Atayurt Gazetesi -
$ DOLAR → Alış: 32,43 / Satış: 32,56
€ EURO → Alış: 34,80 / Satış: 34,94

Bu Kadarı İnsanlık İçin Çok Fazla

Anıl Ozan Sabancı
Anıl Ozan Sabancı
  • 02.11.2020
  • Bu Kadarı İnsanlık İçin Çok Fazla için yorumlar kapalı
  • 766 kez okundu

2019 yılının son günlerinde telaşlı, mutlu, umutlu bir şekilde hazırlıklar içerisindeydi insanlar. Farklı hayaller, umutlar ve beklentilerle yeni bir yıl heyecanıyla karşılanmıştı 2020. Kimsenin beklediği gibi olmadığına eminim. Uykuya dalmadan önce hepimiz bir şeylerin yoluna gireceğine inanmaya çalışsak da her sabah ayrı bir faciayla gözümüzü açar olduk. Kişisel problemler gün içinde yaşadığımız olumsuzluklar küçük birer ayrıntı olarak kaldılar gerçekleşen olaylar karşısında. Önce Elâzığ- Malatya depremiyle başladı facialar dizisi. Deprem felaketinde 37 kişi Elâzığ’da, 4 kişi ise Malatya’da hayatını kaybetti. Artan kadın cinayetleri, taciz, tecavüz, saldırı vakaları… Sonrasında Van’da çığ düşmesi sonucu mahsur kalan 2 kişiyi kurtarma çalışmaları başladığı sırada ikinci bir felaketle siviller, askerler, İtfaiye erleri çığ altında kaldılar. 41 can yok oldu gitti. Uçaklar düştü, uçaklar düşürüldü, savaşlar başladı. İnsanlar yaralandılar, öldüler. Facialar durmak bilmedi. Bunlar olurken Covid-19 denen ilet Dünyayı sardı. Umudumuzu yeşertmeye çalıştıkça durum daha da kötüye gidiyordu. Dünya kimsenin bilmediği bir hastalıkla boğuşmaya çalışıyor, insanlar ne yapacaklarını bilmeden kendilerince çözümler üretme çabasına giriyorlardı. Vakalar artıyor, azalıyor. İnsanlar endişeyle evlerinde izole ortam yaratmaya çalışıyorlardı. Dünya Her gün yeni kayıplar verirken salgını kontrol altına alabilmenin yollarını arıyor. Diğer tarafta geçim derdi, doğal afetler, kundaklamalar boy göstermeye başlıyordu. Son dönemde Hatay’da gerçekleşen Orman yangınları ağaçları, hayvanları, insanları yok etmek istercesine söndürülemiyordu. Farklı noktalardan başlayan yangınlar sırasında hektarlarca ormanlık alan ve içindeki canlılar yok oluyordu. Akabinde şehir merkezine ulaşabilen terör saldırıları, çatışma, patlayan bombalar.. Yine yangın yine yok olan doğa, canlılar, hayvanlar… Bunu da can kaybı olmadan atlattık derken herkesin yüreğini yakan Bir deprem. Ege Denizi merkezli kimine göre 6.7 kimine göre 6.9 kimine göre 7 şiddetindeki deprem ve sonrasında oluşan tsunami nedeniyle sular altında kalan yıkılan binalar, yükselen çığlık sesleri ve sirenler. Göçük altında kurtarılmayı bekleyen insanlar, göçük üstünde bilinçsizce yardım etmeye çalışan insanlar… Her şey o kadar ani, o kadar yoğun gelişiyor ki o an elden hiçbir şey gelmiyor. Yakınlarına ulaşmaya çalışanlar, telaş içinde koşturanlar, daha olayın şokunu atamayıp donakalanlar… Enkazdan telefonun ucunda bir ses “Köpekleri salın ben kedi sesi çıkarayım” diyor. Buse oradan kurtulmak için kendince çözümler arıyor.

Bu sene kimlere neler yaptırdı, kimleri ne hale getirdi, ne hayatlar bitirdi.. Acılarla insanlığımızı hatırlatmaya çalıştı belki de bize… İnsanların acılarına saygısı olmayıp “iyi olmuş” diyeni “dinsiz oldukları için böyle oldu” diyeni, utanmadan acılar üzerinden prim yapmaya çalışanı insandan saymışız üzüldüğüm bu. Acaba Bu felaketler dizisi bize bir ders verir mi?

Ne zaman bitecek bu felaketler?

Tekrar iyi olacak mı insanlar?

Bu hüznü, bu acıyı bu yorgunluğu insanlığa yaşatan olaylar bizi rahat bırakacak mı acaba?

Böyle olaylar yaşanırken insanlığını unutanlar, konuşup, ayrıştırıp pisliklerini saçmaya devam edecekler mi?

Konular, Sorular, umutlar, beklentiler, her şey iç içe, üst üste, karmakarışık…ama bildiğim bir şey var ki bu kadarı insanlık için çok fazla…

02.11.2020

Anıl Ozan SABANCI

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ