ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİ DİZ ÇÖKMEYECEK
ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİ DİZ ÇÖKMEYECEK
Hatay Samandağ Eğitim Sen, Boğaziçi Üniversite öğrencilerin eylemleri demokratiktir, anayasal haktır, Üniversite Gençliği diz çökmeyecek, Boğaziçi yalnız değildir ifadelerine yer verirken açıklamada bulundu. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi.
BOĞAZİÇİ YALNIZ DEĞİLDİR
Bu ülke son zamanlarda KAYYIM’I sık duyar oldu. Belediyelerle tavan yapan bu süreç muhalif olan her kesime yönelmekle kalmayıp bu ülkenin geleceğinin inşa edildiği üniversitelere de uzadı.
Kimileri “bu da sorun mu ülke KAYYIM ile yönetiliyor” diye dursun, KAYYIM’a karşı nasıl gelinmesi gerektiğini yine bu ülkenin geleceği ve isimlerine yakışır şekilde Boğaziçili öğrenci ve Akademisyenler gösterdi. Peşinden bildik, tanıdık bir süreç işledi, işletildi. Sesi çıkanın sesini kısmak, itiraz edeni yalnızlaştırıp marjinalleştirmek ve boğmak. Ve bu vesile ile aydınlığın inşa edileceği üniversitelerde karanlığı egemen kılmak.
Buradaki asıl mesele hangi rektörün nereye nasıl atandığı değil en başta isimlerinin başındaki şatafatlı ünvanları nasıl aldığıdır. Kafalarındaki tutsak üniversite ve biat eden gençlik algısıdır. Boğaziçi’nin itiraz ve direnme nedeni de budur. Ve bu durum istisnasız KAYYIM atanan ve atanmayan ülkedeki bütün üniversiteler için geçerlidir. Ve itiraz edip direnmelidir.
Boğaziçili öğrencilerin eylemleri demokratiktir, anayasal haklarını kullanıyorlar, düşünce ve ifade özgürlüğü vb. ifadelerin sık sık kullanılarak sanki ortada aksi bir durum var veya algısı yaratılmış da bunu anlatmak lazım kaygısı ile savunma refleksi göstermek her tür hukuksuzluğun ayyuka çıktığı ve yapanlarca doğrudan itiraf edildiği bir zeminde çok da gerekli değildir.
Bunun zaten böyle olduğunu karanlığı egemen kılmaya çalışan da aydınlığı talep eden de seyirci olan da çok iyi biliyor. Dert başka…
Asgari burjuva gereklerini dahi yerine getiremeyen ve niyetli olmayan bir iktidarın buna rağmen iktidarını sürdürmedeki ısrarı ve bu ısrara rıza göstermeme ihtimali olanların bugünden değişik kulplar takarak, provokasyon yaratarak veya hiçbir gerekçe dahi sunma ihtiyacı duymayarak yalnızlaştırılması, baskı altına alınması ve susturulması. Asıl dert budur.
Her gün yaşanan, Kamuoyuna pek yansımayan ve yansıması engellenen, bizlerin de öne çıkarma becerisini gösteremediğimiz, ülkenin değişik muhalif veya muhalif olma ihtimali olan kesimlerine yönelik baskı, baskın, gözaltı ve tutuklamaların dayanağı budur ve çoğu Boğaziçi’ne yönelenden daha vahimdir. Bunu rahatça hayata geçirenlerin tek dayanağı ise sessizlik.
Bugün bu sessizliği kendi çapında Boğaziçili öğrenci ve akademisyenler yırtma çabasındadır, karşılığını da baskı, gözaltı ve tutuklama ile fazlasıyla almaktadır. Fakat ülke geneli bizler dâhil her alın teri ile geçinen, demokrat, ilerici, aydın kişi ve kurumun, geç kalınmış olsa da bu ve benzeri seslere ses katma yükümlülüğü vardır ve ayrımsız süreklileştirilmelidir. Üniversite Gençliği diz çökmeyecek. Boğaziçi yalnız değildir.
DİRENEN BOĞAZİÇİ YALNIZ DEĞİLDİR
KURTULŞ YOK TEK BAŞINA YA HEP BERABER YA HİÇBİRİMİZ
Haber: Erdal YILMAAZÇELİK