EZİK – EZİKLİK

Sevgili Okuyucularım!

Yazıma, “Eziklik” ile “Ezilmişlik” sözcüklerinin birbirinden farklı anlamlar taşıdığını belirterek başlamak istiyorum.

Biraz daha somutlaştırarak anlatayım: “Ezilmiş” sözünü,  yaşamını devam ettirebilmek yolunda; bedenen – fiziksel olarak çok yorulmuş, yıpranmış gibi anlamlar yükleyerek kullanırız.

“Ezik” sözcüğünü ise, Kendisi olamamış, Kendisi olmasına izin verilmemiş; oldurulmuş insanları anlatmak için kullanırız.

Eziklik, bir insanın; birileri karşısında kendini silik, güçsüz ve mahcup hissetme duygusu ve durumudur. Eziklik, aç kalmış – doymamış duyguların tutsağı olan insan demektir.

Ezikliğe giden yol, insanın yaşam öyküsünde; çocukluk duygusu onurunun ezilip, yok sayılması ve horlanmış olmasıyla başlar. Ve aşağılık kompleksine – içsel karışıklığa giden yolun ilk adımıdır. İnsan gerçekliğiyle sosyal gerçekliğin birbiriyle uyumlu olmadığı, olağanüstü olumsuz koşullarda: Evde, sokakta ve okulda babasından, annesinden dayak yemiş; sınıfta öğretmeni tarafından aşağılanmış olarak yetişmiş kişiliktir eziklik.

Yüreğinde ve beyninde eziklik duygusu taşıyan ve yaşamının her anında, her alanında onunla düşünen, davranan, onunla yatan – kalkan birisinin iç dünyasına ulaşmakta; en ünlü psikiyatristler bile tanı koymakta zorlanırlar. Bu psikolojideki insanlar, ezikliğini gizlemek ve bastırmak için saldırgan olur.

Küstah ve kibirlidirler. Ezikliğini gizlemek için; “Küçük Dağları Ben Yarattım” davranışlarına bürünürler. İşte bu kendine güvensizliğin tam dışa vurumdur.

Acıma duyguları, vicdanları, ahlakları ve akılları çok sönük, çok gerilerde, derinlerdedir. Çünkü çocukluk dönemlerinde o insani duygu tarafları, köreltilmiş ve yontulmuştur.

İnsani yönleri gelişmemiş – yontulmuş bu ezikler; en büyük güçlerini, yalan ve cesaretten alırlar. Sinik, silik, sünepelikten; bir anda, gladyatöre dönüşür ezik insanlar.

Hitler’den Musolini’ye, Franko’dan Pinochet’e, Saddam’a kadar; gelmiş – geçmiş bütün devlet etmişlerin… Radikal terör örgütlerinin canlı bombalarına değin… Hepsinin de yaşam öykülerinin çocukluk dönemlerinde, ruhlarına kazınmış olan horlanmaları, karınca gibi ezilmeleri, yok sayılmaları vardır.

Güdüleri yüksek olur eziklerin. Benliğine sinmiş, o doymamış güdüler; onun içinde, içini yiyip bitiren bir canavardır. O canavar, her zaman aklın ve sağduyunun dışında olmasını emreder. Uçuk, akla hayale gelmez bağnazlıklarla; bakın “Ben Yaptım Oldu, Oluyor” gösterişine devam eder.

Anımsamak istemezler ölüm, eziyet, işkence gelir çocukluluk dönemleri onlara. Yoktur çocuklukları, içlerinin karanlık denizlerine gömmüşlerdir o dönemlerini. Çünkü uykularından kan ter içinde uyandırır, rüyalarına girer, buğday gibi öğütülmüş, paramparça edilmiş çocukluk anıları, ayağından asılmışlığı.

Bu nedenle kinleri, nefretleri ve intikamları; sevgilerinden çok daha büyük, köklü olur ezik insanların.

Gurur, kibir, kin, nefret, intikam yüklüdür “EZİK”. Kendi Kendilerine âşık oldukları için; ırk, din, dil, mezhep, cinsiyet, meslek ayrımı üzerinden; fitne, ayrımcılık, hırsızlık, toplumu birbirine düşürmek yoluyla hep başat olmak ister.

Ezik insan, hiçbir şeyi beğenmemeye özen gösterir. Beğense bile karalar, küçümser her şeyi. Çünkü Kendini üst göstermeye, çokbilmiş edalarına kaptırmış, odaklamıştır Kendini.

Eziklerin, fazla olmaz arkadaşı da dostu da. Acınası dünyalarında, yapayalnızdırlar.

Fark edilmek isteme güdüleri – iç karartıları, kargaşaları, kişiliğini bulamamışlık; kaypak olmalarını, dürüst davranmamalarını getirir.

Ezik insan, yetersizliğini örtmek için; ezilmişlikten gelip, ezmeye giden yola odaklanır. Tüm zayıflıklarını reddeder, gizlemeye çalışır; kusursuz – mükemmel olduklarına inanırlar.

Kaybetmemek için, her türlü yalanı söylemek; karakterine sinmiş, sinsi bir yılandır. Sefil bıraktırılmış dünyasında yalan; kaybettiklerinin intikamını almak arzusundan gelir.

Empeti – eşduyum diye bir kavram bilmezler. Ezmeye çalışır, kendi ezikliğini gizlemek için…

Ezik insan cam gibi ince, kırılgan ve kesicidir. Dinin temeli ahlakı, adalet ve vicdanı; ihtiraslarına yol, malzeme eder.

Bu psikoloji ile saldırganlaşıp – Sezarlaşır. Korkunç olur eziklerin intikamı.

13 Mayıs 2020 // Antakya