Hatay Tabip Odası: Sağlıklı bir kentte yaşamak istiyoruz!
Hatay Tabip Odası, Hatay’ın sorunlarını içeren bir açıklama yaparken, “Sağlıklı bir kentte yaşamak istiyoruz” vurgusu yapıldı.
Yönetim Kurulu imzasıyla yapılan Basın açıklamasında, Antakya Sebze Halinden , Dörtyol Deliçay alçı garafit ocağına, İskenderun Demir Çelik’ten, Erzin’deki Narenciye’ye, Arsuz’daki Maden sahalarından, Defne Turunçlu’daki arıtma tesisini içeren değerlendirme yaptı.
Hatay Tabip Odası açıklamasında, “Sağlık sadece hastalığın olmaması durumu değil, fiziksel, zihinsel ve sosyal olarak tam bir esenlik halidir” diyerek şu ifadeleri dile getirdi:
“Kentler içlerinde yaşayan insanlara benzerler. Kimi zaman dağınık, kimi zaman asi, hayat dolu, sevecen, sıcak, öfkeli… Daha birçok duyguyu barındırabilir bir kent. İşte Hatay da böyle bir kent. Her kent ve kentli böyle iken; kentin sokaklarının, caddelerinin, mahallerinin sağlıklı olması kent için olmazsa olmaz bir ihtiyaçtır. Sağlıklı bir kent, konut, iş, ulaşım, gıda, toprak, su ve hava kalitesi, sağlık önlemleri, katı atıklar, sosyal ve spor alanları ile kendini göstermektedir. Bugünün kentlerindeki problemler yoksulluk, eşitsizlik, kirlilik, işsizlik, toplumsal bağlılığın azlığı, konut ve diğer alanlardaki düşük kalite ile ilişkilidir.
Sağlık sadece hastalığın olmaması durumu değil, fiziksel, zihinsel ve sosyal olarak tam bir esenlik halidir. Sağlık bu hedeflere ulaşmada karar alma sürecinin merkezine insanı yerleştirmektir. Kent yaşamının kalitesi insan sağlığı için bir temel ihtiyaç niteliğindedir.
Sağlıklı bir kent olabilmek için temiz, güvenilir fiziksel çevre, dengeli ve sürdürülebilir ekolojik sistem, kentte yaşayan tüm fertlerin temel ihtiyaçlarının (yemek, su, barınma, gelir, güvenlik ve iş) karşılanması, sağlık hizmetleri ve sosyal hizmetlerin yeterliliği, sağlık bilinci oluşturulması, bulaşıcı olmayan hastalıkların önlenmesi, alkol ve uyuşturucu ile mücadele, yaşlı ve çocuk dostu ortamlar oluşturulması, sağlıklı ulaşım imkanları, gürültü ve kirliliğe maruz kalmanın azaltılması, yetişkinler, yaşlılar, engelliler, kadınlar, gençler ve çocuklara yönelik her türlü sosyal ve kültürel hizmetleri yürütmek gerekmektedir.
Kentler dinamik yapıya sahip yaşam alanlarıdır. Yerel ve merkezi yönetimlerin en önemli görevlerinden biri kentsel yaşamın tüm koşullarını gözeterek kamu sağlık politikalarını oluşturmaktır. Yirmi birinci yüzyılın ilk çeyreğinde yaşadığımız Covid19 pandemisi insanların aslında ne kadar sağlıksız ve doğadan kopuk hayatlar yaşadığı gerçeğinin altını bir kere daha çizmiştir. Bu bağlamda kentin sağlık ile ilgili sorunlarının tespit edilmesinde bir dayanak olması amacıyla böyle bir yazıyı kaleme almış bulunmaktayız. Biliyoruz ki Hatay’ın sağlık sorunları sadece bu kadarla kalmamaktadır. Bu yazıdan sonra başka sorunlar da dile getirilecektir. Şimdilik birkaç başlıkla konuyu ele almak isteriz.
Sebze hali kentte yaşayan insanlar için temiz, ucuz ve güvenilir gıdaya ulaşmada en önemli mekandır. Hatay’ın en büyük sağlık sorunlarından biri sağlıksız bir görüntü çizen sebze halidir. Hatay dünyaya sebze ihraç ederken, en büyük ilçe olan Antakya’nın sebze halinin bugünkü durumu bulaşıcı hastalıklar bakımından büyük bir tehlike arz etmektedir. Sebze halinin acil bir şekilde merkezin dışına alınarak modern bir hale kavuşturulması gerekmektedir.
İlçelerde kamuya ait hastanelerin varlığı hem ulaşılabilirlik ve nitelikli bir sağlık hizmeti sunma açısından çok önemlidir. Mevcutta devam eden Arsuz ve Dörtyol Devlet Hastaneleri’nin bitirilmesi, kararı alınmış diğer ilçe hastanelerine ivedilikle başlanması ve 162.000 nüfuslu Defne ilçesine hastane yapılması kararının hızlı bir şekilde alınması yaşamsal öneme sahiptir. Tüm ilde, çoğu uygun olmayan koşullarda hizmet veren Aile Sağlığı Merkezleri için kamusal binaların yapılması gerekmektedir.
İskenderun Demir Çelik Fabrikası kentin ekonomisini büyük katkı veren bir sanayi tesisidir. Bu tesis uzun yıllardır faaliyet göstermekte, fakat çevreye saldığı atıklar yeterince kontrol edilmemektedir. Bu fabrikanın filtre kontrollerinin yapılması gerekmektedir. Ayrıca bölge kanser vakaları açısından araştırılmalıdır. Demir Çelik yan sanayisinin olduğu bölge çevre kirliliği açısından sıkı bir şekilde denetlenmeli, çevresel ve deniz atıkları düzenli bir şekilde kontrol edilmelidir.
Erzin’den İskenderun’a kadar olan bölgede özellikle narenciye olmak üzere çok geniş tarım alanları bulunmaktadır. Dünyanın yaşadığı gıda krizi de dikkate alınarak bölgede kurulması planlanan termik santrallerin projelerinin iptal edilmesi ve yenilenebilir enerji sistemlerinin devreye sokulması gerekmektedir.
Dörtyol’da Deliçay üzerinde daha önce ÇED toplantısı iptal edilen alçı-grafit ocağının doğaya, tarım arazilerine, havaya, derelere ve insanların yaşam alanlarına zarar vereceği, doğal yaşamı bozacağı ve kanser vakalarında bir artışa neden olabileceğinden projesi bir daha kamuoyu önüne getirilmeden iptal edilmelidir.
Özellikle Arsuz ilçesinde ve Amanos’larda yapılması planlanan maden ocaklarının, su kaynaklarına, doğal yaşama ve zeytinlik alanlara verebileceği zarardan dolayı iptal edilmesi gerekmektedir.
Defne ilçesinde yer alan ve 50000 nüfusun tam ortasında yer alan Turunçlu Arıtma Tesisi insan sağlığı açısından tehlike arz etmektedir. Daha önce HAMOK (Hatay Akademik Meslek Odaları Koordinasyon Kurulu) aracılığıyla, TMMOB (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği) tarafından hazırlanan raporda burada bulunan arıtma tesisinin tehlike arz ettiği, yerinin uygun olmadığı ve çevre sağlığı açısından tehlikeli olduğu tespit edilmiştir. Buradan çıkan kötü ve zararlı koku gelecekte akciğer hastalıklarına sebebiyet verebilecektir. Arıtmanın yaydığı kötü kokudan dolayı halk psikolojik olarak etkilenmektedir. Arıtmaya gelen atıkların, Köprübaşı olarak bilinen bölgeden öncesinin Narlıca Arıtma Tesisi’ne, terfi istasyonları aracılığıyla geri pompalanması sağlanmalıdır. Turunçlu’daki arıtma tesisi kaldırılarak, halkın spor yapabileceği ve rahat nefes alabileceği bir kent park yapılmalıdır. Bilimsel kriterlerle ve modern teknikler kullanılarak yerleşim alanlarının az olduğu bir bölgede ve halkı rahatsız etmeyecek küçük ölçekte birkaç arıtma tesisi kurulmalıdır.
Kentte yeşil alanların varlığı insanların hem spor yapabilmesini hem de psikolojik açıdan kendini rahat hissetmesini sağlayacak temel unsurlardandır. Tüm ilçelerimizde yetişkinler, yaşlılar, engelliler, kadınlar, gençler ve çocukların rahatlıkla zaman geçirebileceği, spor yapabileceği, sosyalleşeceği, kent bilincini öğrenebileceği kent parklara ihtiyaç vardır. Bu bölgelerin aynı zamanda deprem kuşağında yer alan ilimizde toplanma alanları olarak da kullanılabileceği unutulmamalıdır.
Sonuç olarak kentin daha yaşanılabilir bir yer olabilmesi için gerekli tedbirler yetkililer tarafından alınmalı ve halka kentlilik bilinci aşılanmalıdır.”