katliamını gerçekleştiren gerici güçler ve onların avukatlığını yapanların bugün adalet talebiyle alanlara çıkan, kitlesel yürüyüşler yapanlara yönelik tehditleri ve hakaretleri, katliamcı zihniyetin bugün de varlığını sürdüğünü göstermektedir.
Toplumsal barışı tehdit eden her türlü saldırı ve katliamlara rağmen, Türkiye’de farklı inançların, farklı kimlik ve kültürlerin barış içinde ve kardeşçe bir arada yaşama ısrarını sürdürmesi anlamlıdır. Ne yaşadığımız katliamları, ne de iktidarın bu katliamlar karşısında takındığı siyasi tavırları unutmamız mümkün değildir. İnsanlığa karşı işlenmiş suçları, bu suçları işleyenleri ve yaşananlara sessiz kalanları asla unutmadık ve unutturmayız.
Tüm Öğretmenler Birliği Sendikası(TÖB SEN) olarak, , Sivas katliamında hayatını kaybeden Can’larımızı saygı ve özlemle anıyoruz.
Yaşamak görevdir yangın yerinde. Yaşamak insan kalarak katliamlar zaman aşımına uğramaz.”