HASO AĞA VE ÜLKEMİN AHVALİ :))!!??..

Sevgili okurlarım;

Ülkemin haline; kıssadan hisse babından “HASO AĞA” nın penceresinden bakmaya ne dersiniz?!.

***

Efendim, merak bu ya ; mektep medrese görmemiş ve evraka parmak basan (?!) köyün Haso Ağası; “politikaya atılmanın sırası geldi” diyerek, kolları sıvar. Durumu açıklamak için köylüyü meydanda toplar. Politikaya girme konusunda köylünün tezahüratını alan Haso Ağa; “Bana ilk etapta heybetli ve hatırlarda kalabilecek bir soyadı gerek…” der. Bunu duyan köylülerden biri Haso Ağaya yaklaşarak: “Kurtoğlu gibi bir soyadın kendisine çok yakışacağını” söyler. Hoşuna giden Haso Ağa, bu soyadında karar kıldıktan sonra,  hatırdan kalıp kalmayacağını test etmek için marabasına: “söyle bakalım ulan zırto, benim yeni soyadım nedir?” diye sorar. Maraba, kafasını, burnunu kaşırken hatırlamaya çalışırsa da bir türlü aklına gelmez. Cevap bekleyen Haso Ağa,  marabasına sesini daha da yükselterek; “söylesene ulan öküz!!” diye çıkışmasından tırsan maraba; “Kusura bakma ağam; yeni soyadında bir hayvanın oğlu olduğunu hatırlıyorum da ötesini çıkaramadım valla:))!!..”  demekle yetinir…

***

Sevgili okurlarım;

Beni bir meraktır aldı?!.  Acaba diyorum; Sayısı az gibi görünen (?!) Haso Ağa kalibresindeki tiplerin “yürütmeli politika arenasında”  artırılmasıyla;

* Ülkemde hüküm süren korku iklimi son bulur mu?!..

* İşsizlik, huzursuzluk azalır mı?!..

* Esnaf siftah etmeye başlar mı?!..

* Çiftçi terk ettiği tarlasına döner mi?!..

* İşçi, memur, emekli, çarşı, pazar ferahlar mı?!..

* Gırtlağa dayanan borç yükü hafifler mi?!..

* Dış siyasette stratejiyi esas alarak ciddiyet kazanan ve değer gören diplomasi diline dönülebilir mi

* Hırsızlık, soygun, hukuksuzluk, hakaret, ayrıştırma illeti, liyakatsizlik, israf, nepotizm (adam kayırma) azalır mı?!..

* Beyin göçleri, yatırım yapılabilecek sermayelerin ülke dışına yönelmesi duru mu?!..

* Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e hakaretten, mevta olmuş eğitim anlayışından, gençliği umutsuz bırakmaktan vazgeçilir mi?!..

* Eskiden olduğu gibi, üretim bakımından dünyada tekrar kendine yeten 7 ülkeden biri olma şansı yakalanır mı?!..

* Doğruyu, sadece doğruyu söylemekten dolayı, “İktidarın Haso Anlayışı ile” susturulanların, korkutulanların, ekranı karartılanların ve kalemi elinden alınarak zincire vurulanların çilesi azalır mı?!..

* Kusurlu para politikasıyla (?!) itibarı sıfırlanan TL. yerlerde sürünmekten kurtulur mu?!..

* Bilhassa kavga eden değil, toplumun her kesimini kucaklayan sevgi dil hakim kılınabilir mi?!..

* Hapishane sayısının değil; okul sayısının artırılması için aydınlık geleceği hedefleyen eğitim politikasına dönülebilir mi?!..

* Ülkenin kıt kaynaklarının; kişisel ikbal ve şatafatlar için sarf edilişinden vazgeçilip, toplum yararına olan hizmetlerin verilmesine yöneltilebilir mi?!..

* Dış dünyanın; ülkemize yönelik oluşmuş ekonomik güvensizliğin bertaraf edilmesi ve tekrar “güvenilir ülke” olma prestiji sağlanabilir mi?!..

Yukarıda sıraladığımız “eksilerimizin” sayısında olumlu anlamda bir gelişmenin yaşanmayacaksa eğer; politikaya HASO AĞANIN, HÜSO AĞANIN” atılması, iktidar olması; ancak ve ancak, “Ağanın soyadı değişikliği” kadar önem arz eder:))??!!..

****

Haso Ağamıza kaldıysa işler

Gölde kurbağanın gözleri patlar

Sürmekteyse salla pati gidişler

Ülkede fatura kabarır, katlar

***

Güven vermeyene olunmaz kefil

Ülkeyi, toplumu etmiştir sefil

Sonrayı önceden görmeyen gafil

Sadece “yanlışa düşmeyi” kutlar

***

Nerde o feraset, hani ya nerde

Beş daha eklenir, önceki derde

İsrafın, hoyratın olduğu yerde

Umudu tükenen kahrından çatlar

***

Azalma olmuşsa kulun aşında

Sitemler yüklüyse gözün yaşında

Liyakatsiz varsa işin başında

Söyleyin, kalır mı ağızda tatlar

Ali DAL