Geceler sonsuz değil

Değerli okurlarım!

İktidar güçleri tarafından dün olduğu gibi, bugün de HDP’li Siyasetçilere yönelik olarak yapılan saldırı yalnızca onlara karşı yapılan bir saldırı olmayıp, aynı zamanda bu ülkede tüm farklılıkları ile birlikte eşitlik, özgürlük, adalet ve barış içinde insanca yaşamak isteyen bütün insanlara ve muhaliflere karşı yapılmış olan bir saldırıdır.

Ardı arkası kesilmeyen bu saldırıların niçin yapıldığı ve hedefinin, amacının ne olduğu dün olduğu gibi bugün de bellidir ve düşman yaratmadan, halkı bölüp, parçalamadan var olamayan, varlığını ve geleceğini halkın ilerici, devrimci, demokratik kesimlerine keyfi, haksız ve hukuksuz bir şekilde saldırmakta gören iktidar güçleri ile onlardan ve onların o kirli, kötü ve karanlık düzenlerinden beslenenlerin ihtiyaçlarından kaynaklandığı aşikârdır.

Ancak, onların sonu gelmez bu saldırı veya operasyonlarının kendileri ve kendilerinden beslenenler dışında, bu ülkede yaşayan insanlara, halklara ve insanlığa hiçbir faydası yoktur.

Onun için bu ülkede insanca yaşamak isteyen normal ve makul her insanın bu tür baskı, zorbalık ve adaletsizliklere karşı demokratik haklarını kullanarak itiraz etmesi ve tepki göstermesi gerekir.

Onlar bugüne kadar içeride ve dışarıda izledikleri sinsi politikalarla bu ülkede yaşayan insanlara, halklara ve toplumsal kesimlere ve dolayısıyla da, insanlığa çok ağır bedeller ödettiler ve eğer bu zorbalık ve adaletsizliklerine demokratik yollarla karşı konulamazsa, önümüzdeki süreçte çok daha ağır bedeller ödetecekleri de açıktır.

Ben bu ülkede ve dünyada yaşayan bir insan olarak son tahlilde kötülüğün iyiliği, karanlığın aydınlığı, yalanın gerçeği, savaşın barışı ve barbarlığın uygarlığı asla yenemeyeceğini düşünüyorum.

Çünkü aksi durumun insanın ve toplumun doğasına aykırı olduğunu, sürdürülebilir olmadığını ve bu durumda insanca bir yaşamdan bahsedilemeyeceğini biliyorum. Bu ülkede halkın çok büyük bir bölümünün de bunu bildiğini ve buna inandığını düşünüyorum.

Savaşın, kötülüğün, karanlığın, sömürünün, adaletsizliğin ve zorbalığın o çürümüş ve kokuşmuş bozuk düzenine karşı, sonuçta hep birlikte eşitliğe, özgürlüğe, adalete ve barışa dayalı insanca bir düzende yaşamak istiyoruz.

Biliyoruz ki geceler sonsuz gibi görünür fakat geceler sonsuz değildir. Karanlık için aydınlık da gereklidir ve  gecenin en karanlık anı şafak sökmeden az öncesidir!

Mehmet Çardak

Araştırmacı-Yazar

m-cardak@windowslive.com