Çiftçiyi Ekmeğe Muhtaç Ettiler!
Amik Ovasında bu sene buğday hasadı başladı, harıl, harıl döver-biçerler buğday tarlalarında çalışıyor. Hasat döneminde çiftçinin yüzünün gülmesi, gözlerinin ışıltılı olması gerekir ama çiftçinin yüzündeki umudu, gözündeki ışıltılar görünmüyor.
Amik Ovasının çiftçileri ile görüşmeye ve sorunlarını dinlemeye çalışıyoruz. Çiftçilerin çoğunluğu “Daha önce de hasat dönemi yazıldı ama yöneticiler sorunlarımıza çözüm bulmak yerine sorun yarattılar” diyorlar.
Amik Ovası yazın sıcak ama her yerden esiyor. Yollar tozlu, ekin tozları yüzümüze vuruyor. Çalışan işçiler ise, “Halimiz ortada zaten çiftçinin yüzü gülmüyor ki, bizim yüzümüz gülsün” diyor.
Üretim kışın suların bastığı alanlarda son derece düşük, buğday kökleri suların içinde kaldıklarından yanmışlar. Bazı çiftçiler de ekinlerine yeterli su veremediklerinden verimi düşük olduğunu ve gübrenin, suyun yeterince verildiği yerlerde verim yüksek onlarında aması var ” buğday fiyatları 8 liradan aşağı olursa, biz giderlerimizi karşılamakta zorlanırız” diyorlar.
Çiftçi öncelikle elektrik giderlerinden yakınıyor. Buna bir ayar verilmesini istiyor.
Reyhanlı barajının tamamlanması ve ovaya su vermesini istiyor.
Destek akçelerinin güncellenmesi ve girdi zamlarına uygun hale getirilmesini talep ediyorlar.
Yine buğday fiyatlarının hasat öncesi açıklanması ve ödemelerin zamanında yapılmasını bekliyorlar.
Gıda güvenliğinin ancak gıdayı yaratanlara destek verilerek olacağına işaret ediyorlar.
Amik Ovası Hasat dönemi dolaysıyla Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bekir Demirtaş ve Bölgenin büyük ve modern tarım, değişik tarım ürünleri üreticisi Murat Adnan Teoman ile görüştük. Bu alanlardaki sorunları ve çözüm önerilerimizi sorduk.
Doç. Dr. Bekir Demirtaş (Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü)
ÜNİVERSİTE-TARIMBAKANLIĞI-ÇİFTÇİLER ORTAK PROJELER YAPARAK ÇÖZÜM GELİŞTİRİLMELİDİR
“Hatay Amik Ovasında bu sene buğday hasadı dönemi başladı. Tarımsal anlamda biz kendi, kendine yeten bir ülkeydik ama geldiğimiz yer böyle görünmüyor. Özellikle Rusya-Ukranya savaşı bunu daha çok su yüzüne çıkmasına neden oldu.
Dünya ve bizim gibi ülkeler besin kaynakları üzerinde sorun yaşamaktadır. Bizde halkın besin kaynağı buğday ve diğer bitkisel besin kaynağı konusunda arz sıkıntıları, tedarik zinciri sıkıntıları, yüksek enflasyon, fiyat artışları da kendini göstermiştir. Tarıma destek vererek kendine yeterliliğini sağlamak ve halkın önemli besin kaynaklarını tedarik etmek zorundayız.
Hatay’da yaklaşık Amik Ovasında 650 bin dekarlık alanda buğday tarımı yapılmaktadır. Son yıllarda tarım alanlarında ekim azaldığını ve tarım alanlarının amaç dışı kullanıldığını tarım alanlarında küçülme söz konusudur. Son on yılda 650 bin hektardan 540 hektara düştüğünü görüyoruz.
Üretim anlamında da son yılların ortalaması 250 bin ton civarında seyir etmektedir. Bu sene Mart, Nisan ve Mayıs aylarında yağıların iyi olması rekoltenin iyi olması beklentimiz vardır.
Tarıma destek konusuna gelince: Buğday, arpa ve çavdar gibi ürünleri hükümetin sertifikalı tohum desteği, telafi edici destekler söz konusudur. Bu destekler içinde 2022 yılı içerisinde dekara yaklaşık 116 bin tel destek verilmesi söz konusudur. Telafi edeci destekler için son yıllarda girdilere yüksek zamlar gübre, ilaç, işgücü maliyetlerin güncellenmesi gerektiğini düşünüyorum. Yani telafi edici desteklerin maliyetlerin artışına uygun olmalıdır. Üreticilerin kullandıkları girdilerin artması, üreticiye de yansımaktadır. Bu üreticiye yansıyan giderler karşılanması gerekmektedir.
Diğer taraftan bölgemizde yatırlardan sulamaların artırılması, modern sulama tesislerinin ve barajlarımızın devreye girmesi, geliştirilmesi gerekmektedir. Üniversitemiz olarak çiftçilerimizden gelen talepler, yine Tarım İl Müdürlüğümüzün önerisi üzerine çalışmalara katılıyoruz. Üniversitemizde toprak analizleri yapılması, bölgemizde tütün üretiminin kaldırılması sonucu alternatif üretim arayışlar var, bunlara destek verip, önerilerimiz sunuyoruz.
Üniversitenin, Tarım İl Müdürlüğü ve çiftçilerimizin ortak çalışmadığını görüyoruz. Bölgemiz açısından ovada çiftçilerimizin yaşadığı üretim sorunu var. Bunlar, yetiştiricilik, zararlılarla mücadele ve hasatla olabilir. Üretim ve pazarlama sorunları yaşanmaktadır. Bu sorunların tespiti ve çözümü için üniversite, çiftçi ve bakanlık kurumunun bir araya gelmesi gerekir. Üniversite kendi yaptığı projeleri sahaya yansıtamıyor, yine tarım müdürlüklerinin saha da çalışmaları ve bunun yanında üretici kooperatifleri, birlikleri ortak çalışmalarla sorunları aşabileceğimizi düşünüyoruz. “
Murat Adnan Teoman (Çiftçi)
TOPRAK MAHSULLERİ FİYATLARI HASAT ÖNCESİ AÇIKLAMALIDIR
“Amik Ovası Arpahan bölgesinde buğday hasadımızı başlattık. Yağışların erken bitmesi sonucu buğdaylarımızı sulama zorunluluğu doğdu. Bu da elektrik maliyetlerinin çok yükselmesine neden oldu. Bu konuda devletimizden yardım bekliyoruz. Bu elektrik ödemelerinin her ay değil, sezon sonu yapılması, ayrıca büyük sanayiciye olduğu gibi çiftçiye de KDV indirimi, kolaylık sağlanmasını istiyoruz. Yani özel tarife uygulanmasını düşünüyorum. Bu giderlerin yanında gübre maliyetleri yüzde 300-400 artmıştır. Bir önemli nokta aile çiftçiliği ülkemiz ve dünya açısından çok önemlidir. Gıdaya erişimin zorlaştığı şu günlerde çiftçinin ve ürettiği ürünün kıymeti daha iyi anlaşılır diye düşünüyorum. Çiftçinin hak ettiği maddi ve manevi anlamda görmesi gerektiğini düşüncesindeyim.
Çiftçinin en iyi yaptığı iş üretmektir. Her sene Hatay bölgesinde ilk buğday hasat olur, Maraş ve Konya tarafına geçilir, her sene TMO buğday çıktıktan bir ay sonra fiyat açıklamaktadır. Bu da piyasada belirsizliğe ve bir de özel sektörün işine yaramaktadır.
Reyhanlı barajının tamamlanması ile birlikte suyun bizim buraya kadar gelmesi planlanıyor. Biz de bunu takip ediyoruz ama bu biraz daha yapılması, suyun gelmesi sürecektir.
Biz bu sene bölgede karakılçık denilen buğdayı üretiyoruz. Türkiye’de karakılçık üretiminde 2021 ve 2022 yılında tek üretiminde biz olduk. Bu hibrit olmayan ve gluten oranı düşük olan buğdaydır. Bu buğdayı tohum seçerek, her sene artırarak devam ediyoruz.
Daha önce sürdürülebilir tarımı kimse konuşmuyordu. Son birkaç yıldır tarımda üretimin sürdürebilirliği konuşmaktayız. İnsanlar topraklara küstükleri ve büyük şehirlere gittiklerinde mutlu olamıyorlar. Şehirlerdeki de mutlu olamıyor. Yani gelir seviyesinin olduğu yerde yükseltilmesi ile mutlu olabilirler.
Gıda Güvenliği deyince, topraktan-sofraya kadar olan durumu anlıyoruz. Biz burada iyi tarım ve organik tarım da yapıyoruz. Gıda güvenliği konusunda gerekli testleri yaptırarak halkımıza güvenli ürün sunmaktayız. Tarım il müdürlüklerimizle ortak çalışıp, analiz yaptırıyoruz. Hasat zamanlarında onlar gelip örnek alıyorlar, gerekli analizleri yaparak bizi bilgilendiriyorlar. “
HÜSEYİN GÜLER