ADD Hatay Şube Başkanı Kezban Kuran: Kırk Asırlık Türk Yurdu Hatay’ın anavatana katılışının 81. Yıldönümü tüm ulusumuza kutlu olsun
Atatürkçü üşünce Derneği Hatay Şube Başkanı Doç. Dr. Kezban Kuran, Hatay’ın anavatana katılışının 81. Yılı dolayısıyla bir mesaj yayınladı.
Doç. Dr. Kezban Kuran mesajında şu ifadelerde bulundu:
Bilindiği gibi 30 Ağustos 1922 Başkomutanlık Meydan Savaşı ve arkasından gerçekleştirilen Büyük Taarruz ile ulusal bağımsızlığımız kazanılmış fakat o zamanki siyasi gelişmeler neticesinde Hatay ilimiz Fransız mandası Suriye’ye bırakılmıştı.
Atatürk’ün “Kırk asırlık Türk yurdu düşman eline bırakılamaz” sözüyle dış politika da başlattığı çalışmalar sonucunda Hatay ilimizin anavatana olan hasreti başarıyla sonlandırılmıştır.
Atatürk’ün hasta olduğu halde trenle 20 Mayıs 1938’de Mersin’e gelmesi ve oradan Adana’ya geçerek askeri birliklerin saatler süren resmi geçitlerini ayakta izlemesi, Hatay konusunda Türk Cumhuriyeti Devleti’nin kararlı tutumunu Birleşmiş Milletlere göstermesi açısından çok önemli olmuştur. Nitekim bu gelişme sonucunda Türk ve Fransız askeri heyetleri, Antakya’da 20 gün süren görüşmeler sonucunda 3 Temmuz 1938’de bir askeri antlaşma imzaladılar. Bu antlaşmanın en önemli maddelerinden biri de Birleşmiş Milletler gözetiminde Hatay Bağımsız Devleti’nin kurulacak olmasıdır. 5 Temmuz 1938 sabahı, Türk Ordusunun 48.Takviyeli Dağ Alayı, halkın coşkun sevinç gösterileri arasında Hassa ve Payas üzerinden Hatay’a girdi. Bundan sonra seçimler huzur içinde yapıldı. 40 milletvekili seçildi. Hatay Devleti Millet Meclisi 2 Eylül 1938 günü toplandı. Böylece Hatay Devleti’nin kuruluşu da gerçekleşmiş oldu. Cumhurbaşkanlığına Tayfur Sökmen seçildi. Başbakanlığa Dr. Abdurrahman Melek atandı ve hükümet kurularak göreve başlandı. Devletin bayrağı, Türk Bayrağı’nın hemen hemen aynısı, Milli Marşı ise Türk İstiklal Marşı idi.
Aslında Türk Askerinin 5 Temmuz’da girişi ile Hatay’ın kurtuluş süreci başlamıştı. Hatay Devleti’nin kurulmasıyla kurtuluş da gerçekleşmiş oluyordu. Artık Fransızların Hatay’da hiçbir yetkisi kalmamıştı. Ancak, kâğıt üzerinde de olsa, Milletler Cemiyeti’nce tanınmış olan mandaterlik sıfatı devam ediyordu. Hatay Devleti hızla teşkilatlandı. Türkiye ile bağlarını güçlendirdi. Bu arada Avrupa’da 2.Dünya Savaşı’nın belirtileri görülmeye başlanmıştı. Bir savaş çıkabilir ve bölgedeki dengeler her an değişebilirdi. Bunu dikkate alan Türkiye, o sırada Avrupa’da zor durumda olan ve müttefik arayan Fransa’ya Hatay’ın Türkiye’ye katılmasını teklif etti. Uzun süren görüşmelerden sonra, 23 Haziran 1939’da Türkiye ile Fransa arasında bir antlaşma imzalandı. Bu antlaşma ile Fransa Hatay üzerindeki haklarını Türkiye’ye devrediyor, Hatay’ın Türkiye’ye katılmasını kabul ediyordu. Bundan sonra, 29 Haziran 1939 günü Hatay Millet Meclisi son defa toplandı, oybirliği ile Türkiye’ye katılma kararı alarak kendi kendini feshetti. Böylece TBMM’de 7 Temmuz 1939 tarihinde kabul edilen bir kanunla Hatay Vilayeti kuruldu.
‘Hatay benim namusumdur. Hatay’ı alacağım’ diyen Mustafa Kemal, ‘İskenderun Sancağı’ olarak adlandırılan bölgenin ana vatana ilhakı konusunda bir asker ve devlet adamı olarak liderlik yeteneğini göstermiştir. Hatay Meclisi’nin oybirliği ile Anavatan’a katılma kararı alması, Türk diplomasisinin ve şüphesiz ki Atatürk dönemi dış politikasının en önemli başarılarından birisi olmuştur. Atatürk’ün üstün gayretleri ve izlemiş olduğu millî bir politika sonucu “Kırk Asırlık Türk Yurdu” düşman elinde bırakılmamıştır. Barış ve dostluk yolu ile kazanılan bu zafer yalnız ve ancak büyük Atatürk’ün eseridir.
Hatay halkının daha güzel, huzurlu günler yaşaması dileğiyle bu mutlu günde O’nu ve silah arkadaşlarını bir kez daha minnet ve sevgiyle anıyor, Hatay halkının bayramını kutluyoruz.