Doç. Dr. Abdullah Aydın ve Dr. Musa Öztürk uyardı: Savaş dönemi ekonomisi yaşıyoruz
Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Abdullah Aydın ve Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Musa Öztürk, Türkiye’nin savaş ekonomisi yaşadığına dikkat çektiler.
Beyzade FM’de Koronavirüs sürecinin sosyal, siyasal ve ekonomik etkilerini değerlendiren Doç. Dr. Abdullah Aydın ile Dr. Musa Öztürk, “İkinci dalgamı yaşıyoruz? Bu süreç ne anlama geliyor? olayın sadece sağlık boyutuna bakmamak lazım, en önemlisi bir değişim süreci tetiklendi” vurgusu yaptılar.
Beyzade Fm’de Serkan Uğraş’ın sorularını cevaplayan Doç. Dr. Abdullah Aydın ve Dr. Musa Öztürk süreci şöyle anlattı;
Doç. Dr. Abdullah Aydın; “Süreç devam ediyor. Ancak bir rehavet söz konusu. Problemin vahametinin farkına varmadığımız kanaatindeyim. Belki Hatay bölgesi olarak çoğumuzun yakın çevresinde virüs bulaşan insan sayısı çok fazla olmadığı için, durumun ciddiyeti çok bilinmiyor. Virüsten etkilenenler ciddiyetin farkında.
Şuan “Kontrollü sosyal hayata geçiş” sürecindeyiz. Uzmanların ve bilim kurulunun ortaya koyduğu hassasiyetleri gözetmediğimiz zaman bu sürecin dramatik şekilde daha kötüye gitme tehlikesi var. Son günlerde artan vakalar bunun göstergesi. Alınan tedbirler bir yere kadar etki eder. İnsanlar kendi tedbirini kendisi alması lazım. Herkesin polisi, kendi vicdanıdır. Bu kontrollü yaşam sürecine adapte olmamız ve dikkatli davranmamız lazım. Ama maalesef dikkat edilmediğini görüyoruz. Fazla normalleştik. 20 gün sıkı tedbirli bir dönem geçirdik ancak bugünlerde insanlarda çok fazla rehavet var. Evde duramıyoruz. Gizli törenler, asker uğurlamaları, alıverişte ve birçok noktada insanların sosyal mesafe, maske gibi tedbirlere uymadığını görüyoruz.”
OLAYIN SADECE SAĞLIK BOYUTUNA BAKMAMAK LAZIM
Doç. Dr. Aydın, ayrıca olayları sadece vakalar ve sağlık üzerinde değerlendirmememiz gerektiğini belirterek olayın küresel boyutuna dikkat çekti.
Aydın, “olaya sadece sağlık yönüyle bakılırsa, olayın bütününü anlamada problem oluşur. Biz bunu bütüncül değerlendirip işin sosyal, ekonomik ve uluslararası ilişkiler boyutunu gözden kaçırmayalım ki olayı daha iyi anlayalım. Bu sürece sadece kapılacak mıyız, yoksa yönetecek miyiz? Olaya kapılamadan süreci yönetip, gelecekte bireyi, aile, toplum ve ülkeyi daha iyi bir noktaya taşıma gayretinde olmamız gerekiyor” diye konuştu.
BİR DEĞİŞİM SÜRECİ TETİKLENDİ
Isparta Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Musa Öztürk de, Covid-19’un çok boyutlu bir süreç olduğunu belirterek, “Bu süreçte insanların psikolojisi, sosyolojisi, kültürleri bozuldu! Buna bozuldu denebilir mi, yoksa aslına mı döndü demeliyiz onu bilmiyoruz. Şuan bildiğimiz şey; bir değişim, süreci tetiklendi. İktisadi olarak baktığımızda bir şok var. Bu şok dönemi, yapısal kırılmaya döner mi dönmez mi, bazı kalıcı etkileri olur mu olmaz mı? Bunu tecrübe edeceğiz. Bugün insanlık sağa sola koşuyor; nasıl çözeceğiz, “Allah’ın yardımı ne zaman?” diye. Bu feryat, bu arayış aslında 2008 krizinden bu yana olan bir arayıştı. Burada bir çare bir çıkış yolu aranıyor. Bugün bu salgından dolayı 5 bine yakın vefat var. Allah rahmet eylesin. Şimdi bu sayı bizim için gündeme almadığımız bir sayı haline geldi. Bu, yaşadığımız sosyolojik travmayı gösteriyor.
SAVAŞ DÖNEMİ EKONOMİSİ YAŞIYORUZ
Bu süreçte aynı zamanda iş gücü kaybı oldu. Özel sektör ve kamunun radikal kararlar almasını topladığımızda açıkçası ekonomik kriz mi, savaş dönemi ekonomi, şok mu yaşıyoruz diye baktığımızda elde ettiğimiz veriler, maalesef bu bir savaş dönemi ekonomisi olduğunu gösteriyor. Çünkü bu dönem karşılıklı arz ve talepte şoklarının yaşandığı bir dönem” diyerek somut örneklerle anlattı.