Yangın, Yangın , Seller ve Hukuk Devleti hakkındadır
Bu seller normal sellere benzemiyorlar. 40 kişiyi daha şimdiden götürdü. Kayıpla da var…Kayıplar nereye ulaşacak bilen yok. İşte bütçeyi Türk Milletinin mutluluğu için hazırlamayan yabancıların paralarının yükselmesi için hazırlayan 14 Mayıs 1950 sonrasının demokrasi kahramanlarının bizi getirdiği durak budur.
Sellerle bu işin ne ilgisi var demeyin lütfen. İsmet İnönü 1957 de TBMM şunları söylemiştir.” Rutubetin bir binayı çökertmesi, gibi çökertir “de ondan bu şekilde yazıyoruz.
10 Yıl marşının birkaç dizesini yazarak yazımıza devam edelim.
Çıktık açık alınla on yılda her savaştan,
On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan;
Başta bütün dünyanın saydığı Başkumandan;
Demir ağlarla ördük Anayurdu dört baştan.
Türk’üz, Cumhuriyetin göğsümüz tunç siperi,
Türk’e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk iler
İnsan bu gibi durumlarda yazı yazamıyor yorum yapamıyor.
Haçlılar +Dinsizler tarafından dinle aldatılmış Türk Milleti.
Kendi dinini kendi dili ile yapması yasaklanmış bir Türk milleti.
Bilimden uzaklaştırılarak Yüce dininden de uzaklaştırılmış Türk milleti.
Yangınlardan sonra sellere de kurban edilmiş bir Türk Milleti.
Parası düşmanlarla işbirliği yaparak sıfıra indirilmiş Türk milleti….vardır.
( 14 Mayıs 1950 de 3 TL olan bir ABD Doları bu gün (14 Ağustos 2021) 8.529.000 TL dir.
Demokrasi, kahramanlarımızın buna karşı bir sözleri var mı? Bir mazeretleri var mı? Bir diyecekleri var mı? Ama Türk milletinin diyeceği var.
Artık açık bütçe ve enflasyon yapanlara oy yok.
Artık açık bütçe ve enflasyon yapanlara oy yok.
Artık açık bütçe ve enflasyon yapanlara oy yok.
Batı Karadeniz’de felaket büyük.
14 Mayıs 1950 den sonra gelen demokrasimizin kahramanlarınca yaratılan açık bütçeli ve laik eğitimden uzaklaştırılmış Türkiye Manzaraları üzücü ve düşündürücüdür. Şimdi konuşma zamanı değildir. DENK bütçeye ve laik eğitime dönmek Atatürk’ün bütün yollarına toptan dönmek zamanıdır. Gereklidir. Zaruridir. Vazgeçilmezdir. Bunun dışında düşünenler gaflet dalalet ve hatta hıyanete devam diyenlerdir.
Enflasyon İşine bir Göz Atalım.
Anayasamızın 40. Maddesi aynen şudur. Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlal edilen herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma……hakkına sahiptir. Kişinin, resmi görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, devletçe tazmin edilir.
Anayasamızın bu maddesi, açık bütçe ve enflasyonun meydana getirdiği zararların giderilmesi için sözde işletilmektedir. Ancak telafi yolu bir başka Anayasa ihlalidir. Devletimiz enflasyonda ezildi diye TUİK çe belirlenen!!!! % 6-10 civarında bir zammı emeklilere ve halen çalışılanlara uygulamaktadır. Ayrıca asgari ücretlere de bir miktar zam yapmaktadır. Ancak bunlar bir işe yaramamaktadır. Çünkü2003 te asgari ücretlerle 10 Çeyrek altın alınırken bu gün( 14 Ağustos 2021) asgari ücretlerle 2825;790=3,5 çeyrek altın ancak alınabilmektedir. İşte Anayasamıza ve hukuka aykırı olan uygulama da budur. İsmet İnönü’nün Türk Milleti Tam manasıyla iflasa sürüklenmiştir. Kelimeyi tartarak kullanıyoruz dediği durum budur. Mülkiyet hakkına devlet hiçbir şekilde dokunamaz. Para da menkul bir mülktür. Ona dokunacak hiçbir eylem yapamazsınız Anayasa Madde 35. Açık bütçelerin insanların ceplerinden paralarını sofralarından yiyecek ve içeceklerini almak gasp etmek olduğunu bilmeyen kalmadı. Çünkü verilen zam enflasyonla uğranan kaybın telafisi bir yana 2003 ten bu yana maaşla geçinenler %100 fakirleşmişlerdir. Köylü ve esnaf daha yüksek oranda fakirleşmişlerdir. Yapılan bu uygulama Anayasamızın 10. maddesini hukuk devleti ilkelerini insan haklarını ihlal etmektedir. İsmet İnönü’nün deyimi ile Türk milleti tam manasıyla iflasa sürüklenmektedir. Burada çare memura emekliye enflasyon oranında zam yapmak da değildir. Enflasyon hiç yapmamaktır
Hukuk devleti açık bütçe ve hiç zam yapmayan bir devlet demektir.
Hukuk devleti açık bütçe ve hiç zam yapmayan bir devlet demektir.
Hukuk devleti açık bütçe ve hiç zam yapmayan bir devlet demektir.
Hukuk devleti açık bütçe ve hiç zam yapmayan bir devlet demektir.
Haftanın Notu: İktidarın dış politikası yanlış ama iç politikası da yanlıştır. İçerde 14 Mayıs 1950 den sonra devam eden açık bütçeler İsmet İnönü’nün deyimi ile rutubetin bir binayı çökertmesi gibi Türkiye Cumhuriyetini her yönü ile çökertmiştir. Hazinemiz sonun kadar kullanılmış hazinede yedek akçe diye bir para kalmamıştır. Laik eğitim yok edilmiştir. Bu Rotada ilerlemek ve yaşamak asla mümkün değildir. Bu iktidarın ve destekçisinin vaziyeti toplama gücü kalmadığı gibi kendilerini toparlamak gücü dahi kalmamıştır. İstifa ederek seçim hükümetine yönetimi bırakmak tek Anayasal yol olarak kalmıştır. Dost Acı ama doğruyu söyler.
Op. Dr. Aytekin Ertuğrul
draertugrul@hotmail.com