AMIK OVASI ÇİFTÇİSİ BU YIL KURAKLIK YÜZÜNDEN % 80 ZARARLA KAPATTI

Amik Ovasında 2025 yılı buğday hasadı tamamlandı. Bir tek bulgur yapımında kullanılan sert buğdayın biçimi tamamlanmadı. Amik Ovasında bu sene kuraklık yüzünden yüzde seksen ürün verimi düşük olarak gerçekleşti.
En iyi bakımı yapılmış buğday bile dönüm başına 500 kilo buğday verdi. Bakımı yapılmayan, ilaçlanmayan, sulanmayan buğdaylar ise dönümünde 50-100-200-300 kilo ancak ürün alına bilindi. Her sene Amik Ovasında bakımı yapılmış buğday dönüm başına 700 kilo civarında verirken bu sen 500 kiloya düştü, giden senelerden 400 ve 500 kilo ürün en düşük ürün olarak değerlendiriliyordu.
Hasat sonunda görüştüğümüz çiftçiler “ Bu sene bizim için kara bir yıl oldu. Açıklanan Taban fiyatı yeterli değilı, ithal buğday, ithal pamuk, ithal mısır bizi topraktan soğuttu ve artık topraklarımızı kiraya veriyoruz” diyerek, üretimden çiftçinin uzaklaştığını belirttiler.
Amik Ovası çiftçi ne pandemi, ne deprem, ne de kuraklık dönemine ilişkin halen devlet bize elini uzatmadı. İlk kez kendimizi yalnız kaldığımızı gördük.
Çiftçilerin bankaya borçlarının bulunduğunu, bu borçların faizleri ile birlikte her gün arttığını, yeniden bankalardan kredi alabilmek için bu borçların engel olduğunu ve hükümetin bu konuda bir çözüm yolu bulmasını istediler.
Amik Ovasındaki Çiftçilerle görüştük. Çiftçilerin borçlarını, üretimden neden soğuduklarını, hükümetin çiftçilere ait bir yardım yapılıp, yapılmadığı konusunda düşüncelerini aldık.
Bayar Eker (Kumlu İlçesi Ziraat Odası Başkanı ve Çiftçi)
Devlet Şimdiye Dek Hiçbir Yardım Yapmadı.
Bu sene hasat döneminde Amik Ovası çiftçileri olarak çok kötü bir sezon geçirdik. Amik Ovasında önce don vurdu, arkasından kuraklık çok büyük ürün kaybına neden oldu. Sulanmayan tarlalar genelde 50-100-200 kilo dönüm başına ürün aldılar. Sulama yapanlar ise 400-500 kilo dönüm başına buğday aldılar. Tarlasını sulayan çiftçilere dönüm başına 1500 lira elektrik faturası geldi, bu kez de elektrik parası ürün maliyetini çok yükseltiyor. Amik Ovasında ekilmeyen arazi yüzde beş ile yüzde on arasındadır. Sulama imkanı olmayanlar arazilerini boş bırakmak zorunda kaldılar. Devlet yöneticilerinin çiftçinin bu durumuna bir çözüm için bizimle görüşmeleri gerekir. Böyle giderse gelecek yıl birçok çiftçi tarlasını ekemez duruma düşeceklerdir. Gelecek yıl çiftçiler ürünleri konusunda bilgisi olmadığından çok çiftçi toprağını ekmeyebilir. Adana buğdayını biçti, Hatay biçti ama halen Toprak Mahsulleri Ofisi buğday fiyatlarını açıklamadı. Antep piyasası dediğimiz bir piyasa oluştu, orada da ton başına 10 bin ile 12 bin lira bir piyasa oluştu. Bizim buğday fiyatlarının açıklanmaması tüccara mahkum etti. Bizim hesabımıza göre bir dönüm topraktan en yüksek ürün 500 kilo alınıyor. Bunun maliyetini çıkardık 5000 bin liradır. Yani çiftçiye bir kilo buğdayın maliyetin 10 liranın üzerindedir. Taban fiyat kilo başına en az 16 lira olmasını bekliyoruz. Çiftçilerimiz elektrik fiyatlarından ötürü ekemez, biçemez oldu, bizim düşüncemiz elektrik fiyatlarının ya aşağıya çekilmesi ya da devlet tarafından ödenmesini talep ediyoruz.
Reyhanlı Barajı Tamamlansın
Don ve Kuraklık konusunda devletten herhangi bir yardım, çalışma görmedik. Bize bakanlık ise “Çalışmalarımız devam ediyor, size bildireceğiz” diyorlar. Bizim halimiz hiç kalmadı. Çiftçi artık ekmeğe muhtaç duruma geldi. Bizim her türlü ürün bazında zararımız yüzde seksendir. Reyhanlı barajını tamamlasalar belki sulama meselesinde çiftçi biraz ayağa kalkar!
Şaban Rüşvenli (Çiftçi)
Bizi Tüccarın Eline Bıraktılar.
Buğday hasadını Amik Ovasında kapattık ama ürünlerimiz çok düşük verimde sonuçlandı. Fabrikalar ise buğdayı 11 liradan alıyorlar, bu fiyatlar hiçbir şekilde bizi kurtarmaz. Dönüm başına en yüksek ürün dönüm başına 500 kilo, bunun maliyeti bize ise 10 bin liradır, bu çiftçiyi kurtarır mı? Hele, hele düşük ürün külleyen zarar demektir. Kuraklıktan ve dondan ötürü pamuğu iki kez ekmek zorunda kaldık ama yine ürünü kurtaramadık. Amik Ovasındaki çiftçilerimi para kazanmayı bırakın, borçlarını dahi ödeyemez duruma geldiler. Kuyu suları derinlere indi, çıkarmanın maliyeti yükseldi. Şu anda sulama yapamayan çiftçi elli kilo buğday aldı, bu adam borç ödeyebilir mi?
Ben buğdayımı Ofise satamıyorum, çünkü her türlü girdiyi fabrikadan yani tüccardan almışım, buğdayı ofise götürsem ne kadar para verecek, ne zaman verecek bilemiyorum. O Zaman tüccara borcunu nasıl ödeyeceğim. 16 Dönüm buğdaya üç kez su verdim bana 12 bin lira elektrik parası geldi. Bu parayı ödeyebilmek için fabrika sahibinden borç aldım, onun için malımı ucuz da olsa ona vermek zorunda kalıyorum.
Ali Çorlu (Çiftçi)
Küçük Çiftçi Tarlasını Kiraya Veriyor.
Yani bu sene Amik Ovası yaşamadığı sıkıntıları yaşayarak devam etmektedir. Ben yüz dönüm araziyi yer altından su çıkartarak suladım. Yüz dönem arazime ise 80-90 lira elektrik parası gelince; artık tarlamızı sulamaz olduk. Tabi ürünler düştü. Ben yaklaşık bin dönüme yakın tarla ekiyordum. Bu sene üç çocuk okutuyordum, çocukları okutamaz duruma geldim. Cebimizde sıcak para göremez duruma geldik, ziraat odasına ve bankaya aidatlarımızı ödeyemez duruma geldik. Devlet çiftçi için bir plan yapmalıdır, plansız hiçbir şey yürümüyor. Küçük çiftçiler tarlalarını dışarıdan gelen insanları kiraya vermek zorunda kalıyorlar. Mısır, pamuk ekmeyi bıraktık, bir buğday ekiyorduk, onu da kuraklık vurdu, çiftçilikten artık uzaklaştık.
İthal Ürün Yasaklansın.
Bizim önemli konulardan ikincisi ise çiftçinin bankalara borçlarıdır. Bu sene gözüken bu borçları ödeyemez durumdayız. Bu borçların faizsiz şekilde ödenmesini, diğer kurumları yapıldığı gibi çiftçilere de yapılmasını istiyoruz. Bakın Mayıs ayı bitmiş ve Haziran ayındayız ama halen pamuk desteklememiz verilmemiştir. İki ay sonra yeni pamuk çıkacak fakat biz 2024 yılı pamuk destekleme parasını almadık. Desteklemeyi almış olsaydık, belki bankalardan kredi kullanmayacaktık. Bu konularda da ciddi sıkıntılarımız var. Devletten futbol, sanayi gibi kurumlara yapılan desteğin binde birini bize versin, bu bile bize verilmiyor. Hükümet her şeyi gemilerle dışarıdan ithal mal getirmektedir. Niye dışarıya biz döviz borçlanalım, Ukranya Adana kadar ama bize mal satmaktadır. Bu da bir ziraat odası yöneticisi ve çiftçi olarak zorumuza gidiyor ve bizi mağdur ediyor. Ne zaman bayram dışarıdan mal geliyor, ne zaman mısır hasadı sonu, buğday hasadı sonu gemilerle mal getiriliyor. Bu ithalatın yerine çiftçiye destek verilse biz her şeyin kralını üretir, temizini üretir ve halkımıza kaliteli, ucuz satarız ve de devlete vergilerimizle katkımızı yapar, mutlu bir şekilde hep birlikte yaşamaya devam ederiz.
HÜSEYİN GÜLER







