Atayurt Gazetesi -
$ DOLAR → Alış: 32,48 / Satış: 32,61
€ EURO → Alış: 34,60 / Satış: 34,74

BENİM CANIM MUHALEFET

Halil Yılmaz Hıtmiye
Halil Yılmaz Hıtmiye
  • 14.04.2020
  • BENİM CANIM MUHALEFET için yorumlar kapalı
  • 906 kez okundu

Tanrı, sizleri bulunduğunuz “Partilerin Başından” eksik etmesin ki AKP; 4 bin yıllık, kadim devlet geleneği olan TC’NİN köküne, 2023’te zakkum suyu döksün ve Sizler de…

Ülkenin bütün kalelerini düşmana bilinçlice kaptıran, şimdide yalandan kahramanlık yapan iktidar: Donkişot gibi yiyecek ekmeği olmayan; fakat dededen kalmış paslı bir kılıcı, kemikleri sayılan, rüzgârdan yıkılacak atı ile (Suriye’den Libya’ya) yarattığı hayali düşman yel değirmenlerine, savaş açıyor.

İktidar, bir taraftan mazlumla ağlaşıyor, ona acıyormuş gibi görünüyor; diğer taraftan da mazlumları açlığa tutsak eden; başta tarım ve hayvancılık olmak üzere, tüm üretimi iğdiş edecek Küresel Tekellerle sözleşmeler imzalamaya devam ediyor. Anlaşılan o ki Türk Ulusunun etini kemiğinden ayırmaya and içmiş Bunlar. Çünkü Kendileri, itibardan tasarruf etmedikleri sırça saraylardan, İBAN numaraları dağıtarak; kirada oturandan, günlük çalışandan, esnaftan; açlıkla baş başa kalan halka geçirdiklerinden bağış topluyor, yine israf dörtnala…

Ülkenin taşına toprağına, denizine havasına, suyuna; yoksulun, garibin, yetimin, şehidin, çiftçinin, esnafın, emeklinin aşına, ekmeğine… Ve Cumhuriyetin bütün birikimsel değerlerine; “Halka Atma – Halka Geçirme” oyununu ne denli ustaca oynuyor, zevk ve intikam alıyorsa iktidar… Muhalefet de iktidarsızlığın getirdiği burukluğun duygusu içinde; seyrederek orgazm olmanın dayanılmaz şehvetin hazzıyla tatmin olmanın zevkiyle yetiniyor. Ve belki, seyrettiklerimden iktidar etme şehvetimin kamçılanıdığı görürler de; iktidar olmama izin verilir beklentisiyle ellerini ovuşturarak sırasını bekliyor.

Muhalefet, iktidarın belirlediği gündemin ardından; hazal olmuş sonbahar yaprakları gibi sürükleniyor. Ödevini nefreti makamla yapan bir öğrenci… Elleri kınalı, taze, körpe; damattan utanan bir gelin gibidir muhalefet (Ya da verilen Rolle ri Oynuyor)…

Siyasetin çok üstünde algılanması gereken Coronovirüs, kapıya dayanmış ekonomik ve sosyal boyutlu tehlike çanlarına karşın siyaset kurumları; başımıza sardıkları “Musibetten”; onu vesile Saymanın cambazlığı, saray entrikalarıyla daha

kârlı çıkmanın şark kurnazlığı içinde; kulaklar sağır, gözler kör, diller lal olmuş – üç maymuna oynuyorlar.

Muhalefet, stratejisini (iktidar olmak); amaca ulaşmak için her türlü ahlaksızlığın yapılabileceği görüş olan Makyavalizm üzerine kurgulamış görünüyor. Çünkü siyasi iktidar nasıl olsa yıpranıyor, çözülüyor, eriyor, dağıldı dağılacak. Her gün biraz daha batağa saplanmasına seyirci, tepkisiz kalalım. Bunlardan sonra, nasıl olsa iktidar olma sırası Bize gelecek. İşte bu siyaset etme anlayışının adı, ahlaksızlık – makyavelizm’dir.

Demokrasinin ve Hukukun iğdiş edildiği ülkenin meclisinde; salıdan salıya laf olsun, torba dolsun diye siyasetçilik Ortaoyunun Pişekâr ve Kavuklusunun bayat, iğreti, içi boş söz düellosuna hâlâ devam ediyor muhalefet.

Rahmetli Demirel, “Demokrasilerde Çare Tükenmez. ” derdi. Hiçbir şey yapamıyorsan, halkla hiçbir bağıntısı olmayan, seçtiğiniz o çok seçkin milletvekilleriyle yorganınızı, kiliminizi, battaniyenizi, sefertaslarınızı alın; gündüz meclisin çatısından, gece de bahçesinden; Türkiye Halkına, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik, sosyal vahameti çığlık çığlık duyurun. Bu da bir demokrasi mücadelesidir.

Antiemperyalizm ve tam bağımsızlık üzerine kurulmuş CHP’nin ekonomiden eğitime, tüm kurumsal kimliğine bağlıysanız (Ki Hepsini İğfal Ettiniz), namusunuz gibi sahip çıkıyorsanız; biraz öngörülü ve yürekli olun! Çünkü insanlığı sarsan Coronovirüs sonrası kurulacak yenidünya düzeni; Yüce Atatürk’ün 1923 yılında, İzmir İktisat Kongresinde temellerini attığı, insan odaklı Kamucu Ekonomiye dönüyor.

Enis Berberoğlu için; Ankara’dan İstanbul’a, samana kazık çakmak için verilen “Yürü” emrine, tıpış tıpış uyanlar!

Buyurun, ortak aklın ürünü, halkın umudu bir MANİFESTOYU Samsun’dan açıklayın. Bu Manifesto Bizim, Halkımıza; İktidar olur olmaz gerçekleştireceğimiz namus sözleşmesidir, deyin: Kurtarıcı, Kurucu Atatürk ve en büyük eseri Cumhuriyet Değerlerini, aydınlanma devrimlerini yeniden yaşama geçireceğinizi… Karma Ekonomiyi kuracağınızı… Satılan tüm cumhuriyet değerlerini; ilk 1 yılda kamulaştırıp özerkleştireceğinizi (Çalışanların Ortak Edilmesi)…Demokrasiyi, Hukuk’u, insan hak ve özgürlüklerini, parlamenter sistemi yeniden kuracağınızı… Yaşamın temeli tarıma, hayvancılığa, eğitime ve doğanın korunmasına en büyük bütçeyi ayıracağınızı… Halkımızın işsizlikten, açlıktan intihar etmeyeceğini… Kamu malını ve cumhuriyet değerlerini sahiplendiği, mücadele ettiği için hapishanelerde çürüyen aydınların, gazetecilerin özgürlüğüne kavuşacağını… Ulusal gelirin, beden ve beyin gücü emekçilerine; hakça dağılımını gerçekleştireceğinizi… Ülkemizde ve bölgemizde, karşılıklı ulusal çıkarlar temelinde: barışı yeniden kuracağınızı… Ülkeyi yönetebilecek irade ve kararlığınızı ilan edin, halkı inandırın, umut yaratın. Buyurun, 19 Mayısta; Samsun’dan Ankara’ya yürüyelim.

Hiçbir ayrım yapmadan söylüyorum: Ülkedeki tüm partiler, küresel güçlerin Kendilerine çizdiği dairenin içinde, izin verdiği oyunu oynuyor. Hiçbirinin ulusal çıkarlar doğrultusunda, politika üretecek özgür iradeleri yoktur .

Halk, bu iktidardan çoktan umudunu kesti, fakat iktidar olmak isteyen, güven veren, inandırıcı Biri yok. Çünkü ülkeyi yöneten siyasi iktidar, akla ziyan bu kadar tahribatına karşın, hâlâ birinci parti.

Bire aymaz, sapkın, zındık, duyarsız ve Makyavalist muhalefet! Sizin hiç suçunuz, sorumluluğunuz yok mu?

Dünyada ve ülkemizde, hiçbir şey; ama hiçbir şey, dünkü gibi olmayacak.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ