Atayurt Gazetesi -
$ DOLAR → Alış: 32,48 / Satış: 32,61
€ EURO → Alış: 34,60 / Satış: 34,74

DEPREMLER VE APTALLAR

Halil Yılmaz Hıtmiye
Halil Yılmaz Hıtmiye
  • 09.11.2020
  • DEPREMLER VE APTALLAR için yorumlar kapalı
  • 585 kez okundu

Antakya – Atayurt Gazetesi

Deprem, doğanın suyu, toprağı, rüzgârı, ormanı gibi kaçınılmaz bir gerçekliktir. Depremden kaçınamayız, fakat akıl ve bilimle depremin yıkıcı ve yok edici sonuçlarından kurtulabiliriz.

İnsan ve toplum yaşamında türlü depremler vardır: Doğal depremler, ekonomik depremler, sosyal – toplumsal depremler, psikolojik depremler, devlet depremi – kargaşa…

Ülkemiz şu anda, yarınlarımızı derinden etkileyip, sarsacak; bütün depremleri birlikte yaşıyor. Türkiye Cumhuriyeti, bu depremler yıkıntısı arasından nasıl çıkar, nasıl ayağa kalkar ve yaşama nasıl tekrar sarılır, bilmiyorum.

Depremlerde doğanın bir yasasıdır. Doğanın bu yasasından, aklı ve bilimi teğet geçerek – yok sayarak; “Saldım Çayıra, Mevla Kayıra” anlayışıyla kurtulunacağı beklentisine girmek Aptallıktır.

Aptallığın en kötü yönü, Aptalın, Herkesi, Kendisi gibi Aptal görmesi sanrısı – yanılgısı içinde olmasıdır. Çünkü “Aptal”, aynı hatayı defalarca yapıp, farklı sonuçlar – mucizeler beklentisi içine girdiği için aptal olur.

Aptalların, Aptallığını sayıp, dökmekle bitiremezsiniz. Evet, Tanrı’nın dili ve sopası yoktur. Fakat gören gözü, işiten kulağı – vicdanı ve ahlakı vardır. İşte Aptallar, Tanrı’nın gören gözünün, işiten kulağının – vicdanın ve ahlakının olduğunu bilmezden gelirler. Akla, ahlaka ve vicdana ihtiyaç duymazlar.

Bilim ile Cehalet, birbirinin düşmanıdır: Bilim, akıl fukarası kara cahillerin, aptalların düşmanıdır. Kara cahil, akıl fukarası aptallar da “Bilimin” düşmanıdır.

Bu iki düşman, yaşamın hiçbir alanında uzlaşamaz, yolları kesişmez. Kesiştiği zaman da “Bilim” çok acımasız davranır; yer, bitirir, yok eder düşmanı akıl fukarası cahili. Doğa Affetmez, yaman olur doğanın – bilimin intikamı…

Aptal – cahil, mucizeler bekler. Oysa doğa yasaları, akla ve bilime dayanır ve mucizelere yer yoktur. Çünkü on binlerce yıl önce, akıl ve bilimle yapılmış, zamana meydan okuyan ve hâlâ dimdik ayakta duran, nice görkemli yapılar vardır.

İşte Japonya, adalar ve depremler ülkesi. Japonlar depremle karı koca olmuşlar. Deprem yaşamlarının bir parçası, hiçbir şey kesintiye uğramaz ve Japonya’da mucizeye yer yoktur. Yer yoktur, çünkü Japonlar Aptal değil, akıl ve bilimi rehber edinmişlerdir.

Ülkemizin deprem gerçeğini, tüm ekonomik ve sosyolojik boyutlarıyla; akıl ve bilim düzleminde değerlendirmeden – bir ulusal sorun olarak görmeden – bir yol haritası çıkarmadan; çürük binaların yıkıntıları altından, canımız insanlarımızın; yüreklerimizi yırtan acı dolu seslerini duymaya, mucizeler beklemeye – Aptallığa devam ederiz.

Siz, “Mutluluğun Resmi 3 Y’yi Çizeceğiz.” diyerek, iktidara gelenler! İzmir Depreminin ve diğer depremlerin asıl altında kalan Sizsiniz, siyasi iktidarınızdır. 20 yıldır toplanan 36 milyar dolar deprem vergileri iç oldu, buhar oldu. Soran, soruşturan vatan haini, cibilliyetsiz, zillet, illet…

İktidarın dengi bulunmaz, ummanlar gibi bilgiyle donanmış ŞEHRİYARLARI:  Akıldan, bilimden ve ahlaktan yoksun; Siyasi İslam – Emeviliği – Vahabizm Hadislerinin din tacirliğine soyunmuş, din işleri Başkanı bilmem ne “Başı”: “Deprem, kıyametin bir alıştırmasıdır.” diyerek, depremi, insan ile Tanrı arasındaki savaş, öldürmek – ölmemek mücadelesi gibi sunuyor.

Vahabizm’in Türkiye temsilcisi, bilmem ne “Baş’ının”; bir gün çıkıp da, tarikat ve cemaatlerin; kız ve oğlan çocuklarını, kadınları, nasıl ağlarına düşürüp, Onlara tecavüz ettikleri üzerine bir açıklaması oldu mu?

Bre densizler, bre aymazlar, bre zındıklar; bu cehennem sadece fakir, fukaraya, ezilen ve sömürülenlere mi var?

Allah’ın, deprem ülkesi Japonların da Allah’ı olduğunu unutuyorlar. Utanmasalar, Allah’ın, neredeyse sadece Müslümanların Allah’ı olduğunu söyleyecek kadar sapkınlaşacaklar.

Bir başka Şehriyar da “Korona virüse yakalanmayın, riskli – çürük binalarda oturmayın.” gibi akıl dışı inciler savurmaya devam ediyor. Keşkeci Başı Bahçeli de; “Riskli – çürük binalarda oturmazsalar iyi olurdu.”

Hiçbir devlet ve devleti yöneten akıl, insanı ve insan yaşamını bu kadar ucuza, hiçe sayamaz.

Eskiden devlet aklı, sorumluluğu, terbiyesi ve ahlakı vardı. Bunların tümü, cibilliyetten emperyalizmin taşeronu Fetö, Cizvit, Kesnizani ve türevleridir. Adamlarda pabuç gibi dil var. Zehirli ağlarına düşen cahil cühelanın, fakir fukaranın kurtuluşu yoktur. Olan aklını da alırlar, mankurtlaştırıp,  meczupları yaparlar.

Deprem, yangın, sel baskını gibi ulusal – toplumsal bir felakette; bir tek siyasi İslamcı tarikatın, cemaatin koşup, yardım ettiğini, halkın acılarını paylaştığını hiç gördünüz mü?

Göremezsiniz, çünkü konuşmasına, din ile başlayan her Kim olursa olsun; o bir din taciridir. Komşusu açken, Kendisi hep tok yatmıştır. Bunlarda toplumsal – kamusal ahlakın, ulusal sorumluluk ve refleksin zerresi yoktur.

Bu nasıl bir ahlak, nasıl bir din ve ülkeyi yönetiş anlayışı; anlamakta zorlanıyorum. Anlayan Biri varsa beri gelsin. 18 yıldır iktidarda olan sanki Benim.                                

Siyasi iktidar, olay ve olgulara rutinleşmiş – alışılagelmiş anlayış içinde yaklaşıyor, boş bir kasnak gibi dönüyor. Mazlumluğa oynadığı, bütün tiyatro metinlerini bitirdi. Yazacağı – uyduracağı hiçbir hikâyesi kalmadı. Umudu, milliyetçilik ve ümmetçilik üzerinden; içte ve dışta, yeni düşman yaratma çığırtkanlığıdır. Yüreği dağlanmış anaların, babaların; insanın kanını donduran hıçkırıklarını duymuyor bile. Toplumuna Fransızlaştı – yabancılaştı, Kendi başının kaygısına – kurtuluşuna düşmüş.

Siz devleti yönetenler, bu halkın umutlarını – yarınlarını çaldınız. Hiç unutmayın ki kanın, kinin ve irinin üzerine saray kurulmaz. Kursanız da onmaz, size mutluluk getirmez,  abat olamazsınız.

Ne zaman ağlayan bir can görsem; gözyaşının düştüğü toprağı olur, yanar, yırtılır, acı dolar yüreğim. Çünkü kolay değil insan olmak, insanlaşmak kolay değil…

NOT: Ölümü, ölümsüzlük olan – zamanı durduran, Büyük Deha Atatürk’ü sevmeyi bir ibadet biliyorum. Anıları ve yapıtları önünde saygıyla eğiliyorum.

Halil Yılmaz HITMİYE

Eğitim- Şair-Yazar

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ