Hatay Özel Sağlık Kuruluşları Derneği Başkanı Fazıl Altınay: Özel Sağlık Kurumları, Sağlıkta hizmet çıtasını yükseltmiştir!
Hatay’daki Özel Sağlık kuruluşları bir dernek çatısı altında birleşirken, dernek kurucu Başkanı Fazıl Altınay, Özel Sağlık Kurumlarının Sağlıkta hizmet çıtasını yükselttiklerine dikkat çekti.
Hatay Özel Sağlık Kuruluşları Derneği’ni oluşturan Hatay’daki özel Hastane temsilcileri, derneği kurmalarından dolayı Hatay Gastronomi evinde kahvaltılı basın toplantısı düzenlediler.
Derneğin, Fazıl Altınay, Levent Kuruz, Ahmet Ahraz, Ozan Güngör, Hanifi Yılmaz, Murat Hekimoğlu ve Servet Ateş’ in girişimleri ile kurulduğu ve 5 Temmuz 2022 tarihinde yapılan toplantıda; Başkanlığa Fazıl Altınay, Başkan Yardımcılığı’ na Levent Kuruz, Saymanlığa Ahmet Ahraz, Sekreterliğe Ozan Güngör, Asil Üyeliğe Hanifi Yılmaz’ın getirildiğine dikkat çeken kurucu Başkan Fazıl Altınay, katılımlarından dolayı Basın mensuplarına teşekkür ederek başladığı konuşmasına şöyle devam etti:
“ Hatay’da faaliyet gösteren; Özel Hastane, Tıp Merkezi ve diğer sağlık kuruluşları olarak bir araya gelip, ‘Hatay Özel Sağlık Kuruluşları Derneği’ni kurduk.
Sizlerin de bildiği gibi, isimlerimizin başında “ÖZEL” ibaresi bulunsa da, sağlık hizmetinin kendisi kamusal bir değer taşıdığından, bizler de kamu hizmeti vermekteyiz.
Özel Sağlık Kurumları, ‘Özel Hastane’ faaliyetleri ile bölgede sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi ve kalitenin yükselmesine büyük katkı sağlamışlardır. Bugün Kamu Hastaneleri dâhil, sağlık hizmet kalitesinin artışından söz edebiliyorsak, özel hastanelerin katkıları inkâr edilemez. Sağlıkta hizmet çıtasını yükseltmenin yanı sıra, kurumlarımız bölge halkı için çok ciddi istihdam kaynağı yaratmıştır. Özetle özel sağlık sektörü, binlerce hastaya şifa dağıtırken; çalıştırdığı insan sayısı, ödediği sigorta stopaj ve vergilerle, ülke ekonomisine çok büyük katkılar sağlamaktadır.
Son yıllarda yaşadığımız koronavirüs salgınında ve tüm dünyayı etkisine alan pandemi sürecinde, hastanelerimiz hiçbir gelir beklemeden cansiperane salgınla mücadele etmiş, hasta yataklarının büyük bir kısmı bu mücadeleye ayrılmıştır. Bu süreçte birçok arkadaşımız hastalığa yakalanmış ve maalesef bazı arkadaşlarımız hayatını kaybetmiştir.
HASTALAR BİZLERDEN MALİYETLERİN ALTINDA HİZMET ALIYOR
Kamu yararı gözeterek hizmet üreten hastanelerimiz, çok büyük sıkıntılar içinde var olma ve ayakta kalma savaşı veriyor. Bir yandan artan enflasyon baskısı, kullandığımız cihaz ve sarf malzemelerinin büyük ölçüde dövize endeksli olması, öte yandan artan işçilik maliyetleri, hastaneleri ciddi ekonomik dar boğaza sürüklemiştir. Bunun sonucu olarak ülke genelinde olduğu gibi, bölgemizde de maalesef hastane ve tıp merkezlerinde iflas ve kapanmalar meydana gelmiştir. Ana gider kalemlerimizden enerji fiyatlarına son 1 yılda % 300, Tıbbi sarf-malzeme maliyetleri yaklaşık %250 – %300, işçilik maliyetleri % 120 artarken, reel gelirlerimiz sürekli olarak düşmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumu ile yaptığımız anlaşmalarda baz alınan Sağlık Uygulama Tebliği (S.U.T) fiyatları, son on yılda yaklaşık % 80 – %100 oranında artmıştır. Hastalar, bizlerden maliyetin altında ücretlerle hizmet alırken, alacaklarımızın tahsili konusunda sıkıntı yaşamaya devam etmekteyiz.
Ayrıca coğrafi konumumuzdan dolayı, hastanelerimize çok sayıda göçmen sevk edilmektedir. Bunların tedavisinden kaynaklı alacaklarımız çok geç ödenmekte, ortalama tahsilat süremiz bir yılı geçmektedir. Bir yıllık enflasyon artışını düşündüğünüzde, tahsil ettiğimiz paralar tedavi amaçlı kullandığımız girdilerin maliyetini karşılamamaktadır.
Bütün bunlarla beraber, bürokrasi kaynaklı kısıt ve engeller faaliyetlerimizi hantallaştırmakta, maliyetlerimizi arttırmaktadır. Hizmet verecek hekimlerimiz olmasına rağmen, bakanlıktan kadro izni alamadığımızdan, ihtiyaç duyduğumuz branşlarda hizmet verememekteyiz. Özellikle üst ve yan dallarda hastanelerimizin kadro ihtiyaçları bulunmaktadır.
Sektörün en büyük sorunlarından bir tanesi de, sağlık personeli eksikliğidir. İstihdam ettiğimiz sağlık personellerini, verdiğimiz hizmet içi eğitimlerle yetiştiriyoruz. Bu durum, özel işletmeler için ciddi bir zaman ve ekonomi kaybına neden oluyor. Yetişen elemanlar bir süre sonra devlet memuru olarak atandığından, özel sektörde de hemşire ihtiyacı artıyor. Hastaneler hemşire bulamazken; acil tıp teknisyeni, paramedik, anestezi teknikeri, çevre sağlık teknisyeni gibi unvanlarla mezun olan çok sayıda kişi, iş ve istihdam bekliyor. Temel sağlık eğitimi almış, iş bulamayan elemanların sağlık sektörüne entegrasyonu; hem hastanelerin eksik eleman ihtiyacını karşılayacak, hem de istihdamı arttırıp ülke ekonomisine katkı sağlayacaktır.
SAĞLIKTA ŞİDDET GİDEREK ARTIYOR
Her sektörde olduğu gibi, sağlık sektöründe de işini doğru yapmayan veya haksız menfaat sağlamaya çalışanlar olacaktır. Amaçlarımızdan bir tanesi de, bu yanlışları en aza indirebilecek otokontroller oluşturmaktır. Bu yanlışlardan hareketle, bütün özel sağlık kurumlarını zan altında bırakacak yanlış haberler yapmak ve yaymak, toplumun tümünü cezalandırmak anlamına gelir. Sağlıkta şiddetin giderek arttığı günümüzde, asılsız algı operasyonları yapmak, sadece sağlıkta şiddeti tetikleyecektir. Tüm kamuoyundan beklentimiz, asılsız provakatif haberlere itibar etmemeleridir. Yeri gelmişken; son dönemde artarak devam eden sağlıkçılara yönelik şiddeti kınıyor ve caydırıcı yasal hukuki düzenlemelerin bir an önce yapılıp yaşama geçirilmesini talep ediyoruz.
Yukarıda sıraladığımız, sorunlarımızın bir kısmı… Derneği kuruş amacımız, bu sorunları kamuoyu ile paylaşıp, ilgili merciler nezdinde bir an önce çözüme kavuşturmaktır. Kamu veya özel hiç fark etmez sorunların çözülmesi, hastaneleri daha güçlü kılacak ve bu da tüm halka hizmet olarak geri dönecektir.”