Atayurt Gazetesi -
$ DOLAR → Alış: / Satış:
€ EURO → Alış: / Satış:

ARAPÇA’DA “SİYASET” SÖZCÜĞÜ

Halil Yılmaz Hıtmiye
Halil Yılmaz Hıtmiye
  • 09.08.2022
  • ARAPÇA’DA “SİYASET” SÖZCÜĞÜ için yorumlar kapalı
  • 271 kez okundu

Antakya – Atayurt Gazetesi

Her Halkın diline ve kültürüne saygı duymanın bir aydın sorumluğunun bilinci içinde; elbette Arapçaya ve Arap Kültürüne de saygı duyduğumu belirtmeliyim.

Günümüzde en çok kullanılan “Siyaset” sözcüğünü, kökenbilim – etimolojik (Bir Sözcüğün ilk Kez, Hangi Toplum Tarafından, Ne Zaman ve Hangi Anlamda Kullanıldığını İnceleyen Dilbilim) yönden incelediğimizde: Arapça kökenli “SAİS” kökünden türemiş “SEYİS”; at bakıcısı, at yetiştiriciliği konusunda usta olan, danışılan, danışman anlamını taşıdığını görüyoruz.

Arapçada, “SEYİS” Sözcüğünün bu anlamsal bağlamı ile “Siyaset – Siyaset Etme” anlamı arasında bir bağıntı kurulmuş; zaman içinde “Siyaset” sözcüğü, bir toplumu yönetme; devletin iç ve dış işlerini düzenleme, düşünme ve uygulamalar (politikalar Geliştirme) sanatı anlamını kazanmıştır.

Edip Ahmet Yükneki tarafından yazılmış tarihin en eski kaynaklarından biri olan “Atebet-ül Hakayık” (Gerçeklerin Eşiği) adlı yapıtta; “Siyaset”  sözcüğünün İlk kez, sosyolojik ve siyasal anlamda kullanıldığını görüyoruz.

İnsan beyninin – düşüncesinin gelişip, algılama ve anlamlandırma sonucunun dayattığı konuşma – anlatma gereksiniminin ürünü olan her sözcük; insanın toplumsal ilişkilerini – iletişimini sağlayan dillerin temel yapı taşıdır.

Dillerin yapı taşı olan her sözcük, ait olduğu toplumun – ulusun; bütün maddi ve duygusal niteliklerini özünde barındırır.

Sözcükler, dilin toplumsal anlaşma sistemi olmasının temelidir. Dil, bir toplumun bütün değer yargılarını kendinde toplar; bireylerin toplumsallaşmasını – uluslaşmasının temel ögelerinden birini oluşturur.

Başka bir anlatımla sözcük ve dil sistemi, ait olduğu toplumun tarihi geçmişinin ve tarihsel sosyolojisinin haritası olan kültürünü oluşturur.

Çünkü kültür, ait olduğu toplumun DNA’sı dil, din, bilim, üretim, tüketim – paylaşım biçimi, tarih, ahlak, eğitim, edebiyat, düğün, bayram, sanat, estetik, müzik, töre, inanç, gelenek ve görenek, giyim ve kuşam, ağıtlar, ninniler, türküler gibi maddi ve duygusal bütün niteliklerinin değerler toplamıdır.

Arapça kökenli olan “Siyaset” sözcüğü de; Arap felsefesini, tarihini, sosyolojisini – yaşama, olay ve olgulara bakış ve kavrayışla ilgili bütün niteliklerini özünde taşır.

Başka bir anlatımla Arapça kökenli “Siyaset” sözcüğü, İslam’ın özünde; Emevi – Arap kültüründe, devlet ve toplumsal yaşamın düzene konulması anlamını bulmuş bir sözcüktür.

İslamiyet, Muaviye ve oğlu Yezit ile birlikte dinsel – ruhanilik niteliğini yitirir. Çünkü İslamiyet, ırkçı Emevi – Arap kültüründe, Siyaset Etmenin referansı – içtihadı olur. Kutsal savaş adı altında fetihler, ganimet, erg uğruna; Cihat Etme – siyaset dinine dönüştürülür.

Irkçı Emevi – Arap hanedanlığının feodal düşüncesinde var olan “Siyaset Etme” kültürü ile İslamiyet, sistematik olarak ideolojik bir aygıt haline getirilir.

İslamiyet’te “Siyaset”, en geniş anlamıyla Arap – Emevi kültüründe; devletin işleyiş yasalarını, toplumsal yasaların konulması; mesleki örgütlenme ve hatta dini ritüller gibi yaşamın her alanında ve anlamında egemen olur.

Gönderilmiş İslamiyet’in getirdiği eskiye dönük; insanı, yaşamı, ibadet ediş ve devleti ilgilendiren her şey; Arapça bir sözcük olan “Siyaset” sözcüğünde anlam kazanır, uygulanmaya başlar.

Devleti – ergi, toprağı, suyu, enerji kaynakları gibi tüm üretim araçlarını elinde bulunduran Ortaçağ kültürüyle – siyasetiyle yoğrulmuş sözde İslam tarikat – cemaat ve devlet yöneticileri; Kendilerini “SEYİS”, toplumu da eğitilmesi – yönetilmesi gereken “AT” olarak görürler.

Selçuklu Baş Veziri Siyaset bilimci Nizamü’l Mülk’ün destek ve himayesi ile İmam Gazali; İslamiyet’i siyasetin – devlet ve toplum yönetiminin temel ideolojisi – kuramı haline getirir.

İşte “Siyaset” sözcüğünü, İslamiyet’in merkezine yerleştiren ırkçı Emevi Hanedanlığı; İslam’ı, ahiret – öbür dünya huzurunu elde etme yolundan saptırmış; İslam Tarihinde de il kez İmam Gazali ile devlet yönetimi – “Siyaset” dünya malına – devlete egemen olmanın resmi yoluna çevrilmiş; gerekli olan kuvvet askeri gücün uygulanmasına – siyaset edişine dönüştürülmüştür.

Hâlâ Ortaçağın din – tarım kültürünü aşamayan – aklı, bilimi reddeden bir yaşamı herkese dayatan… Selefi – Yahudi Vahabi enerji imamlarının, ‘Kur’an’ın Arapça okunmasının zorunlu, Arapça ibadet etme kitabı’ olduğunu, şiddetle savunmalarının özü: İslamiyet’in üretim araçlarına – devlete egemen olan güçler tarafından “Siyaset” sözcüğüne tahvil edilmiş olmasından; toplumun yönetilmesinde etkin bir aygıt olarak kullanılmasından ve Kur’an’ın anlaşılmasını istememelerinden kaynaklanıyor.

Kara Taassubun kan, kin ve intikam güdüsü üzerine kurulu siyaset ediş kültürü; amansız, acımasız ve radikaldir. Hiçbir ahlaki, vicdani, dini ve insani değer taşımaz. Kendinden olmayan, Kendisi gibi düşünmeyen; dünyaya, olay ve olgulara onun dogmatik penceresinden bakmayan ve yaşamayan Herkese düşman Hukukunu uygular.

Ülke sınırlarının Nasrettin Hoca’nın Türbesine çevrilmesi… Dünyanın neresinden, kim ve ne olursa olsun, hiçbir niteliğe sahip olmayan, Ortaçağ artığı insanlara Mevlana gibi kucak açılması:

İstila, yağma ve talan kültürü – “Siyaseti” üzerine kurulu ırkçı Emevi Selefi – Vahabi Radikal İslam; ele geçirdiği mevziiyi – gücü – devleti; yine kendi radikal kadrolarıyla dönüştürüp, yasal yollarla bıraktığını siyasi tarih yazmamıştır.

Türkiye Cumhuriyeti’ni kültür yozlaşma yoluyla ayrıştırıp, çatıştırarak yıkıma götürecek cehennem taşlarının döşenmesine dolgu harcı olan; Mazlum Halk ile ağlaşıp, siyasi iktidar ile iş tutan utanmaz, sıkılmaz; özgürlük, demokrasi ve daha çok insan hakları zılgıtları çekip, türküler söyleyen yüzsüz, Beyin Fahişesi, ihanetçi liberal ve Yetmez Ama Evetçiler!

Ölmediyseniz, öleni de (İran, Afganistan, Irak, Libya ve Suriye) görmediniz mi? Anadolu’nun gözyaşı gibi duru, ana sütü kadar ak ve pak tüm nehirlerinin suyu; kirli ruhunuzu ve kiraya verdiğiniz beyninizin günahını temizlemeye yetmeyecektir.

Halil Yılmaz Hıtmiye

Eğitimci – Şair – Yazar

www.hitmiye.com

Suha_6331@hotmail.com

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ