Hatay Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mehmet Ekici: Türkiye Bal yetiştiriciliğinde Dünya’da İkinci sırada!
Hatay Arı Yetiştiriciler Birliği büyük atılımlar yapmak ve arıcılıkta bir numara olmak için çalışmalarını yürütmektedir. Bu alanda her türlü donanıma sahip bir binaları, tesisleri ve konferans salonları ile Hatay’ın arı yetiştiriciliği ve bal üretiminde markalaşarak yoluna devam ediyor.
Hatay arı yetiştiriciler birliği başkanı Mehmet Ekici önündeki engellerden üçünün çözülmesi durumunda dünya markası haline geleceklerini belirtiyor. “Pazar sorunu, şeker ve mazot sorunu çözülsün, biz dünyanın en kaliteli balını üretiriz” diyor.
Mehmet Ekici devletin sorunlarına el atmadığı sürece kendilerinin ya dolandırıcıların, ya da tüccarın elinde telef olduklarını bu yüzden arıcılığı bırakanların gün geçtikçe arttığını ve bu mesleğe yönelimin azaldığını ifade etmektedir.
Şeker dolandırıcılarının kendilerine “Terörist” denmesinde de sert tepki göstererek, biz üretiyoruz, siz dolandırıyorsunuz, hangimiz vatanseveriz” diyerek yanıt verdi.
Hatalı bir anlayışı ise şöyle düzeltti “Biz şekeri arı bal yapsın diye vermiyoruz. Arılar bal azaldığında beslensin diye veriyoruz. Hataylı arıcılar arılarını kışın Hatay iline getiriyor. Diğer bal döneminde bölgemizin diğer yayla ve dağlarına götürmektedir. Bu anlamda Hatay dışındaki arıların ürettiği baldan kalitesi düşük değildir” dedi.
Arı yetiştiriciler birliğinin büyük temiz, teknik açısından donanımlı binası ile arıcılara hizmet vermekte ve konferanslar, bal paketleme, yüzde yüz bal mumu, diğer ekipmanları ile göz doldurmaktadır.
Hatay arı yetiştiriciler birliği başkanı Mehmet Ekici ile arıcılara sertifikalarını verdikten sonra, arıcıların durumu, arıcılıktan neden ayrıldıklarını,arıcıların sorun ve çözümleri, arıcıların neden dolandırıldıklarını konuştuk.
BAL ÜRETİMİNDE ÇİN’DEN SONRA DÜNYA’DA İKİNCİ SIRADAYIZ
Mehmet Ekici Hatay İli Arı Yetiştiriciler Birliği Başkanı, konuşmasına Bal üretiminde Çin’den sonra Türkiye’nin Dünya’da ikinci sırada yer aldığına dikkat çekerek konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Hatay’da 2007 yılında birliği aldığımızda 238 üyesi vardı, şu an 1200 üyeye ulaştık. 800-1000 Ton arasında bal üretiyoruz. Her yıl değişmekle birlikte 120 bin ile 130 bin kovanlarımız var. Bu 1200 üyenin 700’i aktif ve gezginci arıcıdır. Gezginci arıcılarımız Nisan ayında çıkarlar ve bu güne kadar Türkiye’nin dört bir yanını çiçekleri takip ederek gezerler, Ekim ayında ise kışlatmak için bizim arıcılarımız buraya gelir. Bizim dışımızdaki arıcılar da diğer illerden buraya kışlatmak için geliyorlar. Hatay ili arıcıların dolum tesisleri, petek üretim bölümü var, bal dolum, kek yapımı Hatay Antakya merkezde büromuz var, burada imalathane ve 4 kişi istihdam etmekteyiz. Arıcılarımız bizden gelip mallarını pazarlamamızı isterlerse: Bizim Hay-Bir markasını ile paketliyoruz, önce tahlil ediyoruz, ya kendilerine verip, kendileri satıyor, ya da biz birlikte satıyoruz. Pazarlamaya, ihracata ihtiyacımız var, bura da Ticaret ve Sanayi odalarına, devletimize, belediyelerimize pazarlamada iş düşüyor, biz dünya piyasasında söz sahibi bir milletiz, Türkiye, Çin’den sonra bal üreticisidir. Ballarımızı ihracat yapamadığımız için de üretici para kazanamıyor.
BİZE VERİLEN DESTEK SON DERECE YETERSİZDİR
Bu hükümet döneminde ilk kez destekleme aldık ama destekleme yetersizdir. Şu an kovan desteklemesi var, biz kovan desteğinin dışında kaliteli balada destek verilmesi ve arıcıların teşvik edilmesini istiyoruz. Kovan başı destek 20-25 liradır, bu yetersizdir. Bunun dışında çiftçi ve balıkçılara verildiği gibi mazot desteği verilmesini istiyoruz. Arıcılarımızın %85’i gezgincidir, en az 4-5 yere göç ediyor, bu anlamda mazot desteği şarttır. Girdi maliyeti yükseldikçe balın fiyatı artıyor, bu da tüketicimize yansımaktadır. Balın arıcılarımıza maliyeti 60 lira, piyasada 30 liraya bal satılmaktadır, bunlar bal değil, sahtesidir. Sahte ballar satıldığı sürece bizim arıcılarımız gerçek ballarını satamıyor. Tenekelerde 26 kilo bal var, bunun 3 bin veya 2 bin 750 liraya satılması gerekiyor, bundan aşağısı zarardır. Babası zarar eden çocuğu arıcılık yapmıyor, arıcıların yaş ortalaması yükseliyor, emekli hobi olarak yapıyor, Hatay’daki arıcının yaş ortalaması 55 dır, bizim derdimiz gençlere istihdam alanı yaratmak, çünkü arıcılık bacasız sanayidir. Kovanı çiçek olan yere bırak bal yapar. Bal hammadde kullanmadan üretilir ve yıkanmadan yenen bir maldır. Meyveyi yıkarsınız, buğdayı yıkarsınız ama yıkanmadan üretilen tek ürün bal, polen ve arı sütüdür. İnsan sağlığı ve besin değeri açısından yeri tartışılmaz, o zaman böyle güzelim ve ekonomik değeri yüksek üreten arıcılarımız teşvik edilmeli, daha kaliteli ve daha çok üretmeye yönelmelidir. Teşvik şöyle yapılabilinir: Arıcılarla bakanlık arasında ya da birlik ile yapılır. Sözleşmeli arıcılıkta kalite ön plana çıkarılır, kalitenin yanında sürdürülebilirlik ön planda olur, yani narenciye para ederse ekim devam eder, yoksa sökerler tamirhane, dökümhane yaparlar. Girdi maliyeti mazot, şeker gibi girdiler destek maliyetimizi düşürür. Şeker diyince halkımız yanlış anlıyor. Bu şeker arıyı beslemek için kullanılır. Arılarımızı kışın bal üretmiyor, bu dönemde arılarımızın beslenmesi ve yaza daha sağlıklı girmesi için şeker verilir, yoksa bal yapsın diye verilmez. Devlet arıcılara ucuz şeker veriyor, daha da ucuzlatılabilinir, özel şirketler pahalı vermektedir. Bakanlık AKS kayıtlarına göre vermeli, yoksa alamayanlar piyasadan alır, dolandırılır.
ARICILARIMIZ DOLANDIRILDI, SAVCILARIMIZI GÖREVE ÇAĞIRIYORUM
Zaten bu günlerde oldu ve arıcılarımızdan ucuz şeker vaadi ile para topladı, sonra şekeri vermedi Güneydoğu’da bu oldu, şeker hakkını isteyenlere ise “PKK’lı terörist” dedi . Hatta “Bizim içimize sızan PKK’lardır ” dır. Korkunç bir şey, bundan daha iyi terörizme hizmet eden kimse olamaz. Onun için arıcılarımız birliklerine sahip çıkmalı, birlik başkanı ve yöneticilerini eleştirebilirler, iftira etmeden, fikirlerini söyler, çözüm önerilerini söylerler. Bakın şeker almak vaadi ile bizim birliklerden istifa ederek gidenler oldu, bu arkadaşlara “istifa et sana ucuz şeker vereceğiz” dediler. 138 Kişi şeker almak vaadi ile bu birlikten istifa etti, büyük çoğunluğu dolandırıldı, 7-8 aydır şekerlerini alamıyorlar, o zaman şeker 390 lira idi, şimdi 1050 liradır, bu arkadaşlar o günkü para miktarını istiyorlar ama alamıyorlar. Devletimize, savıcılarımıza büyük görev düşüyor, mağdur olan arıcılarımız adına savıcılarımızı göreve davet ediyorum. Yeterli şeker verilse, birlikler kanalı ile verilse arıcılarımız niye dolandırıcının eline düşsün! Birliklere güven sağlanır, yetki verilirse gayet güzel yaparlar, yönetim, denetim kurullarımız var, bakanlık il müdürlükleri tarafından denetleniyoruz, burada yolsuzluk ve dolandırıcılık yapılması mümkün değildir. Başı bozuk gurup ve sivil toplum örgütleri denilenler arıcılarımızı dolandırdılar.
HATAY’IN MAYDANOZ BALI VE NARENCİYE BAL’I ÖZELDİR
Hatay arılar açısından kışlama yeri ama şu Amanos dağları bitki örtüsü açısından burada pirent var, pirent balı dominant bir baldır, değerli ve hoş kokusu ile değerlidir. Halk tarafından tutulan ve halkın damak zevkine uygun bir baldır. Bir önemli bal narenciye balı, kendine özgü bir tadı, yıllardır halkımız bu balı zevkle tüketir. Hatay’da üretilen maydanoz balı dünya da Türkiye’de, Türkiye’de Hatay’da Hatay’da ise Samandağ ve Arsuz ilçelerinde üretilmektedir. Bu ballar yayla ballarının polen değeri 600-700 arasında değişirken polen bir enzimdir, 1293 tahlil ettik, daha önce atlara yediriliyordu, bal kristalize olduğu için yanlış kanaat vardı, yani maydanoz balı son derece güzel ve damak tadı güzel baldır.
ARICILAR ÜRETİYOR AMA PAZARLAMA SIKINTIMIZ ÇÖZÜLMELİDİR
Arıcılarımız üretiyor ama pazarlamada sıkıntı yaşamaktayız, bizim ürettiğimiz bal 60 lira bu balın 150 satılırsa üretici para kazanır ve üretimi devam ettirir, kaliteyi yükseltir, bol bal üretir. Biz bu durumu bakanımıza ilettik, piyasalardaki market ve marketler zincirinden arıcılar birliği tarafından 34 çeşit bal merkezimiz tarafından Sıtkı Koçman Avrupa standartlarına uygun olup, olmadığı tahlil edildi, bunun 29 taşhisisli çıktı. Bunlar taşhis belgeleri ile bakanlığa verildi. Şu ana kadar tedbir alındımı, değişiklik yapıldımı, benim haberim olmadı. Mısır şurubu ve glikoz ile yapılan tatlandırılmış, bal piyasada satılmaktadır. Namuslu bal üreticilerin karşısında bu sahte üreticiler haksız rekabet oluşturuyor, arkadaşlarımız mallarını satamayınca da bu meslekten soğuyorlar. Bakın belediyeler, sivil tolum kuruluşları, odalar ve devletimiz bizden bal alsalar, arıcılar belli refah seviyesine ulaşacaklardır. Bu teşviklerle arıcıların işlerini sürdürmeleri mümkün görünmüyor. Devletin yapması gereken ise köklü arıcılara alet-edevat açısından desteklenmelidir. Üç-Beş kovanı olan arıcılara popülist nedenlerle elektrik makineler veriliyor, usta arıcılarımıza bu verilmiyor. Bu durumda birlik üyeliği şart koşulmalı ki, bal üretiminde kayıt dışılık önlenmelidir. Tüccar tekel kurmuş, 26 kiloluk bala 1500 lira veriyor, kilosu 60 liraya mal eden üretici bu fiyata malını nasıl verir? Devletimiz incelikleri bilir ama buğday, mısır taban fiyatı gibi bala da kalitesine göre taban fiyat koymalıdır.”
HÜSEYİN GÜLER