İNSANLIĞIN YARINLARI…?
- 24.04.2020
- İNSANLIĞIN YARINLARI…? için yorumlar kapalı
- 1.433 kez okundu
Arkeoloji, Antropoloji, Sosyoloji, Tarih, Dilbilim, Demografi, Antroponimi, Epigyafra, Karbon – 14 Yaş Bilim Testi gibi… Bilimleriyele uğraşan bilim insanları; bu güne değin hep insanlığın karanlık dünlerini araştıra geldiler.
İnsanlığın bilinmezlik içindeki karanlıklarını aydınlatmak yolunda, ömürlerini çıra yapan – ışık olan beden ve beyin emekçisi bilim insanları; sabırlarını, insanlığın karanlıklarını ışığa çevirmeye mayaladılar. İnsan takatını aşan meşakkatli, bitevyesiz çalışmalarıyla iğne ile kuyu kazarak ömür tükettiler.
Tükenen o ömürlerin kındırdıkları karanlık kapıların aralıklarından; bu gün de ışık olup sızmayı, başka tükenecek ömürler – bilim insanları devralıp bu çalışmaları sürdürüyor.
Geçmişine dönük bu hummalı çalışmalardan, başımızı kaldırıp yarınlarımızı düşünmeye zaman ayıramadık. Dünyayı, Herkesin Bildiğince Bir Duayla diz çöktüğü Halil İbrahim Sofrası yapamadık. Bu sofrada, bir lokmayla kardeşçe karnımızı doyurmayı, bir damlacık mutluluğu çok gördük Birbirimize.
Bu güne değin Dünya Düzenine şekil veren Vahşi Kapitalizmin obur, çılgınca tüketenlerinin; Bizi, nasıl bir uçurumun kenarına getirdiklerini, atacağımız bir sonraki adımla dipsiz bir boşlukta kaybolacağımızın farkına varamadık.
İnsanlığın yaşamında yepyeni çığırlar açan Tarım ve sanayii devrimleri… Son yarım yüzyılda Dünyayı avcumuza sığdıran, uzayın sonsuz boşluğunda geleceğimizi aramamızı sağlayan bilgi teknolojileri… Kapitalist sistemin vahşi tüketim çılgınlığı: Biyoteknolojinin (Teknolojinin Doğa Bilimlerine Uygulanması) getirdiği varsıllığı – bolluğu paylaşmasını unutturdu Bizlere. Ellerimizle yaşanmaz duruma getirdiğimiz doğanın bozulan dengesi sonra; sağlığımızın temel gereksinimleri gıdaya, suya, güneşe, oksijene – doğanın doğal dengesine bağlı, daha insan odaklı yenidünya düzenini kurabilecek miyiz?
Çünkü var olan Vahşi Kapitalist sistem, insanın ve tüm canlıların yaşamsal kaynağı ve tutsak oldukları doğayı talan etti, tüketti. Gezegenimiz yaşanmaz olmaya, Can Çekişmeye başladı.
Peki, şimdi gezegenimizi şekillendiren, ona yön veren, bütün zenginlik kaynaklarını tekelinde toplayan Küresel Güçler, Coronovirüs sonrası ne yapacaklar? Bu yok oluşa giden sarmalın içinde, dünyanın yaşamsal kaynaklarının sonsuz olmadığı, yeterli olmayacağı duyarlılığının – sorumluluğunun bilincinde olacaklar mı?
Kosmoz’da (Evren), ömrü bir toz zerresi kadar kısa; geçmişi bu denli kanlı ve karanlık olan bu öykünün kahramanı Bizleri; nasıl bir gelecek bekliyor?
Gerçi doğanın doğal dengesini bozan, onun varsıllıklarını hunharca tahrip edip bencilce paylaşmanın getirdiği kıtlık, açlık, savaş ve salgın hastalıklar; dünya düzenini – sistemi şekillendirenleri de kendi şaşmaz diyalektiksel akışı önüne katarak, yok etmeye başladı.
Üretim araçlarını elinde bulunduran, insanlığın geçmişini kirli, kanlı savaşlarla tarih denilen zamana çeviren; insan unsurunu ve onurunu yok sayan sistemlerin egemen güçleri: İnsanlığı kasıp kavuran… Şu an için Tıp Bilimini bile çaresiz bırakan: Dil, din, mezhep, aç – tok, zengin, yoksul, makam, lüks araçlar, saraylar, sınıf üstünlüğü ayırımı yapmayan ve hiçbir sınır tanımayan Azrail gibi adil olan Coronovirüs salgını karşısında şimdi panik içinde, çaresiz ve şaşkındırlar.
İnsanlık tarihinin kirli ve karanlık dolambaçları: Savaşların, salgın hastalıkların ve kıtlığın getirdiği fiyat artışları… İşini kaybetmenin sonucu, ekmek alacak parası olmayan… Açlıktan akıl sağlığını yitirmiş, can çekişen, ölen zavallı insanlar, aileler… Yollarda, sokaklarda çürümüş beden yığınlarına (Kara Veba / Kara Ölüm…) tanıklık etmiştir tarih.
Nice anne ve babalar, çocuklarının açlıktan çektikleri derin ve onulmaz acıları dindirebilmek için; tabu bildikleri bütün kutsal inançlarını ayaklar altına alıp, Kendilerini günahkâr sayarak ne tövbeler bozmuşlardır. Tinlerini ve bedenlerini, günahlara sebil etmişlerin buruk, acılı öykülerini bu küçücük köşede anlatmama olan yoktur.
Varsıllar lüks saraylarında, makamlarında sevgilileriyle kaygısızca meşklerine; dününü unutan kibir abidesi padişah, şah ve kral kalıntıları: Din ve mezhep eksenine kilitlenmiş hasta ruhları, meczup kafalarıyla dünyanın doğal akışını, toplumların değişim ve gelişimlerini durdurup; Ortaçağa çevirme yolunda siyaset etme politikalarına devam edemeyecektir.
İnsanlık, dünün ve günümüzün egemen Neo Liberal Ekonominin felaketlerinden ders alarak, yenidünya düzenini kuracaktır. Vahşi Kapitalist Sistemin obur – doyumsuz çılgınlığı, acımasızlığı ve duyarsızlığı; insanı yok sayan “Yine Dünya Eski Hamam, Eski Tas” eyyamcılığı sürmeyecektir.
Yenidünya düzeni yakın gelecekte: Tanrının Kendilerini, siyaset etmek için yarattığı vehmine kapılan emperyalizmin yık – yapıçı taşeronlarına; bir ders verecek, insanlığa yeni bir siyasi şekillenme ve işleyiş getirecektir.
Çünkü gezegenimiz, bu çılgınca yok edilişi, beden ve beyin gücü emeği; yok sayan paylaşım sisteminin sürdürülebilirliğini yitirmeye başlamıştır.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızın 100. yılı kutlu olsun.
- A’sından Z’sine ÇÖKÜŞ - 21 Ağustos 2024
- CHP’YE 2. KEZ YÜKLENEN TARİHSEL SORUMLULUK - 15 Nisan 2024
- CÜLUSLARA– KAYIK SEFALARINA- HELVA GECELERİNE KARŞI; HALKIN DEMOKRATİK DEVRİMİ - 8 Nisan 2024
- HALKTAN BİRİ, DR. HÜSEYİN AKSOY - 3 Mart 2024
- SÜMER UYGARLIĞININ ACI SONU- YIKILIŞI - 27 Kasım 2023
- ORTADOĞU’DA SON TANGO - 22 Ekim 2023
- TÜRKİYE’YE ÖZGÜ BİR REJİM: BONAPARTİZM - 18 Temmuz 2023
- HATAY ÜZERİNE KİRLİ OYUNLAR - 6 Temmuz 2023
- ÖLÜMSÜZ MESLEK: YALAKALIK - 31 Ocak 2023
- ÜRETİM, PAYLAŞIM ve DÜNYA DÜZENİ - 27 Ocak 2023