EMEKLİ MAAŞLARINA BANKALAR BLOKE KOYABİLECEKLERİ KARARINA EMEKLİLER NE DEDİ?

Yargıtay’ın son içtihat birleştirmesiyle birlikte emeklilerin maaşlarına kredi borçlarını ödememeleri halinde bloke konabilecek.
Emeklilerin kullandıkları tüketici kredileri nedeniyle bankalar emekli maaşına haciz uygulayamıyor ve maaşa haciz koyamıyordu. Bazı bankalar bu işlemleri gerçekleştirse de bankaya yapılan itirazlar sonucunda bloke ve haciz işlemi ortadan kaldırılıyordu.
Yargıtay ise bu duruma ilişkin farklı pencerelerden bakış açısı getirerek içtihatları birleştirme kararı aldı.
Alınan karara göre tüketici kredisi nedeniyle verilen hapis, takas, mahsup ve benzeri onay ve nza talimatları nedeniyle bankanın emekli maaşına doğrudan bloke koymasının mümkün olduğu kararlaştırıldı.
Bundan sonraki süreçte emeklinin de rızasının olması halinde bankalar emeklilerin maaşlarına bloke koyma yetkisine sahip olacak.
2025 tarihli yeni içtihat birleştirme kararı, bu yerleşik anlayışı değiştirdi. Karara göre, emeklilerin kredi sözleşmelerinde açıkça verdikleri rıza ve onaylar, Anayasa’nın 48. maddesindeki “çalışma ve sözleşme hürriyeti” ilkesine dayanarak, bankaların maaşlara bloke koyma yetkisini meşru kılıyor.
Yargıtay’ın bu kararını, hükümetin maaşa yapılan zammı, emeklilerin hayat pahalılığı şartlarında yaşamlarını nasıl sürdürdüklerini sokaktaki, kahve ve parklarda zaman geçiren emekli vatandaşlara sorduk. Vatandaş ‘ Et alamıyoruz, simit, ayran içemiyoruz, tatile gidemiyoruz, dışarıda yemek yiyemiyoruz, pazarda eskiden file ve Pazar arabaları ile giderdik, şimdilerde ise aldığımızı cebimize koyarak pazardan dönüyoruz. Bari bütün maaşımıza haciz koysunlar biz dileniriz” dediler.
Emekli Vatandaş Ne Dedi?
ERDİNÇ ÇİRKİN:
Zaten az olan emekli maaşına bankaların borçlarına ilişkin bloka etmesi daha çok zora sokacaktır. Zaten emeklinin çektiği sıkıntı, hükümetlerin ülkeyi doğru yönetememesinden kaynaklıdır. Emekli yöneticiler tarafından sürekli aşağı çekilmektedir. Bütün bu yüklerden ötürü bankadan borç alıyor, kirasını ödüyor, ödeyemediği zaman kendisini sokakta bulacaktır. Bununda bu yasanın geri çekilmesi ve emekli maaşlarının iyileştirilmesidir. Bu gelen zamlar zam değil, iyileştirmede değil, emekliye hiçbir katkısı yoktur. Emekli emekli olunca çalışmaya yeniden başlıyor, emekli dediğin gezmeli, tozmalı ve sosyal hayata katılarak yaşamını sürdürmelidir. Bunların hiçbiri olmuyor.
HÜSEYİN DEMİR:
Emekliler zaten şu anda ölmüşler ve bu yasayla mezarları kazılmıştır. Emeklilerin hepsi yerlerde sürünmektedir. Bırakın tatile gitmeyi, kendi şehrinde sokağa çıkamıyor, benim maaşıma banka bloka koydu, zorunlu olarak borçlanıyoruz, ben 65 yaşındayım bu yaşta bana kim iş verir, bu yasa geri çekilmelidir.
LEYLA SOYLU:
Maaşımla geçinmem mümkün değil, devletin sesimizi duymasını ve maaşlarımızın bizim yaşamımızla uyumlu hale getirsin istiyorum. Pazara gittiğimizde filemizi doldurmamız mümkün değil, fasulye olmuş 150 lira, elma olmuş 90 lira, meyvemizi biz tane ile alıyoruz. Tatili unuttuk, artık evimizin yakınlarında park, bahçeler varsa oralarda tatil yapıyoruz. Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum; maaşlarımıza hayatımızı sürdürecek kadar zam yapsın diyorum.
MEHMET EMİN YELKEN:
Sigaram, içkim ve sosyal hayatım yok aldığım maaş tek başıma yaşıyorum, bana yetmiyor. Hükümetin benzin ve diğer ürünlere yaptığı zam ile bize yaptığı zammı bir karşılaştırsın, tabi onların aldıkları maaş çok, çok yüksek bizim halimizden anlamaları mümkün değildir.
MEHMET GÜNEŞ:
Türkiye şartlarında emeklilerin aldıkları ücret yaşamlarını sürdürmelerinde çok zorluk çekiyorlar. Emeklinin maaşı güncelleşmeli ve emeklinin maaşı günümüzde en az 70 bin olmalıdır. Emeklinin tatil yapması çok zor, düşünün bir otelin fiyatı 8-9 bin emekli maaşı ile birbuçuk gün kalabilir! Mutfak ihtiyaçlarını karşılayamayan emeklinin dışarıda yemek yemesi mümkün değildir. Emekliler borç altında kredi çekiyorlar, emekli zorunlu olduğu için kerdi çekiyor, bankaların bu borçlardan ötürü bloka koyması çok abestir. Emekliler nesli tükenen hayvanlar gibi, hükümetin bankalar üzerinde etkisini gösterip, emekliyi ezdirmemesi gerekir.
MUSTAFA ERDOĞAN:
Geçmişte devlete çalışırken en düzenli vergilerimizi verirdik, bu gün mağdur edilmiş durumdayız, artık neremizi gireceklerini bilmiyoruz, hür türlü zorluğa rağmen emekliler hükümetin yanında yer alıp, ona oy veriyorlar. Bu ayıbı emekliler aç kalarak ödüyorlar. Bende bir emekliyim, çalışır olsaydım 60 bin lira maaş alacaktım, bu gün ise 23 bin lira maaş alıyorum. Ben aile olarak 4 kişiyiz, bir lokantaya gitsem en az bir kişilik yemek 400 lira 1600 lira eder, benim aldığım ücretle bunun mümkünü var mı? Bütün hükümetler kendi çalışanlarına hep kötü yaşam sundular, bunlarda böyledir, asıl mesele ülkenin ekonomisinin düzlüğe çıkarılması ve bizimde bu gelirden düzgün şekilde ücretimizin verilmesidir.
SELAHATTİN YETER:
Bakın emekliler deyim yerinde ise sürüm, sürüm sürünmektedir. Valla hükümet bizi bırak kendini yönetemiyor. Biz emekliler açlık sınırının altında eziliyor ve dünyanın en az ücret alan ülkelerinden biriyiz. Biz emekliler bu düzende kaymağı yemeyen sınıfındanız. Hükümete çağırım emeklinin medeni şekilde yaşaması için 40 liranın altında yetmez! Bir maliye bakanımız var, kendi söylediklerine inanıyor mu?
YEKTA GÖÇMEN
Ev kiraları emekli maaşlarına ulaştık, Allah yardım etsin, suyu, elektrik, temel gıda maddeleri, bu maaşla yaşamak bir hüner işidir. Cumhuriyet döneminde Türkiye çok kötü dönemini geçiriyor. Hükümetin ekonomik olarak bu model ile yönetmesi mümkün değil, bu anlamda da emeklinin bu günler iyi günleridir.
FARUK IŞIK:
Emekli ölmüş, bir ayağı çukurda, bir ayağı dışarıda kalmış, yani 15 bin maaş, su parası 2 bin bu para nasıl yetecektir? Tatili bırakın araba ile hastaneye gidemiyoruz! Artık çarşıya file ile çıkmıyoruz, ceplerimize aldığımızı doldurup, eve gidiyoruz. Banka paramızı bloka koyacakmış, benim evim yok, arabam yok, eşeğimi bile yok neyimi alacaklar?
İSA SEVİNÇ:
Yukarıdakiler yiyip, içiyorlar, emekli dişini yaptıramıyor, ayakkabı alamıyor, sağlık ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Hele gelsinler ve 16 bin liralık maaşla bir geçinmeyi denesinler, bu hükümetler ömrünü tamamladı ama emeklimiz ayağa kalkmıyor.
MEHMET GÜNAY:
Hükümet ve yargı biraz düşünsün, açlık sınırının altındaki bir insanın maaşına el koyarsanız, o insan nasıl yaşar, hükümete mesajım, bizim bu halimizi görsün ve çözüm üretsin istiyorum.
SUNAY KÖPRÜLÜOĞLU:
Emekli için bir tek doğru yaptıkları maaşlarına haciz koymuyorlardı, onu da yaptılar! Tatile gençliğimde hanım ile gezmiştik, onun dışında hiç tatil yüzü görmedim. Benim okuyan çocuklar, ev kirası derken perişanız, hükümete çağırım, bu durumu yarattıkları için biraz düşünsünler, bizim geleceğimiz yok ama onlarında geleceği yoktur.
ŞEMDİN EROL:
Gördüğün gibi parkta tatil yapıyor, parkta eğleniyor ve buradan akşam olunca eve gidiyorum. Çocuklarım ayakkabı istiyor, hanım ihtiyaç listesi vermiş, ben de evden kaçtım ve parka geldim. Anam para istiyor, eşim para istiyor, çocuk para istiyor, ya Erdoğan’da destek verdik, başını kaldırıp, bize bir baksın, bize bir seçenek bıraktı; bir mendil alıp, bir cami köşesinde dilenmek!
YUSUF YÜREK:
Gazeteci kardeşim, çocuklar büyüdü ama torunlarımıza bile haçlık veremiyoruz, dışarıda yemek yok, tatil yok, hükümet yaptıklarını bir düşünsün istiyoruz.
HÜSEYİN GÜLER





