Ankara Barosunun Bildirisi
- 02.05.2020
- Ankara Barosunun Bildirisi için yorumlar kapalı
- 1.116 kez okundu
Sayın Av. Güner Yiğitbaşı Ankara barosu ile diyanet arasındaki bir bardak suda fırtına koparan olayın her tarafını didik didik ederek hukuki ve Anayasal boyutunu ortaya koymuştur.
Diyanet işleri başkanının had ve hududunu aşarak dediği şudur.
Ey insanlar! İslam zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lutiliği eşcinselliği lanetliyor. Nedir bunun hikmeti. Hastalıkları beraberinde getirmesi ve nesli çürütmesidir bunun hikmeti. Yılda yüz binlerce insan gayri meşru ve nikahsız hayatın İslami literatürdeki ismi zina olan bu büyük haramın sebep olduğu HIV virüsüne maruz kalıyor.
Geliniz bu tür kötülüklerden insanları korumak için birlikte mücadele edelim.
Geliniz bu tür kötülüklerden insanları korumak için birlikte mücadele edelim sözü yanlıştır.
Mücadele nedir önce onu görelim.
TDK Sözlüğüne göre mücadele=
1-Birbirlerinin isteklerini kabul ettirmek için iki taraf arasında yapılan zorlu çaba. Savaş
2- Her hangi bir amaca erişmek, bir kuvvete karşı koyabilmek için bir kişi veya topluluğun güçlü, sürekli çabası savaşım
Görülüyor ki Mücadele = Savaştır. Bu savaş çağrısı Anayasamıza aykırıdır. Yüce dinimize aykırıdır. “Yurtta sulh cihanda sulh” ilkesine aykırıdır. Bu çağrının altını Sayın Cumhurbaşkanımız imzalayıp yayınlasa dahi suçtur. Bu konuşmayı TBMM başkanı da yapamaz. Bu konuşmayı adalet bakanı de yapamaz. BU konuşmayı Cumhurbaşkanlığı sözcüsü de yapamaz. Bu konuşmayı İletişim Başkanı da yapamaz. Bu konuşma başlı başına bir suçtur.
AKP döneminde devlet işlerinin başına getirilenlerin büyük çoğunluğu işlerini ve mesleklerini çağdaş ölçüler ve çağdaş bilim verilerine göre bilmeyenlerden seçilmektedir. Bana göre Diyanet İşleri Başkanımız da Türkiye’de mevcut Tüm Müslümanların içinde Müslümanlığı en az bilenlerden biridir. NEDEN bunu böyle yazabiliyoruz? Şundan.
Komşunuz açken siz tok yatmayın bir Hadis-i Şerif midir. EVET öyledir. Diyeceksiniz. O zaman size sorarım
Bu hadisi şerif-in içinde;
Komşunu aç bırakacak işler yapma.
Komşunu aç bırakacak planları olan düşmanları yurda sokma,
Komşunu aç bırakacak kişi ve kuruluşlarla işbirliği yapma
emirleri de yok mudur. Şüphesiz ki vardır. Peki, şimdi gelelim esas sorumuza.
Mademki böyledir. Değil komşunu Tüm Ümmeti Muhammedi tam manasıyla iflasa sürükleyen açık bütçelere karşı Diyanetimizin Sayın Başkanından neden ses çıkmıyor.
Peki, bu vahim bildir nedeniyle Ankara barosu ne demiştir? Onu da görelim. Ankara barosu bildirisine göre baronun açıklamasının can alıcı kısmı şudur. Bundan sonraki konuşmasında halkı meşalelerle CADI diye kadın yakmaya davet edilmesi, kimseyi şaşırtmamalıdır. Türkiye’de hukuk varsa Ankara Barosunun bildirisinde suç yoktur. Bildiri son derecede uygun son derecede ağır başlıdır. Hukuku ve hukuk devletini ve hatta yüce Müslümanlık dinimizi korumaya yöneliktir. Artık okumadan incelemeden Haçlıları emellerine çok kolay alet olunan bir millet olmaktan kendimizi kurtarmalıyız.
Bu olayda hukuk devletinin gereği bu değildir. Gereği diyanet İşleri başkanını sığaya çekmek bir daha bu kabil mücadele çağrı ve çığırtkanlıkları yapmasını önlemektir Çünkü burası muz Cumhuriyeti değildir. Anayasasında demokratik, laik sosyal bir hukuk devleti yazılı bir devlettir. Bu devleti Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılaplarına ve laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, namusum ve şerefim üzerine ant içerim diye yemin etmiş bir insan tarafından yönetilmektedir.
- 2025 Yeni Yılı Türk Milleti İçin Zor Bir Yıl Olacaktır! - 2 Aralık 2024
- 10 Kasım Atatürk’ün Ölüm Günü Değildir. - 9 Kasım 2024
- İyiye Doğruya ve Güzele Gitmiyoruz. - 7 Temmuz 2024
- Diyanet İşleri Başkanımız Hak. - 7 Temmuz 2024
- CHP Yılmaz Özdil’i Davet Etmez. - 7 Temmuz 2024
- Deniz Gezmiş ve Arkadaşları Hakkında - 6 Mayıs 2024
- Anayasamız değiştirilmelidir. Hem de Çok acil - 30 Nisan 2024
- Yüce Dinimiz Müslümanlık Yolumuzu Aydınlatıyor - 25 Mart 2024
- Çanakkale Destanı ve Türk Milletinin Seçimi - 17 Mart 2024
- ZAM+ Enflasyon Nedir? - 18 Şubat 2024