Atayurt Gazetesi -
$ DOLAR → Alış: 34,14 / Satış: 34,28
€ EURO → Alış: 37,35 / Satış: 37,50

DEVLET’İN DAVA ARKADAŞI:))!!??..

Ali Dal
Ali Dal
  • 26.11.2020
  • DEVLET’İN DAVA ARKADAŞI:))!!??.. için yorumlar kapalı
  • 913 kez okundu

Sevgili okurlar;

“Söyle arkadaşını, söyleyeyim kim olduğunu…” vecizesi; akıl baliğ her vatandaşın “yaşanmışlık portföyünde” mutlaka yer alır… Aynen, Ziya Paşa’nın; “Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz; şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde.” özdeyişini ve Yunus Emre’nin; “İlim ilim bilmektir… İlim kendin bilmektir… Sen kendini bilmezsen; bu nice okumaktır.” dizesini akılda tuttuğu gibi…

“Aforizma, motto, kelamıkibar ve ülger” olarak da anılan bu özdeyişler; insanlık âleminde günümüze değin “acı, tatlı, iyi, kötü, doğru, yanlış, yerli, yersiz” yaşanmış olaylardan alınan derslerin özet hali de diyebiliriz.

Ama ne gariptir ki; bunca özsözlere ve günümüzde yaşanmış ve yaşanmakta olan olumlu, olumsuz gelişmelere rağmen, halen izan bulanıklığı yaşayan ve “yel kayadan ne anlar” dercesine aymazlıklarında ısrar eden (?!) nicelerini görmekteyiz!!….

 Saymaya kalksak nefes tükenir… Alın size bu hezeyan örneklerinden bir yenisi daha!..

“Yeraltı dünyası” nın, örgütsel suç işlemek ve cezaevi müdavimi olmakla tanınan karanlık yüzlerinden biri olan Alaattin Çakıcı’nın, Atatürk’ün kurucusu ve ilk genel başkanı olduğu Cumhuriyet Halk Partisi’nin mevcut Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedefe koyduğu, hakaret ve tehdit içeren mektubuna, hukukun yanında yer alarak, bu karanlık yüze, sağduyu ve ciddiyet dahilinde tepki göstermesi beklenen MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin; bilakis; “ Alaattin Çakıcı bir ülkücü şehidimizin oğludur.  Alaattin Çakıcı, ülke ve millet sevdalısı bir ülkücüdür. Alaattin Çakıcı benim dava arkadaşımdır. Üzerine atılı suçların bedelini uzun yıllar cezaevinde kalarak ödemiş bir vatan evladıdır. Değerli ülküdaşım Alaattin Çakıcı’ya ‘mafya bozuntusu demek, yeraltı dünyasının karanlık yüzü’ suçlaması getirmek, müfterilik, seviyesizlik, rezilliktir.” sözleriyle arka çıkmış olmasına (?!) akla ziyan hezeyan örneği demekten başka söz bulamıyorum!!.. Bu talihsiz ve çapsız demeç, uzun zamandır bir siyasal partinin liderliğini yapmış, devlet kademesinde başbakan yardımcılığında bulunmuş bir kişiye münasip düşmemiştir!!..

Görünen o ki; Devlet Bahçeli; “Dava arkadaşım” diyerek sahiplendiği aynı Alaattin Çakıcı’nın, 2014’te Recep Tayip Erdoğan’a; 2015’te kendisine hitaben aynı ayarda; yazmış olduğu hakaret mektuplarını unutmuş gibi:))!!??..

Aynı Alaattin Çakıcı’nın; 2014 yılında isim vermeden Erdoğan’ı hedef alarak; “Rizeli Yezit Kişilik, onursuz, dinimizi kullanan, hırsı için ülkemizin evlatlarını telef ettiren, ruhunu şeytana teslim eden kişi” ifadeleri kullandığı hakaret mektubu unutulmuş olamaz!.. Alaattin Çakıcı’nın; yine aynı şekilde, 2016 yılında cezaevinde iken, annesini görme isteğinin reddedilmesi üzerine, Erdoğan’a hitaben; “Sorumsuz sultan… Senin anan çok özel de benim ve her Türk’ün anası sokak kadını mı?”  ifadesinin yer aldığı hakaret içerikli mektubu nedeniyle, Cumhurbaşkanı’na hakaretten 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırılmış olması, yok sayılamaz!.. Bizzat kendisine yazdığı mektupta; “miladı dolmuş, yürüyen buda kılıklı efendi… Aciz, egoist, bencil, teke yumurtası bile olamazsın… Bu sözlerim Türkiye’de hiçbir ülkücüye değildir. Hiç bir MHP’liye değildir. Sözlerim sadece senin şahsınadır. Bilgisayar başında insanlara laf söylemek erkeklik ve yiğitlik değildir. Şimdi beni iyi dinle, Allah yüzünden nuru silmiş. Nefsin için bu davaya hizmet etmiş insanların çoğunu tecrit ettin. Cumhurbaşkanımızı tahrik ederek hapishanede beni öldürtecek gücün yok mu? Yüreğin varsa beni cezaevinde öldürt!” ifadelerine yer veren Alaattin Çakıcı’nın bu çıkışlarına; “dava arkadaşından ve ülküdaşından duygusal nameler” denilemez!!..

***

Sevgili okurlar;

Aynı karanlık yüzden hakaret ve tehdit mektupları almış olan Bahçeli’nin ve Erdoğan’ın, Kılıçdaroğlu’na yazılmış hakaret ve tehdit mektubunu adeta “olağan ve önemsiz” sayıp tepkisiz kalmaları, hatta bu karanlık yüze arka çıkıp cesaretlendirmeleri, Cumhuriyet tarihine kara bir leke olarak geçecektir!!??.. Sözün bittiği bu noktada; “Arkadaşını söyle, kim olduğunu söyleyeyim” özdeyişinin söylemek istediği daha net anlaşılmaktadır…

Tehdit ve zorbalık birilerinin yaşam tarzı olabilir ama, bu nobranlık, devletlerin ve o devletleri yönetenlerin karakterleri ve kurumsal davranışları olamaz!!..

Ulusal sözleşme niteliğinde olan Anayasasında; “Laik, demokratik, sosyal hukuk devleti” yazılı olan Türkiye Cumhuriyetinde; cezaevi müdavimi ve yeraltı dünyasının karanlık yüzü Alaattin Çakıcı’nın, Sayın Kılıçdaroğlu’na, yazdığı hakaret ve tehdit içeren bu mektubu, kim veya kimler tarafından, hangi ruh haliyle kaleme aldırılmış olursa olsun, sessiz kalınan bu rezaletin vahametini kamuoyunun insafına havale ediyor, “ısıracak köpek dişini göstermez!” diyerek sözü dizelere bırakıyorum…

****

Müflis tüccarlar gibi, debelenen çapullar

Aslan payı umarlar, çakalın birisinden

Baharı kışa satıp; şap, şeker bilmez kullar

Yaprak, çiçek sorarlar ağacın kurusundan

***

İpin iki ucunu kaçıran (?!) şaşkın kafa

“Şüpheli abdest” ile dursalar da ön safa

Feraset fukarası, göz gezdirip üst rafa

Fil arar, sabah akşam; tavanlar arasından

***

Sorsan bilmez baba kim; asaleten söz eder

“Babam sen misin?” diye, gördüğüne göz eder

İşine gelmeyince (?!) ortalığı toz eder

“Anam” diye bahseder, hadımın karısından

***

Yaratan izan ile yaratmıştır kulları

İzandan el çekenler, karıştırır yolları

Alan varsa söylesin kovan kovan balları

Bokun üstüne konmuş eşeğin arısından

Ali DAL

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ