İDLİP’TE RUS RULETİ OYNAMAK
- 03.03.2020
- İDLİP’TE RUS RULETİ OYNAMAK için yorumlar kapalı
- 758 kez okundu
Bir siyasi intiharın anatomisi…
İdlip’te şehit verdiğimiz “Kınalı Kuzuların” kor düşmüş aile ocaklarının, insan takatini bitiren yanık çığlıklarını… Sevdiklerinin cayır cayır yanan yüreklerinin dermanı olmayan sonsuz acılarını; içimden de içeri iliklerimde duyumsuyorum. Vatan sağ olsun diyorum.
Yurtseverler – Türkiye Halkı – Türk Ulusu, doğduğumuz ana gibi yar, dost ve namus bildiğimiz, 10000 yıllık vatanımızın her karış toprağı uğrunda (Kuvayi Milliye) onurluca ölmesini – şehit olmayı en iyi Biz biliriz.
Fakat insanlığın savaş tarihinde, İdlip’te ki bu denli gerekçesiz – yasal olmayan (Gizlendiği Sanılan) haksız, ahlaksız, kirli ve çirkin bir savaş olduğunu Ben bilmiyorum.
İki Türk Askerini benzin döküp canlı canlı yakan, kafa kesen, İnsan ciğeri yiyen… Kadınlara ve körpecik kızlara önce tecavüz edip sonra da; ya öldüren ya da pazarlarda cariye – köle olarak satan ruh hastalarının toplandığı yerin adıdır İdlip.
“Suriye’de Ne İşimiz Var? Bu Savaşın Amacı Ne? İdlip Kimin kenti? Ve Biz Orada, Kim ve için savaşıyoruz? Kınalı Kuzularımızı, Ülkemizin Hangi Toprak Parçasını Savunmak Veya Kurtarmak İçin Suriye’deyiz? Ulusumuzun Hangi Yüksek Çıkarları Ve Geleceği İçin Şehit Veriyor, Evlatlarımızı Sonsuzluğa Uğurluyoruz? Türk Ordusu, Hangi Hukuka Dayanarak Suriye’de Bulunuyor”
Sorularını sormak suç sayılsa da; soruların yanıtları, Bana onulmaz bir acı veriyor. İdlip’teki bu anlamsız, haksız ve ahlaksız, kin ve intikam içerikli, kirli mezhep savaşına karşı olduğum için; Kendimi sorumlu tutuyor, yazıyor da yazıyorum.
Siyasi iktidar beyni çıkarılmış, yön duygusunu yitirmiş bir serçe kuşu gibi çırpındıkça çırpınıyor. Kafası karmakarışık, yön duygusunu yitirmiş, ne yaptığını bilmez duruma düşmüştür. Hata üstüne hata yapmaya devam ediyor. Ülkenin içinde bulunduğu koyu, karanlık tablo bir yana… Yaptığı dış politikadaki yanlışlar, boynunda asılı, bağışlanmaz günahlara dönüşmüş; gittikçe ağırlaşıyor, sırtında bir kambur gibibüyüdükçe büyüyor. Denizlerde rotası bozulmuş, fırtınaya tutulmuş bir yolcu gemisi gibi, Kendini azgın dalgalardan kurtaramıyor.
Yapılan bu hatalar, yalandan delilik görüntüsü içinde; ülkeyi bilinçlice yıkıma götürmek mi? diye, düşünmekten edemiyor insan.
Siz, Katar İstanbul Kanalını açmaya kalkar, Boğazlar Anlaşmasını uluslararası tartışmaya açar, Lozan’ı iki ayyaş imzaladı derseniz: Hatay’ın çalıntı ve Suriye’ye ait olduğu saçmalığının çok ötesinde; Yunanlıların İzmir, İtalyanların Antalya, Ermenilerin Van – Kars, Güneydoğumuzdaki Kahramanmaraş, Gaziantep ve Şanlıurfa illerimiz üzerinde Fransızların avuç ovuşturduklarını şimdiden görüyorum.
17 adamızı işgal eden Yunanistan’a gıkını çıkaramayanlar… Kıbrıs sırtımızda bir kamburdur diyenler… Siyasal İslam’ın eli kanlı cihatçılarını korumak uğruna… Komşu ülke – üniter ulus devlet Suriye topraklarında; hava savunması olmayan İdlip’te, kınalı kuzuları maceraya sürüklemek…
Allah aşkına, Sizin Mustafa Akıncı’dan ne farkınız var?
Suriye iç savaşının sapkın mezhepçi (Nerotik Halüsinasyonun Dayanılmaz Cazibesi – Hazzı İçinde, Emeviye Cami’sinde Namaz Kılmayı kurgulayan) mimarlarının; 3 aylığına çağırdıkları mültecilerin bitmeyen insanlık dramlarını, şimdi de at pazarlığı yapmak için Avrupa ülkelerinin kapılarına taşıyor.
Askerlik yan gelip yatma yeri değildir, diyenler; şimdi, çocuklarına askerlik yaptırmamak için; onların cinsiyet değiştirdiklerini kanıtlayan (i…lik raporu) alacak kadar yumuşak, ahlaksız soysuzların; hazır yiyici, alık, eblehlerinin yerine; bir kızın sıcacık elini tutmamış, dudakları ıslanmamış, sevda nedir bilmeyen selvi boylu, Anadolu’nun Kınalı Kuzuları toprağa düşüyor, şehit oluyor.
Bu halk, bu ulus Size inandı, güvendi, Sizi iktidar yaptı; bu hınç, bu kin ve bu intikam duygusu nedir?
Mısırlı “RABİA” için salya sümük ağlayanlar, Irak işgalinde ABD’nin Conilerine dua, Yahudi SUUD Kralının ölümü için yas ilan edenler; bunca şehit karşısında, şimdi nerede ve hangi cehennemin zıbarasındasınız?
Sahi Siz Kimden yanasınız?
İktidar, tüm insani değerlerini; ulusal, bölgesel ve evrensel sorumluluğunu yitirmiş görünüyor.
Başka bir ülkenin toprağı İdlip’te bu denli ısrarcı olmanın görünmeyen stratejik amacı; Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkıma götürmek olmalıdır. Bunun başka bir adı, anlamı ve anlatımı yoktur.
Dilerim ki siyasi iktidarın “Cihatçı İhvan Aşkı”, 3. Dünya Cehenneminin çıkmasının nedeni olmaz.
- A’sından Z’sine ÇÖKÜŞ - 21 Ağustos 2024
- CHP’YE 2. KEZ YÜKLENEN TARİHSEL SORUMLULUK - 15 Nisan 2024
- CÜLUSLARA– KAYIK SEFALARINA- HELVA GECELERİNE KARŞI; HALKIN DEMOKRATİK DEVRİMİ - 8 Nisan 2024
- HALKTAN BİRİ, DR. HÜSEYİN AKSOY - 3 Mart 2024
- SÜMER UYGARLIĞININ ACI SONU- YIKILIŞI - 27 Kasım 2023
- ORTADOĞU’DA SON TANGO - 22 Ekim 2023
- TÜRKİYE’YE ÖZGÜ BİR REJİM: BONAPARTİZM - 18 Temmuz 2023
- HATAY ÜZERİNE KİRLİ OYUNLAR - 6 Temmuz 2023
- ÖLÜMSÜZ MESLEK: YALAKALIK - 31 Ocak 2023
- ÜRETİM, PAYLAŞIM ve DÜNYA DÜZENİ - 27 Ocak 2023