KUMAR MASASINDA TUTU KALAN “REİS” :))!!??..
Sevgili okurlar;
Bilirsiniz ki; kazanamayacaklarını önceden görenler, kumara dahi oturmazlar…
Kaldı ki; ülke yönetmede, ülke kaynaklarını esas alıp, hesap, kitap yaparak iş başına geçmeyi ıskalayanlar, her kimler olursa olsun; “İŞİNİ BİLMEYEN KASAP, NE SATIR BIRAKIR NE MASAT” durumuna düşmekten kurtulamazlar!!..
Hamaset ve yalan tükendiğinde (?!) hakikat duvarına çarpan öngörüsüzler; gelişmeleri geriden takip etmiş olduklarından (?!) her defasında çuvallama haliyle halvet olurlar:))!!..
Dünyayı olduğu gibi bizi de kasıp kavuran “Covid 19 Pandemisi” ile mücadele yetersizliğinde, üretimsizlikte, bozulan gelir dağılımında, işsizlikte, yoklukta ve yoksullukta, “pik” yapmış olmayı, “kanatlanıp uçma ve her bakımdan büyüme” diye kakalayanların (?!) aldatarak günü kurtarmaya çalışmaları; “çuvallamaya” işaret değil de nedir??!!..
SÖZCÜ yazarı Necati Doğru üstadın, uyarmak babından bir zamanlar yazısında, 1880’li yıllarda dünyanın altıncı büyük ülkesi olan Arjantin’in; “finansal ahmaklık, yok edici temerrüt ve devalüasyon” nedeniyle çöküşünü konu ederek uyardığını anımsayıp, günümüz Türkiye’sinin getirildiği noktaya baktığımızda, “aynı 3 sebebe” ilaveten; “hukuksuzluğu, güven kaybını, işsizlik belasını” da hesaba katarsak; çökmekle birlikte batmakta olduğumuzu gizlemeye çalışmak; iflasın itirafı olmaz mı?!..
1880’de çökmenin eşiğine gelen Arjantin’de olduğu gibi; ülkemizde de kapatılamayan döviz borçları, çıldıran işsizlik, iç ve dış borcu (temerrüt) ödeme sıkıntısı, kontrol edilemez olan krediler, dolar ve Euro karşısında eriyen Türk Lirası, israf değirmeninde öğütülen Cumhuriyet değerleri, anlamsız beton sevdası, eksiye düşen Merkez Bankası, iç edilen deprem fonu, işsizlik fonu ve benzeri olumsuzluklar elle tutulur noktaya gelmişken; iktidarın üfürmekte olduğu “KALKINMAYI KATLADIK, ÇAĞLAR ATLADIK, UÇUYORUZ, KAÇIYORUZ, DÜNYA BİZİ KISKANIYOR” hamaseti, canıyla uğraşır hale gelmiş vatandaş nezdinde ne kadar kabul görebilir ki?!..
“Dolarla mı maaş alıyorsunuz? Beni kur ilgilendirmiyor, bak burası çok önemli!” diyerek; milletin aklıyla alay eden damat Berat Albayrak’ın metal yorgunluğundan dolayı (?!) Hazine ve Maliye Bakanlığından sarfı nazar eylemiş olması; Merkez Bankası Başkanı’nın değiştirilmesi, doların ateşini düşürmediği gibi, kur baskısını da engelleyemediğini birlikte gördük… Zira, Merkez Bankası 120 milyar dolarlık döviz rezervini yabancılara 4.5 TL’den, 5.5 TL’den, 6.5 TL’den çoktaaan satarak bitirmişti!?.
İkide bir; “faiz sonuç değildir, sebeptir” diyerek bilgiç tavırlar ortaya koyan “Partili Cumhurbaşkanı”; Merkez Bankasının ve devletin kenarda, köşede kalmış bakiye kaynaklarını alıp oturduğu poker masasında dağıtılan kartlardan eline gelen 2 kıytırık 7’li ile elinde “floş royal veya kare as” olanlara rest çekip; “heeyt, hüüyt” diye estirmiş olması, eller açıldığında (?!) sıfırı tüketen “Reisi” masada tutu kalmaya kadar götürmez mi?!..
***
Bir zamanlar dünyanın 6. büyük ülkesiyken çöküş yaşayan Arjantin misali, Dünyada “kendine yeten 7 ülkeden biri olduğunu” kıvançla söylediğimiz Türkiye’nin samanı dahi dışarıdan ithal eder duruma düşürülmüş olması; poker masasında iki çürük 7’liyle, sağlam kartı olanlara rest çeken oyun bilmezliğin, iş bilmezliğin sonucu değil de ya nedir??!!..
İşte geldiğimiz son nokta bu!!..
Müflis tüccarı andıran AKP İktidarı; kendisine hesap sorulmasının olabildiğince geciktirilmesi amacıyla (?!) erken seçime gideceğine hiç mi hiç ihtimal vermiyorum…
Bekleyip göreceğiz, vesselam…
***
İş ehlinde olmayınca vesselam
Şap şekere, şeker şapa karışır
Şüpheli olanla eylersen kelam
Ana yoldan çıkar, baba karışır
*****
İblis’in elinde zemzem içersen
Haramiden tırsıp haktan geçersen
Mimlenmiş kişiyi muhtar seçersen
İş çığırdan çıkar, oba karışır
***
Söylerim doğruyu, kızsan da bana
Sözümüz, kıssadan hisse alana
Mercimekle taşı korsan yan yana
Bil ki ilk fırsatta torba karışır
***
Aynı kişi ise, aldatan sizi
Aynaya bakmadan suçlama bizi
Ayırmazsan kirli ile temizi
Bulaşık suyuyla çorba karışır
Ali DAL