ENGELSİZ BİR DÜNYA İSTİYORLAR.
Engelsiz Arsuz Gençlik ve Spor Kulübü Derneği “Engelsiz Bir Dünya” için çalışmalarını sürdürüyor.
Dernek başkanı Serhat Gökpınar, çalışmalarını şöyle değerlendirdi. “Derneğimiz uzun süren araştırmalar, gözlemler, kamuoyu yoklaması ve birebir görüşmeler sonucu, ülkemizde ve bölgemizde baş gösteren ve herkesin anlıyormuş gibi yapıp gözünü kapattığı engelli sorunlarıyla ilgili kapsamlı bir rapor hazırlamıştır. Umarım hazırladığımız rapor engelli bireylerin sorunlarını çözüme kavuşması noktasında bir ışık olur. Engelsiz, erişilebilir, herkes için eşit, sevgi ve umut dolu yarınlara…”
Dernek Yönetim Başkanı, Serhat Gökpınar, Yönetim Kurulu Üyeleri: Erhan Dirlik, Hasan Kaba, Okan Savaş, Bircan Çalpan ile Arsuz Kaymakamı Musa Sarı, ilçenin görme engelli öğretmenini ziyaret ettiler.
Bircan ÇARPAN , Kaymakam SARI ve beraberindeki heyete teşekkürlerini sunarken bu ziyaret ile bir farkındalık oluşturan, Kaymakam SARI ya Arsuz‘da engellilerin problemlerini içeren bir dosya sunduklarını, nezaket ziyaretlerinden dolayı kendisi ve tüm engelli arkadaşları adına teşekkürlerini sunduğunu ifade etti. Kaymakam Musa SARI da her zaman olduğu gibi engelli kardeşlerinin yanlarında olmaya devam edeceklerini, bunun kendilerinin bir görevi olduğunu ifade ederek herkesin bir engelli adayı olduğunu tekrardan hatırlatmak istediğini belirtti. Bu vesile ile tüm engelli kardeşlerimizin haftasını tebrik ediyor, kendilerine aileleri ile birlikte sağlıklı ve huzur içerisinde bir ömür diliyorum” dedi.
Engelliler Derneğini ikinci ziyaret Arsuz Belediye Başkanı Dr.Asaf Güven ziyaret etti. Belediye başkanın yanında belediye başkan yardımcısı ve meclis üyeleri de ziyarette hazır bulundular. Belediye Başkanı engellilerin taleplerini değerlendireceklerini ve olumlu bulduklarını belirttiler. Engelliler Dernek Başkanı belediye başkanına ziyaretlerinden ve desteklerinden ötürü teşekkür etti.
Dernek Başkanı Serhat Gökpınar’ın Açıklaması:
Engelliler haftasında kanayan bir yara haline gelen engellilik sorunlarına geçici tedbirler değil, kesin çözümler getirilmesi dileğiyle…
Engelliler haftası kutlanmaz! İnsanları engelliliğinden dolayı kutlamak, engelli bireylere saygısızlıktır. Engelliler haftasında her alanda engellerin kalkması için farkındalık etkinlikleri ve yazılmış olan kanunların uygulamaya geçmesi için çalışmalar yapılmalıdır.
Engelli bireylerin önünde artık sadece bir engel olarak duran yetkililer erişilebilirlik standartlarını uygulamalıdır. Engellilik; bireyin bedensel veya zihinsel farklılığı nedeniyle toplum dışında kalması değil, toplumu oluşturan birey ve yöneticilerin yaptıkları yanlış uygulamalarla engelli bireyin hayata katılımını engellemesidir. Engelli birey erişilebilir bir şehirde kimseye ihtiyaç duymadan hareket edebilir. Engeli asıl yaratanlar erişilebilirlik kurallarına uygun yapı inşa etmeyenlerdir. Herkes için erişilebilir kentleri yaratmak, bu kentlerde yaşamak hayatı daha anlamlı kılacaktır. Engelli bireye acıma kökenli yaklaşıma son verilmelidir. Engelli bireylerin diğer bireylerden bir farkı yoktur. Engelli bireye yardım etmek isteniyorsa, acıma duygusu ile değil, insani bir davranış olduğu için yardım edilmelidir. Duyarlı, farkında engel kaldıran insan olmak erdemdir.
Engelli bireylere verilen ve verilmesi gereken haklar bir lütufmuş gibi gösterilmeye çalışılmaktan vazgeçilmelidir. Bu haklar bir lütuf değil sosyal devlet anlayışında eşit yaşam hakkı kapsamında yapılması gereken düzenlemelerdir. Engelli bireylerin eğitimine daha çok önem verilmeli, yapılan adaletsiz yaklaşım son bulmalıdır. Engellilerin daha sağlıklı ve kaliteli eğitim alabilmeleri için düzenlemeler yapılmalıdır. Engelli bireyleri mal olarak gören, onlardan yararlanmaya çalışan zihniyet artık fosilleşmiştir son bulmalıdır. Engelli bireye yardım ediyormuş gibi görünüp kendi menfaatinden başka bir şey düşünmeyen bu zihniyet toplumdan defedilmelidir. Engelliler haftasında; Etkinlikler acıma kökenli değil, eşit ve adil yaşam hakkı temelli olmalıdır. Etkinliklere katılanlar engelli bireylerin yaşam hakkına saygı göstermeyi algılayarak ve birey olarak engelleri kaldırmayı anlayarak oradan ayrılmalıdır.
Engellilik de toplumsal alanda etiketlenmeyle karşı karşıya olan gruplardan biridir. Etiketlenmeyle ilgili pek çok sosyal psikolojik olumsuzluk söylenebilir. Engellilik yaşantısı bireyin özel yaşamında ve toplum yaşamında farklılık yaratarak belirleyici olur.
Engellilere yönelik destekleyici uygulamalar ve pozitif ayrımcılık bu yaşantının zorluklarını bir ölçüde giderirken, bir başka açıdan bu farklılığın ve dezavantajın oluşturduğu sorunları gidermesinde yardımcı olur. Çalıştığımız iş, bindiğimiz otobüs, yürüdüğümüz kaldırım, okuduğumuz okul, tedavi gördüğümüz hastane, dinlenme-eğlenme yerleri, kısaca içinde yaşadığımız çevre bizi de içine alan bir toplum anlayışı ile mi geliştirilmiştir? Bu sorunların cevapları düşünüldüğünde üzücü gerçek risk altındaki grupların başında gelen engelli bireyleri hiç düşünülmeden tasarlandığı ortamdır.
Engellilerin gereksinimlerine yönelik uygulamaların hedefi, onların toplum içerisindeki yaşamlarında fırsat eşitliğini yaratmak ve sürdürmek olmalıdır. Fırsat eşitliği yönünde etkin adımlar atılıp ilerleme sağlandıkça, pozitif ayrımcılığa gerek kalmayacak ve giderek engellilik üzerindeki bu etiketlendirme ortadan kalkacaktır.
Engellilerin yaşamlarında yaşadıkları sorunlar eğitim, ulaşım, fiziksel çevre, sağlık, sosyal güvenlik gibi alanlarda yaşanılan fırsat eşitsizliklerinden kaynaklanmaktadır.
Aileler için engelli bir bireye sahip olacaklarını veya olduklarını öğrenmek, yaşamlarının en zorlu deneyimidir. Her ne kadar anayasada devletin bir “sosyal devlet” olduğu vurgusu yapılmışsa da ülkemizdeki ekonomik ve sosyal yapılanma halen olması gereken düzeyin çok altındadır.
Eşit ve adaletli yaşam hakkı ise eşitsiz anlayışın, bakış acısının değişmesi ile mümkün olacaktır. Öncelikle engellinin hakları ile birlikte yaşamasının kabul edilmesi ve bunun için uygun koşulların yerine getirilmesi temel amaç olmalıdır. Ayrıca toplumun bir üyesi olarak engellinin toplumda yer alabilmesi ve bireysel, toplumsal üretim süreçlerine katılabilmesi sağlanmalıdır.
Engelliliğe Toplumsal bakışımızda; nasıl olmalı?
—Engellinin tam bir insan oluşunu kabul etmeliyiz.
—Vatandaşlık haklarını gözetmeliyiz.
—Farklılıklarına saygı göstermeliyiz.
—Yaşamına saygı göstermeliyiz.
—Bireysel onuruna saygı duymalıyız.
—Temsil edilmesini sağlamalıyız.
—Fırsat eşitliği sağlamalıyız.
Engelli bireyin yaşadığı sıkıntılar ve zorluklar hem aile hem de sosyal çevresinde kendini gösterir. Engellilerin yaşadığı en büyük sıkıntı ayrımcılığa uğramadır. Bunun yanı sıra temel insani hizmetler (eğitim, sağlık, barınma, sosyal güvenlik, istihdam)den fırsat eşitliği temelinde yeterince yararlanamamaları da onların engelli olarak damgalanması, ayrımcılığa uğraması ve dışlanması boyutunda değerlendirilmelidir.
Sonuç olarak, engellilik kavramı etiketlenmelerle, önyargılarla ayrımcılıklarla, aşağılanmalarla toplumsal dışlanmaları en aza indirgemeli ve fırsat eşitliği yaratılmalı, engellilerle dayanışma duygusu geliştirmeliyiz. Toplum olarak bunu başardığımızda engelli yurttaşlarımızın sorunlarını çözmede ve onları anlamada başarılı oluruz…
Engelsiz, herkes için erişilebilir eşit ve adil bir dünya dileğiyle…
HÜSEYİN GÜLER