Hayvancılıkla geçimini sağlayan Aileler: Hayvanlarımızı Parklarda mı otlatacağız?
Hatay’ın Kumlu ilçesi Uzun Kavak, Kara Süleymanlı, Azğınlı ve Akkerpiç Köylerindeki geçimlerini davar ve mal besleyerek sürdürüyorlar. Küçükbaş ve büyükbaş hayvanlarından elde ettikleri süt, yoğurt, peynir gibi ürünlerini satarak çocuklarına bakabiliyorlar.
4 Köyün ortak merası olan alan depremden sonra AFAD büyük bölümüne el koymuş ve TOKİ tarafından konut çalışmaları başlatılmıştır. Köylerin otlak alanları da TOKİ tarafından büyük bölümünün ellerinden alınması ile köylü sürülerini “nerede otlatacağız” diyerek, başta Hatay Valisi, AFAD, TOKİ ve son olarak Kumlu Kaymakamı ile görüşmeler yapmış ama sonuç alamamıştır. Kendilerine söylenen ise “Devlet konut yapmak için karar vermiş, bizim elimizden bir şey gelmez” şeklinde olmuştur.
Dört köyün hayvan otlatması için 1945 yılından bu yana 2800 dönüm arazi mera olarak köylülere verilmiş ve halen devlet köylülere damızlık hayvan vermektedir. Bir taraftan mera alanları ellerinden alınmakta, diğer taraftan üretin denilmesi köylüleri şaşırtmaktadır.
Dört köyün 12 bin küçükbaş ve 2 bin büyük baş hayvanı bulunmakta ve bu merada otlamaktadır. Köylüler “Tam da davarlarımız merada ve doğum yaptılar, yavrularını büyütecekler, hayvanlarımızdan süt, yoğurt, peynir elde edeceğiz. Meraların büyük bölümü bina yapılmaktadır.”
Sürü sahipleri temsilcileri ile yeniden Kumlu Kaymakamı ile görüştük. Kaymakam “AFAD karar vermiş, TOKİ’ye yap demiştir, benim yapabileceğim bir şey yoktur” diyerek, yapımlara köylünün yapım işlerine müdahale etmeyin diyerek, “Ben gereğini yaparım” diyerek uyarı yaptı.
Köylülerle meraları gezdik, mera yeri Amik ovasının en verimli yeri, ayrıca mera yerinden iki metre derinliğinden su çıkarmışlar, merayı iki yanından fay hattı yarmış durumdadır.
Meranın hemen yanında devletin hazine arazileri var, köylü oralara yapılsın, yada Amanos dağlarının eteklerinde yeri sağlam yere yapılsın, burası zaten sıvılaşmış neden buraya yapıyorlar? Diyorlar.
Köylünün merasının bir tarafına çöplük olarak belediye kullanıyor, diğer bir yanda kocaman bir göl haline gelmiş olan Kanalizasyon çukuru açık ve baraj gibi kullanılmaktadır. Köylüler yazın burası sinekten, kokudan yaşanmaz hale geldiğini söylüyorlar.
Mera Alanında Köylülerle Görüştük.
Ahmet Erdoğan (Sürü Sahibi)
Bizim bu dört köyün mera alanı ve 3 bin dönüm, bu meradan dört köy yararlanmaktadır. Dört köyün yaklaşık 12 bin küçükbaş ve 2 bin büyükbaş hayvanı bulunmaktadır. Bir taraftan deprem vurdu, bir tarafta da devlet vuruyor. Burada binlerce dönüm boş hazine arazisi varken, neden bizim hayvanlarımızı otlattığımız meramıza diktiler?
Bakın bu mera bizim duymamız için gece tapu dairesi açıldı ve önce AFAD’a, sonra da TOKİ’ye devredilmiştir. Biz şimdi ne yapalım, onbinlerce koyunumuz var bunları nereye götürelim? Birisi çıksın ve çözüm söylesin!
Buradan benim Uzun Köy ve 2 bin beşyüz insan yaşıyor ve 2 bin baş hayvanı bulunmaktadır. Diğer köylerimizin nüfusu bizim köy kadar ve aynı oranda hayvanları bulunmaktadır. Amik ovası Türkiye’nin en kıymetli topraklarına sahiptir. En verimli toprak ve ÇET raporunda sıvılaşma çıkmıştır, bunu bile dikkate almadılar. Burada rant dönmektedir.
Sizin televizyonda izledim, İstanbul, Diyarbakır gibi illerde Et ve Süt üretim yapan kurumların önünde ucuz et almak için kilometrelerce kuyruk gördük. Biz et, biz süt üretiyoruz. Hani “Köylü Milletin Efendisi!” deniliyordu, nerede efendilik, bizi süründürüyorlar. Biz eti, sütü, yoğurdu, peyniri üretmesem şehirli aç kalacaktır!
Abdurahman Tekel (Sürü Sahibi)
Biz bu merayı 1945 yılından bu yana mera olarak kullanmaktayız. Bu alanın vasıfsız toprak olarak gösterilmektedir. Gelsinler ve görsünler bu alanın nasıl bir verimli bitkilere sahip, her türlü hayvan için yem yetişmektedir. Benim altı çocuk ve 16 torunum bulunmaktadır. Ben bu çocuklarımı ve torunlarımı hayvancılık yaparak büyüttüm. Bakın bizim meranın hemen bir yanında 150 diğer yanında 450 dönüm hazine arazisi var, bu arazileri bir kişi kullanıyor, yazık biz devletimizin verdiği kararlara saygılıyız ama bizi öldürmesin!
Ahmet Sarılar (Sürü Sahibi)
Bizlere hayvancılık yapılması için burası 1945 yılında verildi ve hayvan üretiminin artması için devlette yardım etti. Hayvancılık yapan bizler küçük işletmeciyiz, herkes, amir, memur olacak diye bir kaide yoktur, bu memleketin et üreten, süt üreten hayvancıya da ihtiyaç vardır, zaten bu ürünler son derece pahalı hale gelmiştir. Devlet bir tarafta teşvik ediyor, “sürülerinizi büyütün” diyor, bir taraftan da otlaklar elimizden alınıyor.
Ali Sağıroğlu (Sürü Sahibi)
Ben beş çocuk babasıyım ve ben hayvancılık yaparak geçimimi sağlıyorum. Ürettiğim sütümü, yoğurdumu, etimizi satarak çocuklarımızın nafakasını çıkarıyorum.
Sayın Cumhurbaşkanım sana sesleniyorum. Allah rızası için ekmeğimizi elimizden alma! Cumhurbaşkanıma güveniyorum. Burada Kumlu ilçemizin 13 köyü ekmek yemektedir. 13 Köy ölecek ve 6 köy düzelecek öyle mi? Bu nasıl bir durumdur, anlayan çıksın ve bize anlatsın. Zaten Kumlu ilçemize deprem mağdurları için yeterince TOKİ tarafından konut yapılmıştır. Hatay’ın başka yerlerden buraya getirmenin mantığı nedir? Getirilen köylerin yerleri ne olacaktır?
Benim devletim başımın tacıdır, devletimden yardım bekliyorum, kimse vicdanını yitirmesin, kimse rant peşinde koşmasın, bize hibe veriyorsunuz. Sayın tarım ve orman bakanlığı bize kredi açtınız ama ben bu hayvanlarım yok olursa borçlarımı neyle ödeyeceğim? Bakan bunlara cevap vermelidir. Tamam koyunlarımızı devlete verelim ama devlet bana bir iş versin. Benim yaşım elli olmuş bu saatten sonra kim beni işe alır! Büyük devlet ise büyüklüğünü bizim gibi üretim yapanlara göstersin!
HÜSEYİN GÜLER