Atayurt Gazetesi -
$ DOLAR → Alış: 32,45 / Satış: 32,58
€ EURO → Alış: 34,80 / Satış: 34,94

51 Baro İstanbul Sözleşmesi için Kamu Denetçiliği Kurumuna başvurdu

51 Baro İstanbul Sözleşmesi için Kamu Denetçiliği Kurumuna başvurdu
  • 12.08.2020
  • 51 Baro İstanbul Sözleşmesi için Kamu Denetçiliği Kurumuna başvurdu için yorumlar kapalı
  • 720 kez okundu

Aralarında Hatay Barosu’nun da bulunduğu 51 Baro İstanbul sözleşmesi hakkında Kamu Denetçiliği Kurumuna başvurduğu belirtildi.

Hatay Barosundan yapılan açıklamada, İstanbul  sözleşmesinin toplumda şiddete maruz kalan zayıf bireylerin korunması açısından devrim niteliğinde hükümler getirdiğine dikkat çekilerek, Kamu Denetçiliği Kurumuna gönderilen dilekçeyi kamuoyu ile paylaştı.

51 Baro’nun İstanbul Sözleşmesi için Kamu Denetçiliği Kurumuna gönderdikleri dilekçe aynen şöyle:

KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU’ NA

                                   ANKARA

KONU            : İstanbul Sözleşmesi Hakkında

Ülkemizde kadın ve erkeğin eşit haklara sahip olması çalışmaları Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren yasal bir zemine oturtulmaya çalışılmış ve Medeni Kanunun 1926’da kabulü ile kadın hakları açısından bu süreçte yeni bir döneme girilmiştir. Örneğin; çok eşlilik yasaklanmış, resmi nikah zorunlu kılınmış,  kız ve erkek çocuklara mirasta eşit pay ilkesi getirilmiş; boşanma, nafaka gibi yasal düzenlemeler aile kavramı nazara alınarak düzenlenmiş, kısaca kadının toplumsal yaşamdaki yeri güçlendirilmiştir. O günden günümüze, dünyadaki kadın hakları hareketleriyle koordineli şekilde ülkemizde de kadın ve erkeğin yasalar önünde eğitim, iş, aile ve toplumsal hayatta eşit bireyler olarak yaşaması için pek çok yasal düzenleme yapılmıştır. Yapılan düzenlemeler sadece yasalar ile sınırlı kalmamış bu alanda pek çok uluslararası sözleşmeye ülkemiz imzacı olmuştur. Birleşmiş Milletler düzeyindeki 9 temel insan hakları sözleşmesinden biri olan “Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi” (CEDAW), bu sözleşmeler arasında özellikle kadınların insan haklarını ve toplumsal cinsiyet eşitliğini odağına alan tek sözleşmedir. Ülkemizde bu sözleşmenin imzacılarından biridir.

Yapılan ulusal ve uluslar arası düzenlemelere rağmen sadece Türkiye’de değil tüm dünyada kadına karşı şiddetin her türlüsüyle mücadele etmek ihtiyacı her geçen gün artmaktadır. Bu ihtiyaçtan yola çıkan ve hazırlık aşamasında Türk kamu yetkililerinin de aktif olarak yer aldığı tam adı “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi”  diğer adıyla ‘’İstanbul Sözleşmesi’’ ortaya çıkmıştır. Bu sözleşme toplumda şiddete maruz kalan zayıf bireylerin korunması açısından devrim niteliğinde hükümler getirmiş, böylece devletlerin en temel görevleri olan birey hak ve özgürlüklerini koruması konusunda devletlere görevler yüklemiş, bu yolla toplumsal barışın sağlanmasında bu sözleşme adeta yol gösterici olmuştur.  Özel olarak bu sözleşme, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet ve ev içi şiddeti hedef alan ilk Avrupa Sözleşmesi olma niteliğini de taşımaktadır. Bugüne kadar Türkiye dâhil 34 ülke tarafından onaylanmıştır. Türkiye, sözleşmeyi imzaya açıldığı 11 Mayıs 2011 tarihinde imzalamış, 14 Mart 2012 tarihinde ise onaylamıştır. Böylece Türkiye sözleşmeyi onaylayan ilk ülke olmuştur.

Bu sözleşmenin bir önemli tarafı Cumhuriyet devrimleri ile toplumda zayıf konumda olan bireylerin yerinin sağlamlaştırılmasında bir merhale işlevi görmesi ve böylece dünyada İstanbul Sözleşmesi adı ile anılarak Cumhuriyet devrimlerinin sonuçlarının uluslararası alanda görülmesi özelliğini taşımasıdır.  Bu sözleşmenin böyle bir manevi değeri, tarihsel bir işlevi olduğunu burada ayrıca belirtmek isteriz.

İstanbul Sözleşmesi’nde, sözleşmeyi parlamentolarından geçirmiş hükümetlerin kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin her türüyle mücadele etmek için bir dizi kapsamlı tedbir alması istenmektedir. Sözleşmenin her bir maddesinde şiddet eylemlerinin meydana gelmesinin önlenmesi, mağdurlara yardım edilmesi ve faillerin adalet önüne çıkartılması amaçlanmaktadır. Sözleşme; aile içi şiddet, ısrarlı takip, cinsel taciz ve psikolojik şiddet gibi, kadına yönelik farklı şiddet türlerinin suç olarak kabul edilmesini ve bunlara karşı yasal yaptırımlar getirilmesini gerekli kılmaktadır.

Sözleşme’nin 1. Maddesinde belirtildiği üzere amacı;

•          Kadınları her türlü şiddete karşı korumak ve kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak,

•          Kadına karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmak ve kadınları güçlendirmek de dâhil olmak üzere, kadınlarla erkekler arasında önemli ölçüde eşitliği yaygınlaştırmak,

•          Kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin tüm mağdurlarının korunması ve bunlara yardım edilmesi için kapsamlı bir çerçeve, politika ve tedbirler tasarlamak,

•          Kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti ortadan kaldırma amacıyla uluslararası işbirliğini yaygınlaştırmak,

•          Kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin ortadan kaldırılması için bütüncül bir yaklaşımın benimsenmesi maksadıyla kuruluşların ve kolluk kuvvetleri birimlerinin birbiriyle etkili bir biçimde işbirliği yapmalarına destek ve yardım sağlamaktır.

Bu Uluslararası Sözleşmenin iç hukuka uygun hale getirilmesi için hayata geçirilmesini teminen 6284 Sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi” adıyla yasal bir düzenleme yapılmıştır.

İçinde yaşadığımız süreçte kadın ve çocuklara yönelik artan psikolojik, ekonomik, cinsel, fiziksel saldırılar bize söz konusu yasal düzenlemelerin ne kadar gerekli hatta hayati olduğunu ispatladığı gibi artan vakıalar işbu tehdidin ortadan kaldırılması için yapılması gereken daha pek çok düzenleme olduğunu da göstermektedir. Cinslerin biyolojik farklılığı kabul edilirken, toplumda kadın ve erkek cinsine atfedilen anlamların insan hakları eşitliği bağlamında değerlendirilerek, kadın erkek eşitliğinin toplumun her kesimine yayılması ve böylece bir cinsin diğer cins üzerinde baskı kurma, hakimiyet tesis etme, kendinde diğer cins üzerinde hak iddia etme temelli kişisel saldırıların önüne geçilmesi için atılması gereken çok adımımız olduğu da açıktır.

Bugün ilk imzacısı olmaktan yıllardır tüm kurumlarımızın öğündüğü İstanbul Sözleşmesi’ndeki imzadan geri adım atılması talepleri yüksek dille gerek iktidarın siyasi temsilcileri aracılığı ile TBMM’de,  gerekse bazı STK’lar aracılığı ile yazılı ve görsel basında dile getirilmekte ve bu konu kamuoyunda tartışılmaktadır.

Bugün basında yer alan haberlere göz attığımızda, hemen her gün bir hatta birden fazla kadın cinayeti ile karşı karşıya gelmekteyiz. 2020 yılı Temmuz ayı sonu itibariyle öldürülen kadın sayısı 285’dir. Meslektaşlarımıza müvekkillerinden gelen şiddet içeren tedbir talebi başvuruları ve 6284 Sayılı Yasa çerçevesinde alınan uzaklaştırma kararları da, Adalet Bakanlığı’nın ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın verilerinde yer almaktadır.  Söz konusu yasal düzenlemeye toplumun ihtiyacı olduğu açıktır. Bundan geri adım atılması halinde, hak savunucusu olan baroların, avukatların  insan hakkı ve kadın hakkı ihlalleri ile mücadelede; yasal dayanağımız olan İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Yasadan mahrum kalmamız neticesi hak arama mücadelesinde olan bireylerin zarar göreceği de açıktır. Kadına, çocuğa, kısaca mağdura yönelik şiddetle etkin mücadele edemeyen bir devletin toplumsal olarak da bu durumdan zarar göreceği aşikardır.

Bu nedenle ısrarlı bir şekilde demokrasiden uzak, en temel insan hakları kavramlarından ve her şeyden önce hak temelli hukuk felsefesinde uzak anlayışla Sayın Kamu Denetçiliği Makamı’na sunulan raporlarda, bu sözleşmeden Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin çekilmesi talep edildiği gibi haberleri basından üzülerek öğrendik. Bizleri en çok üzen de kadınların bugüne kadar toplumsal hayatta elde ettikleri kazanımlardan bu yolla vazgeçilmesinin istenmesidir. Zira bu sözleşmeden vazgeçmek demek tam da budur; kadınların, çocukların artan şiddet sarmalı içerisinde seslerinin daha çok kesilmesidir.

   Bizler Barolar olarak, Cumhuriyetimizin temel değerlerine bağlılığımızı burada bir kez daha ifade ederek,  sadece kadınların değil, toplumda  şiddete maruz kalan tüm bireylerin koruyucusu olan İstanbul Sözleşmesi’nden Devletimizin çekilmesini talep eden dilekçelerin ve bu dilekçeler çerçevesinde hazırlanan raporların dikkate alınmamasını,  İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmaması hususunda TBMM’ne tavsiye kararı verilmesi talebini içerir İş bu başvurumuzu yapıyor, bu doğrultuda  gereğinin yapılmasını saygılarımızla arz ve talep ediyoruz.

1-Adana Barosu Başkanlığı 2-Ankara Barosu Başkanlığı 3-Antalya Barosu Başkanlığı 4-Amasya Barosu Başkanlığı 5-Aradahan Barosu Başkanlığı 6-Artvin Barosu Başkanlığı 7-Aydın Barosu Başkanlığı 8-Balıkesir Barosu Başkanlığı 9-Batman Barosu Başkanlığı 10-Bilecik Barosu Başkanlığı 11-Bingöl Barosu Başkanlığı 12-Bolu Barosu Başkanlığı 13-Burdur Barosu Başkanlığı 14-Bursa Barosu Başkanlığı 15-Çanakkale Barosu Başkanlığı 16-Denizli Barosu Başkanlığı 17-Diyarbakır Barosu Başkanlığı  18-Düzce Barosu Başkanlığı 19-Eskişehir Barosu Başkanlığı 20-Gaziantep Barosu Başkanlığı 21-Giresun Barosu Başkanlığı 22-Hakkari Barosu Başkanlığı 23-Hatay Barosu Başkanlığı 24-Isparta Barosu Başkanlığı 25-İstanbul Barosu Başkanlığı 26-İzmir Barosu Başkanlığı 27-Kars Barosu Başkanlığı 28-Kırıkkale Barosu Başkanlığı 29-Kırklareli Barosu Başkanlığı 30-Kırşehir Barosu Başkanlığı 31-Kocaeli Barosu Başkanlığı 32-Konya Barosu Başkanlığı 33-Manisa Barosu Başkanlığı 34-Mardin Barosu Başkanlığı  35-Mersin Barosu Başkanlığı 36-Muğla Barosu Başkanlığı 37-Muş Barosu Başkanlığı 38-Ordu Barosu Başkanlığı 39-Sakarya Barosu Başkanlığı 40-Samsun Barosu Başkanlığı 41-Siirt Barosu Başkanlığı 42-Sinop Barosu Başkanlığı 43-Şanlıurfa Barosu Başkanlığı 44-Şırnak Barosu Başkanlığı 45-Tekirdağ Barosu Başkanlığı 46-Trabzon Barosu Başkanlığı 47-Tunceli Barosu Başkanlığı 48-Van Barosu Başkanlığı 49-Yalova Barosu Başkanlığı 50-Yozgat Barosu Başkanlığı 51-Zonguldak Barosu Başkanlığı  
Jandarma Altınözü’nde çeşitli elektronik eşya satan bir kişiyi yakaladı
Hatay’ın Altınözü ilçesinde, çeşitli elektronik eşya satan bir kişi Jandarma tarafından yakalandı. Hatay Valiliğinden yapılan açıklamada, 24.04.2024 günü Altınözü ilçesi...
<strong>Hatay Büyükşehir Belediyesi’nden Et ve Et ürünlerine denetim!</strong>
Hatay Büyükşehir Belediyesi Zabıta Dairesi Başkanlığı ve Antakya İlçe Tarım Müdürlüğü işbirliğiyle et ve et ürünleri satan işletmelere yönelik kapsamlı...
Antakya Belediye Başkanı İbrahim Naci Yapar 23 Nisan’da hasta çocukları unutmadı!
Antakya Belediye Başkanı İbrahim Naci Yapar, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi gören...
Antakya Belediye Başkanı İbrahim Naci Yapar Belediye personeli ile bir araya geldi:  Antakya’mızı sizlerle ayağa  kaldıracağız!
Antakya Belediye Başkanı İbrahim Naci Yapar, belediye personellerinin ile yaptığı motivasyon toplantısında “Antakya’yı sizlerle birlikte ayağa kaldıracağız” dedi.  Başkan İbrahim...
Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Öntürk’e hayırlı olsun  ziyaretinde bulunan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin:  Hatay için hazırız!
Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Öntürk, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’i makamında ağırladı. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin...
<strong>Hatay SMMM Odası Başkanı Jale Marufoğlu: Taleplerimize acilen yanıt bekliyoruz!</strong>
Hatay Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Başkanı Jale Marufoğlu, taliplerine acilen yanıt verilmesini istedi. Yaptığı basın açıklamasında, Mali Müşavirlerin iş...
CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara: Doğa için seferberlik talep edenler, ÇED raporu zorunluluğunu kaldırıyor!
CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, deprem bölgesinde artan çevre sorunlarına ve Hatay’da ÇED raporu zorunluluğunun kaldırılmasına yönelik yazılı bir...
Hatay’da Mucbir Sebep’in uzatılması isteniyor
6 Şubat Depreminde yıkılan Hatay’da Mucbir Sebep durumunun uzatılması istendi. Hatay serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası, Mucbir Sebep’in uzatılmasını talep...
Samandağ’da 23 Nisan Coşkusu
Hatay’ın Samandağ ilçesinde, 23 Nisan Ulusal Egemenlik eve Çocuk Bayramı büyük bir coşkuyla kutlandı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk...
Hatay Diş Hekimleri Odası’nın Genel Kurulu Cumartesi günü
Hatay Dişhekimleri Odası’ nın 20. Olağan Genel Kurulu Toplantısı 27 Nisan 2024 Cumartesi günü yapılacak. Oda Başkanı Nebil Seyfettin  Hatay...
<strong>HATSU’dan yeni meskenler içme suyu hattı</strong>
Hatay Büyükşehir Belediyesi, deprem nedeniyle zarar gören su iletim hatlarını onarmak ve yeni meskenlerin içme suyu ihtiyacını karşılamak adına altyapı...
Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü’nden yıllık işletme cetveli duyurusu!
Hatay Valiliği, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü’nün yıllık işletme duyurusunu yayınladı. Duyuruda sanayi siciline kayıtlı işletmelerin 2023 yılına ait işletme...
Saadet Partisi Hatay Milletvekili Doç. Dr. Necmettin Çalışkan’dan Bakan Mehmet Özhaseki’ye: İtiraf yetmez, çözüm üretin!
Saadet Partisi Hatay Milletvekili Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin çevreyle ilgili açıklamalarına tepki...
Türkiye Gazeteciler Federasyonu  Anadolu Basını için Meclis Araştırması istedi:  İktidardan olmaya Mama yok!
Türkiye Gazeteciler Federasyonu 69. Başkanlar Konseyi toplantısı Gebze Gazeteciler Cemiyeti’nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Yılmaz Karaca,...
<strong>Hatay Büyükşehir Belediyesi Çocukların Bayram sevincine ortak oldu!</strong>
Hatay Büyükşehir Belediyesi, AK Parti Antakya Gençlik Kolları, Mavi Dayanışma Gönüllüleri ve Kardeş Platformu iş birliğiyle, 23 Nisan Ulusal Egemenlik...
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ