Yüksek Yargıda Kriz
- 12.11.2023
- Yüksek Yargıda Kriz için yorumlar kapalı
- 266 kez okundu
TBMM üyeliğine Türk milleti tarafından seçilen Av. Can Atalay’dan neşet ettiği sanılan bir olay yaşanmaktadır. Derin bir anlamı vardır. Anayasa Mahkemesi Anayasamızın 148. Maddesine göre zaten yetkileri budanmış olarak hizmet vermektedir. Anayasa Mahkemesi Devletin en üst ve siyasi görevlilerini görevleri ile ilgili suçlarından dolayı YÜCE DİVAN sıfatı ile yargılar Sıkıntı buradadır. Çünkü Atatürk diyor ki.
İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır. ……….. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. ( Bunlar Menfaat sağlayarak harici bedhahların amaçlarına hizmet edebilirler. Dikkatli olun demek istiyor.)
Anayasa Mahkeme’sinin kuruluş nedeni aslında budur. “İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek dâhili ve harici bedhahların faaliyetlerini önlemek amacıyla, T.C. Anayasa Mahkemesi 27 Mayıs 1960 devriminden sonra kurulmuştur. O devirde ne olmuştur. Bunu da Milli Güvenlik Konseyi tarafından çıkarılan 12 Eylül Öncesi ve sonrası adlı kitaptan okuyalım. ” Alınan dış borçlar ve krediler oy hesaplarına dayanan yatırmalara kaydırılarak heba edildi. İthalata büyük oranda hız verilmesi yerli sanayiin durmasına yol açtı büyük çaptaki iç ve dış borçlanmalar, karşılıksız para basmalar neticesinde ülkeyi ekonomik çıkmazların eşiğine getirdi.” Burada işaret edilenlerin tümü 14 Mayıs 1950 de başlayan ve 27 Mayıs TSK devrimi ile sona erdirilen DP dönemine aittir. Demek ki DP dönemi bize sunulduğu gibi demokrasiye geçiş dönemi değildir. Emperyalizme yeniden kucak açış dönemidir.
Anayasa Mahkeme’si Türkiye Cumhuriyetinin Anayasa ve Atatürk ilkelerine göre yönetilmesini denetler. Harici bedhahların isteklerine ve Türk milletinin yaşamına SON vermek üzere yaptıkları planların uygulanmasına izin vermez. Bu gün sıkıntı buradadır.
Türk Tabipleri Birliği Çok Önemlidir.
TTB herkesin bildiği gibi kanun ve tüzüklerinin amacı dışına çıktıkları gerekçesi ile kapatılma davası ile karşı karşıyadır. TTB Savunmasının linki aşağıdadır. TTB Merkez Konseyi Başkanı Sayın Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı bu savunmasında: Türkiye’nin bugün anayasasızlaştırma ve yurtsuzlaştırma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu belirten TTB Merkez Konseyi Başkanı , “Bu yurt bizim. Biz bu yurdun yurttaşları olmaya devam edeceğiz. Hiçbir yere gitmiyoruz. Amacımız, bu toprakların tüm yurttaşlarının sağlıklı bir hayatı kurabilmesidir. Bunun için mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.
Doğru Objesine uygun düşüncelerdir. 14 Mayıs 1950 den sonra yapılanların tümünün amacı Anadolu’muzu Türk milletinin yaşayamayacağı bir duruma sürüklemektir.
Atatürk Diyor ki: Bağımsızlığın korunması için İLK ŞART bütçenin ekonomik bünye ile orantılı ve DENK olmasıdır.
İsmet İnönü diyor ki: “Enflasyon politikası, iktidarın daha ilk yıllarından itibaren iktisadi bünyeyi süratle takatinden düşürerek 1952 yılının son baharı başlarında, memleketi tam manasıyla iflasa sürüklemiştir. Kelimeyi tartarak kullanıyoruz.
Bütçe açığı, bir milleti, rutubetin bir binayı çökertmesi gibi yok eder.”
14 Mayıs 1950 den sonra ilaç için dahi bir tane bile DENK bütçe yoktur. Hepsi biri birinden daha açıktır. Bunun sonunda bağımsızlığımız elimizden alınmış ve Türk Milleti İsmet Paşanın dediği gibi ”Tam manasıyla iflasa sürüklenmiştir.” Cumhuriyetimizin bedeni ise “Rutubetin bir binayı çökertmesi gibi” Türkiye Cumhuriyetinin bütün kurumlarını çökertmiştir.” Değil TTB lığı hiç bir Türk vatandaşı bu gaflet gidişe seyirci kalamaz. Laik eğitim sistemimizin yok edilmesi. KİT’lerin özelleştirme saldırısına kurban verilmesi olayları, Çevre koruma ve iklim koşullarının verdiği zararların giderilmesi, konularında yapılan ihmaller vs. nin tümünün amacı Anadolu’muzu Türk Milletinin yaşayamayacağı bir düzeye indirmektir. TTB liğine açılan davaların uzak amacı da budur. Bu durumu Türk Milletinin hiçbir ferdi ve Türk Milletinin hiçbir doktoru asla kabul edemez.
Açık bütçe gafletinden hemen dönülmeli DENK bütçeye geçilmelidir.
İşte savunmamızın linki:
Anadolu’da Kurulan Türk Devletlerini Haçlılar Yaşatmamaya Yeminlidirler
Anadolu’da kurulan ve kurulacak olan Tüm Türk Devletlerini Haçlılar 1071 den bu yana yaşatmamaya ant içmişlerdir. Haçlılar bir tek Atatürk’ü yenememişlerdir. İngiltere Başbakanı Lloyd George’un Mustafa Kemal Atatürk hakkında İnsanlık tarihi birkaç yüzyılda bir dahi yetiştirebiliyor Şu talihsizliğimize bakınız ki Küçük Asya’da Çanakkale’de karşımıza çıktı… Bu gerçeği bizim açık bütçe yapan gaflettekilere nasıl anlatacağız? İşimiz zor. Haçlıların Türk devletlerini açık bütçelerle borçlanmalarla yıktıkları deneysel olarak sabittir. Osmanlı bu şekilde yıkıldı tarih sahnesinden silindi. Hiç uyanmıyoruz hiç ders almıyoruz. NOKTA.
Op. Dr. Aytekin Ertuğrul
draertugrul@hotmail.com
- 2025 Yeni Yılı Türk Milleti İçin Zor Bir Yıl Olacaktır! - 2 Aralık 2024
- 10 Kasım Atatürk’ün Ölüm Günü Değildir. - 9 Kasım 2024
- İyiye Doğruya ve Güzele Gitmiyoruz. - 7 Temmuz 2024
- Diyanet İşleri Başkanımız Hak. - 7 Temmuz 2024
- CHP Yılmaz Özdil’i Davet Etmez. - 7 Temmuz 2024
- Deniz Gezmiş ve Arkadaşları Hakkında - 6 Mayıs 2024
- Anayasamız değiştirilmelidir. Hem de Çok acil - 30 Nisan 2024
- Yüce Dinimiz Müslümanlık Yolumuzu Aydınlatıyor - 25 Mart 2024
- Çanakkale Destanı ve Türk Milletinin Seçimi - 17 Mart 2024
- ZAM+ Enflasyon Nedir? - 18 Şubat 2024