Balıkçılar: Barınağımız tamamlansın ve Mazot desteği verilsin!
İskenderun balıkçıları, 6 Şubat depreminden sonra uzun süre denize açılamadılar, halen bu sorun yaşanmaktadır. Balıkçıların barınakları yıkıldığından başka barınaklara gitmek zorunda kaldılar. Başka barınak kiralarının yüksek olması işlerini etkiledi. Ayrıca depremde evlerini yitirmeleri, denizde kullandıkları ekipmanlarını yitirmeleri, yenilerinin yüksek fiyat olması, nerdeyse balıkçılığı durma noktasına getirdi.
İskenderun balıkçıları ile görüştük: Çok sorunları ve var ama iki önemli sorunun devlet tarafından çözülmesini istiyorlar. Birincisi mazot desteğinin, yani KDV,ÖTV gibi vergilerin kaldırılarak mazotun kendilerine verilmesini talep ediyorlar. İkincisi ise barınaklarının hızla bitirilmesini, barınak yanında kendilerinin malzemesini koyabilecek birer kulübelerinin yapılmasını talep ediyorlar.
S.S. İskenderun Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Habib Yücel Dalgıç ve balıkçılarla görüştük. Dalgıç özellikle balık mevsiminin Eylül yerine Ekim ayında başlatılmasını “Eylül halen sıcak aydır, Ekim ayı tam zamanı ama bir türlü kabul ettiremedik” diyor.
Habib Yücel Dalgıç (S.S. İskenderun Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı)
Bu Gidişle Kontak Kapatabiliriz.
Bizim balıkçılarımız 6 Şubat depreminden sonra büyük sıkıntılar yaşadılar. 6 Şubat depreminden sezon olan 15 Eylül tarihine kadar hiçbir balıkçı çalışmadı. Bu günler ise balık durumu çok zayıf ve yakıtlar çok pahalı her an kontak kapatabiliriz.
Barınağımızın depremle birlikte çökmesi sonucu barınak sıkıntısı yaşıyoruz. Barınağın tadilatı için milletvekilimiz Abdülkadir Özel ve belediye başkanımız M.Fatih Tosyalı ilgileniyorlar. Onlara teşekkür ediyorum. Devletten yakıt konusunda bir desteğin verilmesini talep ediyorum, yine bizim çekek yerimiz bulunmuyor, çekek yerimizin bulunmadığı için balıkçılarımızın çoğu, Erdemli ve Karataş’a gidiyorlar. Bu barınaklarda depremden sonra çok büyük paralar yani 50-70 bin arasında paralar istenmekte ve fırsatçılık yapılmaktadır. 0-12 metrelik tekneleri kara vinci ile çekiyorduk, bu tekneler daha önce 300-500 lira alırken bu gün on katı yani 3 bin ile 4 bin arasında fiyat istenmektedir. Zaten balıkçılarımızın durumu belli, yüzde seksenin evleri yıkıldı, akrabaları vefat etti. Tayfa sıkıntısı yaşıyoruz, buz, mazot çok pahaldır. Bunlarla ilgili devletimizin bir el atmasını istiyoruz.
Bizim acil olarak yakıt sorununa, yine barınak yapılıyor, barınağın yanında çekek yeri ve balıkçıların ağlarının koyabilecekleri birer kulübe ihtiyacı vardır. Özellikle çekek yeri teknelerimizi bakıma alamıyoruz, bununla ilgili sıkıntılar yaşıyoruz. Balıkçılara ÖTV’siz destek veriliyor ama çok az bizim talebimiz ÖTV,KDV’siz yada daha indirimli yakıt verilmesi bakanımızdan talebimizdir, depremle birlikte bizim balıkçılarımız çok perişan oldu.
Sezon 1 Ekim Tarihinde Başlatılmalıdır.
Balık sezon başlangıcı bol olmakta, fiyatlarda ucuz ama daha sonra balık azalıyor ve fiyat yükselmektedir. Bizim sezon normal şartlarda 15 Eylül değil 1 Ekim’de açılmasını istiyoruz. 20 Yıldır bunun mücadelesini veriyoruz ama kabul ettiremedik. Eylül sıcak olmaktadır. Ayrıca sınırlı balıkçılık getirilmelidir. Balık çok çıkıyor diye üç gün denizden gelmiyor. Bol olunca bu balık para etmiyor. Bu gün doğumu ve batımı ile sınırlanmalıdır. Böyle olunca sezon boyunca bizim balıkçımız balık yakalar ve sürdürülebilinir bir balıkçılık olur.
Bu kötü zamanda balıkçılara biraz daha sahip çıkılmasını arzu ediyoruz. Bizim körfezde; Balıkçısı, tayafacısı, elektrikçisi, mazotçu derken bozcusu, tüccarı, en az 30-40 bin insan bu denizden ekmek yemektedir. Bu anlamda ciddi bir desteğe ihtiyacımız vardır.
Muzaffer Enecül (Balıkçı)
Mazot ve Girdiler Destek Görmezse Halk Ucuz Balık Yiyemez.
Halkımızın ucuz balık yemesi için öncelikle mazot yani yakıtın ucuz verilmesi gerekmektedir. Trol ve gırgır tonlarca mazot almaktadır. Misine, iğne ve balık malzemeleri çok pahalı bunların fiyatları böyle olduğu sürece vatandaşın ucuz balık yemesi mümkün değildir. Bizim burada kurbağa, Antalya bölgesinde ise balon dedikleri balıklara karşı bir mücadele yürütülmelidir.
Tekrar ediyorum, bizim halkın ucuz balık yemesi, bizim ucuz malzeme almamızdan geçmektedir, bunların hepsi ithal olarak gelmektedir. Öncelikle kendimiz üretirsek, dolara mahkum olmaz isek balıkları halka ucuza satabiliriz. Biz sabah başka fiyat akşam başka fiyat olarak malzeme almaya devam ettiğimiz sürece bizde geçinemeyiz, halkta balık yüzü görmez.
Misineyi kendimiz niye üretmeyelim, ağ malzemelerini kendimiz üretebiliriz, kooperatif toptan alır balıkçıya dağıtabilirler. Devlet balıkçıya 4200 lira yardım etmektedir, çok düşük bir yardımdır. Düşünün bir bom şu tekneyi indiriyor 2 bin, çıkartıyor 2 bin lira alıyor. Yani bir tek teknenin denize indirilmesi, çıkarılması bile bu paraya yetmiyor. Sahil güvenliğin bize kestiği cezalar yüksek, bu konuda biraz esnek davranılması gerekir, deprem bölgesinde yaşamımızı sürdürüyoruz.
Nadir Ateş (Balıkçı)
Yiyecek Balık Bile Çıkaramıyoruz.
Bakın bu gün Pazar ve gün çok güzel ama balığa çıkan insan hemen, hemen yok gibidir. Bir balık kıtlığı yaşamaktayız, depremin etkisi var mı, yok mu bilmiyoruz. Buradan ipimizi söküp, geri dönüşümüzün masraflarını karşılayamaz duruma geldik. Bazen yiyecek balık bile çıkaramıyoruz. Denizde sıkıntı var ama kıyıda da sıkıntı var. Bakın motorumuz arıza yaptı, biz bu motorunu iki yıl önce 75 bin lira idi, bu gün tamirine ise 40 lira para koyduk. İki sene içinde motoru alıyorduk, bu gün bakımı nerdeyse aynı fiyatı yakalamıştır. Tabi bunları söylüyoruz ama bizim sesimizi kim duyacak, onu da bilmiyoruz!
HÜSEYİN GÜLER