“ASKIDA İNSANLIK” DA OLMALI?!.
Sevgili okurlarım; Söze bir fıkra ile başlayalım…
İşsizin, aşsızın biri; epeydir aç bilaç kalınca çareyi, işlek bir yol üzerine oturup dilenmekte görüp, “Ablalar, ağabeyler, kaç gündür hiç bir şey yemiyorum!..Boş geçmeyin!..” diyerek sadaka ister.
Yolu oraya uğrayanlardan kürklü mantolu, karnı tok, sırtı pek ve açlığı tatmamış bir kadın, adamın bu yakarışını “var da yemiyormuş” sanarak yanına yaklaşır: “Kardeşim, yemeye çalış, zorla kendini?!.. Yememek olur mu; bilirsin ki boş çuval ayakta durmaz… Ona göre!!..” der ve çekip gider…
Sevgili okurlarım; Yaklaşık 3- 3.5 aydır bütün dünyayı etkisi altına alıp, her bakımdan (sağlık, ekonomi, üretim, istihdam, eğitim, ulaşım vs.) kasıp kavuran “COVİD-19 Pandemisi” nin acımasızlığını birlikte görmekteyiz…
Bu gibi durumlarda, olumsuz etkilenen millet, en önce devletin varlığını ve sıcaklığını hissetmek ister… Devletin var oluş nedeninin özünde de milletin varlığı yer alır…
Meseleye bu açıdan bakarak; “COVİD-19 Pandemisi, ülke genelinde bütün ürküntüsü ile sürerken devlet, kendini milletine ne ölçüde hissettirmiştir?” denildiğinde; devletin tam karşılık verdiğini söylenmesi zor gibi!!??..
Yardım kapsamında 55 ülkeye sağlık malzemesi göndermekle böbürlenen “Külliye İsraf Rejimi”nin içerideki ahvali ise tam bir fiyasko!!??.. Her şeyin çıkmaza girdiği bir zamanda bırakınız, esnafına, çiftçisine, işçisine, emeklisine mali ve ayni destekte bulunmayı; tam aksine, IBAN numarası göndererek; yardıma muhtaç milletinin “10 liralık” bağışına ihtiyaç duyulur hale gelindiğini gizleyemez olmuştur:))!!??.. Ayrıca takma zorunluluğu getirilen 5 maskenin dahi halka dağıtımında acze düşerek halkına karşı mahcup duruma düşmüştür:))!!??..
Ama ne var ki; halen işin fevkinde görünmeyen (?!) “Külliye İsraf Rejimi”, kendilerini devletin asli unsurları sayan yerel yönetimlerin, vatandaşa sosyal destek yapmada merkezi idare ile birlikte hareket etme önerilerini kabul görmediği gibi; muhalefetteki yerel yönetimlerin, devlet bankalarında talep ettikleri kredilerin engellenmesi başta olmak üzere kendi imkânlarınca yoksul vatandaşa yapacakları ayni ve nakdi yardımların aynı istismarla sekteye uğratılmasına iyi niyet denir mi??!!..
Her türlü engellemelere rağmen; yoksul vatandaşa üç öğün sıcak yemek başta olmak üzere, “askıda veresiye defteri, askıda fatura, askıda doğalgaz, askıda su, askıda elektrik, askıda ulaşım” gibi kampanyalarla danışma örnekleri verip adeta destan yazan İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Aydın, Muğla, Mersin, Adana, Hatay, Tekirdağ, Kırşehir, Ardahan gibi belediyelerin, vatandaşın gönlünü fethedişleri “Külliye İsraf Rejimi”nin hiç de hoşuna gitmemişe benziyor:))!!??..
Sade bir vatandaş olarak, ekip anlayışı ile yoksul halkın “kimsesi” olan tüm belediyelerin başkanlarından temizlikçilerine varıncaya değin hepsinin yüreklerinden öpüyor, yol açıklığı diliyorum. Sağ olsunlar, var olsunlar…
Sevgili okurlarım; işte size bir başka haset örneği…
Yaşanan Corona günlerinde, daha da sıkı sıkıya kenetlenme ihtiyacı varken; AKP’li ve MHP’li meclis üyelerinin şu yaklaşımlarına bir bakar mısınız?!.
Ankara’nın muhtelif ilçelerinde “Vatandaşın yıllarca asbestli, yani kanser yapan su borularında su içmekte olduklarını, bir an evvel sağlıklı borularla değiştirilmesi gerektiğini; bu nedenle yasal çerçeveler dahilinde borçlanma yetkisinin verilmesi” talebini meclise sunan Sayın Başkan Mansur Yavaş’ın, bu insani ve hukuki isteği maalesef AKP’li ve MHP’li meclis üyelerinin akla ziyan ve dar siyaset anlayışıyla reddederlerken, Ankaralıların sağlığını riske atmaktan zerrece rahatsızlık duymadıklarını ortaya koymuşlardır!!.. Böyle bir mantaliteye iyi niyet göstergesi denilebilir mi??!!.. Aynı senaryoyu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’nda da tekrarlayıp borçlanma yetkisi talebini reddeden AKP’li ve MHP’li meclis üyeleri, bir talihsizliğe daha taraf olmuşlardır!!??..
Yazık, vallahi çok yazık!!.. Oysaki tespih eyledikleri, milliyetçiliğin, maneviyatçılığın, hoşgörünün, vatan aşkının, halka hizmet şiarının yansıması bu değil… Dememiz o ki;
Sayın Mansur Yavaş’ın ve Ekrem İmamoğlu’nun başarıyla sonuçlandırdıkları “askıda veresiye defteri, askıda fatura, askıda ekmek, askıda ulaşım, askıda doğalgaz, askıda elektrik ve askıda su” gibi kampanyalardan sonra; bilhassa Belediye Meclislerinde; iş ve hizmet üretmek isteyenleri engellemenin ötesinde bir şey düşünmeyen AKP’li ve MHP’li meclis üyelerinin, yokluğunu çekmekte oldukları samimiyeti, iyi niyeti hatırlamaları için, toplumda güven kazanmış Büyükşehir Bel. Bşk. ca “ASKIDA İNSANLIK” kampanyası da başlatılsa iyi olur… Bizimkisi bir ümit:))!!??..
***
Madem paylaştıkça azalır dertler
Sıtmayı parayla satmak da niye
İşi kolay kılar, dostça davetler
Husumetle yatıp kalkmak da niye
***
Her kimin elinden çıkarsa iyi
Takdir etmek gerek; yapılan şeyi
Başarılar senin değildir deyi
Başarana çamur atmak da niye
***
Düşmanına dahi gül vermek varken
Yardım isteyene el vermek varken
Barışa, dostluğa yol vermek varken
Sinsi pusulara yatmakta niye
***
Kim iflah oldu ki; kibir ve kinden
Kim felah buldu ki, şeytandan, cinden
Zerrece feraset varsa içinden
Ateşi maşasız tutmak da niye
Ali DAL