Türkiye İşçi Partili Kadınlar: 8 Mart kadınlara pırlantalar alınarak kutlanacak bir gün değildir!
Türkiye İşçi Partili Kadınlar, 8 Mart’ın kadınlara pırlantalar alınarak kutlanacak bir gün olmadığını dile getirdiler.
Defne Atatürk alanında Basın açıklamasını Türkiye İşçi Partisi üyesi kadınlar adına okuyan Özlem Parlak ve Nurcan Ördek şu ifadelere yer verdiler:
“Arsızlıkla damgalanan boş kinayelere gülen bendim.
Kendi varlığımın sesi olayım istedim yazık ki ‘Kadın’dım”
Dizeleriyle anlatıyor 1960’lı yıllarda kadın olmanın zorluğunu Fürug Ferruhzad.
“Kadına darağacına çıkma hakkı tanınıyor; öyleyse kürsüye çıkma hakkı da olmalıdır” diyen Olympe de Goues 1791 li yıllarda cinsiyet eşitsizliğine karşı çıkıyor.
Tarihler ve kültürler değişse de kadın bir yazgıya inandırılmaya çalışılıyor. Kadın Erk’in tasvirinde aciz, naif, güçsüz, yardıma muhtaç, sahiplenilmesi gereken varlık olarak yer alsa da tarihin tozlu sayfaları bize gösteriyor ki her dönemde ve her alanda emek ve sınıf mücadelesinin zorluğunu çeken de öncülüğünü yapan da kadındır.
Bugün tüm kadınlar olarak dünyayı yerinden sarsıyorsak buna vesile olan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününü ören yolları bilmemiz gerekiyor.
8 mart 1857 de. Amerika’da 40 bin tekstil işçisi emekçi kadın. Daha iyi koşullarda yaşayabilmek ve çalışabilmek için greve giderler . girdikleri hak arama mücadelesinde 120 kadın yakılarak katledilir. 8 martı yaratanlar emekçi kadınlardır. Kapitalist sistem, emekçileri sömürüp onların emeklerinden haksız kazanç elde ederek servetlerine servet katmaktadır. Dünya emekçi kadınları bu sömürüye dur demek için burjuvaziye karşı mücadele alanlarında en önde barikat olmuşlardır. Bedel ödemişlerdir.
İşte burjuvazi burada yenemediği bu örgütlü gücü yine kendine özgü kirli yöntemlerle içini boşaltmaya çalışmaktadır. 8 mart’ı dünya emekçi kadın gününden çıkarıp çiçekler pırlantalar matinalarla kutlanan bir güne çeviren ve kadınların emek ve yaşam mücadelesinden çıkarmaya çalışıyorlar.
8 Mart kadınlara pırlantalar alınarak kutlanacak bir gün değildir.
8 Mart Çocuklarına ısınmalarını için saç kurutma makinesini açıp yan odada intihar eden Emine Akçay’ın, 792 gündür kayıp olan Gülistan Doku’nun Kendisini fuhuşa sürükleyen ve hergün şiddet gördüğü eşine karşı kendi öz savunmasını yapan ve haksız yere cezaevinde yatan Çilem Doğan’ın
her gün sokak ortasında evlerinde kampüslerde cinsel şiddete maruz kalan bunlara alıştırılmaya çalışan milyonlarca kadının çığlıdır.
8 Mart Kendi hakları, yaşamları için İstanbul Sözleşmesi ve 6284te inat eden, mücadele eden kadınların, LGBTİ+ların isyan günüdür.
8 Mart Eşit işe Eşit Ücret için direniş başlayan Alpin Çorap emekçilerin
Kod29’a karşı direnen İndomie işcilerinin ve hayatın her alanında mücadele eden kadınların mücadele günüdür. Mücadeleleriyle günümüzü aydınlatan sayısız kadını selamlıyoruz.
Günümüzde emperyalist ülkelerin yarattığı savaş ortamı en çok kadınları vurmaktadır.
Suriye, Afganistan ve Ukrayna’da yaratılan çıkar savaşları kadınları göç yollarına dökmekte, yerinden yurdundan
edilen kadınlar açlık, taciz, tecavüz ve dışlanmayla karşı karşıya kalmaktadır.
AKP Saray Rejiminin halkın vergileriyle beslediği Diyanet Başkanlığı sapkın fetvalarıyla cinsel saldırıları körüklemekte, ahlaksızlığı
normalleştirmekte böylece yaşam alanları kadın için tehlikeli güvenliksiz yerlere dönüşmektedir.
Siz muktedirler için bir ayrıştırma aracı olan din, cinsel yönelim, ırk gibi kavramlar bizler için renkliliktir, bizler için
birleştirici değerlerdir.
Türkiye’de ve Dünyada sermayenin ve sermaye uşağı iktidarların elbirliği ile dayattığı açlık, şiddet, cinsiyet eşitsizliği,
emek sömürüsü, bitmeyen kaos, yaşam alanlarının talanı gibi bir sürü saldırı biz kadınların mücadele alanıdır.
Biz kadınları yoksullaştırmaya, susturmaya, boyun eğdirmeye çalışanlara İnat diyoruz ki susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz.
Kadınlar olarak vardık varız var olacağız. Mücadelemiz, direnişimiz, dayanışmamız gün geçtikçe büyüyor.
Kadın mücadelemizde de 8 Martta da İstanbul Sözleşmemizde de inat ediyoruz. İnat kazanacak diyoruz!”
Türkiye İşçi Partili Kadınlar Basın açıklamasının ardından, alanda halay çektiler.