Atayurt Gazetesi -
$ DOLAR → Alış: 32,45 / Satış: 32,58
€ EURO → Alış: 34,80 / Satış: 34,94

DURU SU, DURULMAZ

Halil Yılmaz Hıtmiye
Halil Yılmaz Hıtmiye
  • 19.04.2020
  • DURU SU, DURULMAZ için yorumlar kapalı
  • 657 kez okundu

Değerli Okuyucuları!

Duru bir su durulmaz. Gözyaşı ve cam gibi berrak bir suyu durultamazsınız. Durulması için o suyun bulanık olması gerekir.

Başka bir anlatımla bir suyu durultmak için, önce o suyu bulandırmak zorundasınız. Çünkü su, zaten durudur.

İşte, üstün nitelikli yaratıldığı vehmine kapılan öyle aklı evvel vardır ki; suyu bulandırarak, yeniden durultmak açıkgözlülüğün ucuz kahramanlığına soyunurlar.

O Cesuru Cahil kahramanlar bilirler ki bir suyun kumunu, çakılını, içindeki canlı ve cansız bütün varlıkları birbirine katıp siyenleştirmeden – çamur haline getirmeden; o suda kolay avlanamazlar. İçindeki “SAZANLARI” şaşkına çevirmeden tutamazlar.

Bu nedenle bu ucuz kahramanları, Halk; asırladır devlet ve toplumsal yaşam deneyimlerinin özünü özetleyen; “Suyu Bulandırmak, Bulanık Suda Balık Avlamak, İşleyen Atın Başına Vurmak, Dönen Tekere Çomak Sokmak…” deyim ve atasözleri ile çok ta güzel anlatır.

Halkın belleğine kazınmış bu deyim ve atasözlerini; devlet yaşamının siyasal işleyişinden toplumsal yapıya kadar düşündüğümüzde; hiç de o kadar basit anlamlar taşımadıklarını görürüz. Çünkü devletlerin, ailelerin ve toplumsal düzenlerin kuruluş kodları ile doğanın doğal dengesi, işleyiş sistemleri birbirinden farklı değildir.

Bu deyim ve atasözleri: Devletlerin siyasi işleyişini, toplumların insani ilişkilerini, barış ve güvenliğini; İyi, olumlu, yolunda giden her şeyini tehlikeye atacak; kasten ve bilerek Kaos – kargaşa çıkartmak anlamlarını kapsar. Çıkarılan bu kargaşadan yararlanıp çıkar sağlamak – devleti işlemez duruma getirerek ele geçirmek… İnsanına, toprağına ve bütün ulusal değerlerine düşman olan bu kahramanlar: İşlemez duruma getirdikleri devleti, toplumsal düzeni, kirli amaçları doğrultusunda yeniden şekillendirmek için; Coronovirüs krizini bile fırsata çevirmenin şark kurnazlığı içinde olurlar.

Yarattıkları ekonomik ve sosyal sorunların çözümüne olan umut ve inancın yıkılmasına… Devlet ile toplum arasındaki duygusal bağların kopup güvensizliğe,

çatışmaya dönüşmesine… Böylece devlet yapısının ve toplumsal yaşamın sarsılmasına zemin hazırlarlar.

Vahşi Kapitalizmin ahlaksız temsilcileri; bulandırdıkları, bulanık suda balık avlamanın kirli amaçları için sorunları yaratırlar. Yarattıkları ekonomik, sosyal ve siyasi çıkışsızlık – kaotik sorunlardan, Kendileri sorumlu değilmiş pişkinliğiyle sorunları derinleştirirler.

Ekonomik bunalımların ortaya çıkışında hiçbir sorumluluğu olmayan, açlıkla karşı karşıya kalan… Ezilen, sömürülen emekçi sınıfın yaşam pahalılığına paralel artarak devam eden intihar olayları… Paramparça olan ailesel dağılmalarla çok ağır bedeller ödemeye devam ederken halk; İblis ve Firavun’un aklına gelmeyecek – akla ziyan, kirli stratejiler uygularlar.

İktidar, öyle bir anaforun – sarmalın çıkışsızlığı içinde ki; ülkenin yararına olan her şey; bakıyor ki Kendisinin zararınadır. Altından kalkamayacağı günahlarından dolayı, Kendi iktidarını devam ettirmeye tutsak olmuştur.

Bunlar, sadece Kendine Müslüman olan bir partidir: Dini, partisinin siyasal amaçları – iktidarda kalmak yolunda siyasallaştıran – İdeolojileştiren; Vahabi – Selefi anlayışına çeviren… Partilisinin dışında olanları yurttaş değil, şeytan sayan… Kendinden başka hiç kimseye, hiçbir yararı dokunmayan “Sütünü Emen İneğe” benziyor. Bu nedenle devleti ve devlet olanaklarını yandaşlarına; şirket ortaklarıymış anlayışıyla yağlı ve ballı börek kâr payı olarak dağıtıyor.

İktidar, elindeki ve avcundaki birikimleri hoyratça yiyip bitiren; uzun kış gecelerini düşünmeyen, umursamaz davranan, hazır yiyici “Cırcır Böceği” gibidir.

Halkın büyük bir çoğunluğu gıda, barınma, ısınma ve ulaşım gibi temel gereksinimlerini karşılamak – yaşamlarını sürdürebilmek için girdikleri borç sarmalında çırpınırken, aldığı kredi borçlarını bile ödemekte ezilenlerden; devletin, karşılıksız “BAĞIŞ” istemesini, ahlak kavramlı sözcüklerle anlatamıyorum.

Dünyadaki ekonomik ve Cornovirüs bunalımı, emperyalizmin iç çelişkilerini ve rekabetini artırarak sürdürecek. Yeni siyasi çıkışlar, çözüm yolları aramak zorunda bırakacaktır. Çünkü Küresel bütün ekonomik krizler; toplumsal bunalımları – savaşları, siyasi çalkantıları ve sonuçlarını beraberinde getirmiştir ve getirecektir.

Katlanarak artan, çekilmez yaşam sıkıntısı, ezilen emekçi sınıflara; yeni kurtuluş yolları aratacaktır.

Tam da şimdi ezilen, sömürülen emekçi sınıfların çekilmez olan dertlerini – sorunlarını siyasal çözüme ulaştırabilecek: insan odaklı, kucaklayıcı karma ekonomi modelini yaşama geçirecek DEVRİMCİ, SOL bir ideolojik çıkışa, zorunlu bir gereksinim vardır. SAYGILARIMLA.

20 Nisan 2020 // ANTAKYA

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ