Atayurt Gazetesi -
$ DOLAR → Alış: 32,45 / Satış: 32,58
€ EURO → Alış: 34,68 / Satış: 34,82

İş cinayetleri ve işçi katliamları artarak devam ediyor

İş cinayetleri ve işçi katliamları artarak devam ediyor
  • 03.03.2021
  • İş cinayetleri ve işçi katliamları artarak devam ediyor için yorumlar kapalı
  • 635 kez okundu

TMMOB Hatay İş Cinayetlerine Karşı  Dönem Sözcüsü  Ufuk Akdeniz, iş cinayetlerinin ve işçi katliamlarının artarak devam ettiğini öne sürdü.

3 Mart “İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü” dolayısıyla Basın açıklaması yapan dönem sözcüsü Ufuk Akdeniz, şu ifadelere yer verdi:

“3 Mart, dünya madencilik tarihinde yaşanan en büyük facialardan biri olan ve grizu patlaması sonucu 263 madencinin yaşamını yitirdiği 1992 Kozlu faciasının yıldönümüdür. Facianın yıldönümünde Kozlu’da hayatını kaybeden maden emekçilerini bir kez daha saygıyla anıyoruz.

3 Mart, iş cinayetlerine dikkat çekebilmek, işçi sağlığının ve iş güvenliğinin önemini vurgulamak için TMMOB tarafından 2012 yılında “İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü” olarak ilan edilmiştir.

Ülke tarihimiz, iş cinayeti ve işçi katliamı olarak tanımlanabilecek facialar ile doludur. 13 Mayıs 2014 tarihinde Soma’da ülke tarihinin en büyük maden faciası meydana gelmiş ve 301 madenci hayatını kaybetmiştir. Bu facianın hemen ardından 6 Eylül 2014’te Torunlar Center Asansör Faciasında 10 inşaat işçisi, 4 Kasım 2014’te Yalvaç’ta gerçekleşen trafik kazasında 18 tarım işçisi, 28 Ekim 2014’te Ermenek’teki kömür madeninde 18 madenci, 17 Kasım 2016’da Şirvan’da bakır madeninde 16 madenci, 17 Ekim 2017’de Şırnak’ta 8 madenci, 3 Temmuz 2020’de Sakarya Hendek’te havai fişek fabrikasında 8 işçi ve bu patlamadan sadece birkaç gün sonra gerçekleşen imha işleminde ise 3 yurttaşımız hayatını kaybetmiştir. Kozlu’daki faciadan günümüze kadar yaşanan olumsuzluklardan gerekli dersler çıkarılmamış, atılması gereken adımlar atılmamıştır. İş cinayetleri ve işçi katliamları artarak devam etmektedir.

İş kollarının neredeyse tamamında iş cinayetleri yaşanmaktadır. Binlerce işçi iş kazalarında sakat kalmakta, meslek hastalıkları ile hayatını kaybetmektedir. SGK’nın iş kazaları ve meslek hastalıklarına dair yayınladığı en güncel istatistik 2019 yılına aittir. Bu istatistiğe göre 2019 yılında 1.149 emekçinin hayatını kaybettiği, buna karşın meslek hastalığı sonucu ise bir tane bile can kaybı yaşanmadığı ilan edilmiştir. ILO’nun yürüttüğü çalışmalara göre; dünyada her yıl meydana gelen iş kazası sonucu ölümlerin 6,3 katı kadar can kaybı, meslek hastalığı ve işle ilgili hastalıklar sonucu meydana gelmektedir. Bu çalışmalar ile SGK tarafından açıklanan veriler esas alındığında 2017 yılında en az 10.218, 2018 yılında en az 9.714, 2019 yılında en az 7.238 emekçi meslek hastalığı sonucu hayatını kaybetmiştir. İş kazaları ve meslek hastalığı sonucu her gün 35 emekçi hayatını kaybetmektedir. Buna rağmen işçi sağlığı ve iş güvenliği konusu ülke gündeminde yeterli düzeyde yer alamamaktadır. Oysa SGK’nın açıkladığı yıllık iş cinayeti sayıları bile durumun vahametini ortaya koymaktadır. Açıklanan verilere göre 2015 yılında 1.252, 2016 yılında 1.405, 2017 yılında 1.633, 2018 yılında ise 1.541 işçi, iş cinayetlerinde yaşamını yitirmiştir.

İşyerleri denetlenmemektedir. Denetimsizlik ve yaptırımsızlık sürdükçe iş cinayetlerini engellemek mümkün değildir. Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Rehberlik ve Teftiş Kurulu Başkanlığı 2019 yılı faaliyet raporunda yer alan bilgilere göre 2019 yılında İSİG yönünden yapılan toplam teftiş sayısı 3.088’dir. Bu denetimlerin önemli bir bölümü, eksikliklerin giderilip giderilmediğini kontrol için yapılan ikinci denetlemeler oluşturmaktadır. Yapılan her denetimin yeni bir denetim olduğu kabul edilse dahi her 1.000 işyerinden yalnızca 1,6’sı İSİG yönünden denetlendiği anlaşılmaktadır. Rakamların ortaya koyduğu gerçek, bu şekilde devam eden denetim faaliyetlerinin göstermelikten ibaret olduğu ve devletin gerekli sorumluluğu göstermediğidir.

Her yıl, evine ekmek götürebilmek için emek harcayan 2 bin civarında emekçinin iş cinayetlerinde hayatını kaybediyor olması, 10 bin civarında emekçinin meslek hastalıkları sonucu hayatını kaybediyor olması büyük bir sorun ile karşı karşıya olduğumuzu anlatmaya yetmektedir. Şans eseri hayatta kalıp, geçirdiği sakatlık yüzünden engelli olan emekçiler hayatlarının geri kalanını büyük zorluklar ile sürdürmektedir. Bazı emekçiler sakatlanmalar sonrası oluşan engellilik tipi ve oranlarına bağlı olarak çalışamayacak duruma gelmektedir. Çalışacak durumda olanlar ise engelli istihdamındaki sorunlar ve kent altyapılarımızın engellilere uygun olmayışının doğurduğu diğer sorunlar ile boğuşmaya mahkûm olmaktadırlar.

İş kazaları ve meslek hastalıklarına yönelik resmi makamlarca açıklanan istatistikler yaşamakta olduğumuz acı tabloyu göstermeye yetmektedir. Ancak açıklanan veriler gerçeği tam olarak yansıtmamaktadır. Covid-19 pandemisi sürecinde açıklanan verilerin gerçeği ne oranda yansıttığı, verilere nasıl müdahale edildiği ve gerçeğin nasıl manipüle edilmeye çalışıldığı ortaya çıkmıştır. Veriler ile oynamanın bir yönetim biçimi haline geldiği ülkemizde gerçeği yansıtan veriye ulaşmak ayrı bir sorun haline gelmiştir. İş kazaları, meslek hastalıkları vb ile ilgili verilerin tamamı kamuoyu ile paylaşılmalıdır.

İş cinayetlerinin sorumluları korunmakta hatta aklanmaktadır. 301 emekçinin yaşamını kaybetmesine neden olan Soma Faciası sorumlularından tutuklu kimse kalmamıştır. Can Gürkan’ın da aralarında bulunduğu 4 sanığa “olası kastla 301 kez öldürme ve 162 kez yaralama” suçundan ceza verilmesine hükmeden Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin beş kişiden oluşan heyetinin üçü değiştirilmiş ardından karar bozulmuş ve tutukluların tamamı tahliye edilmiştir.

İş cinayetleri ile mücadele ertelenebilir, ötelenebilir bir gündem değildir. İş cinayetlerinin yaşanmaması için yürütülen mücadelenin güçlendirilmesi ve gerekli yasal düzenlemelerin zaman kaybetmeden gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda gerçekçi adımlar atılabilmesi için işverenleri sorumluktan kaçıran yaklaşıma son verilmesi gerekmektedir. İşverenleri temel sorumluluktan kurtaran, sorumluluğu bir günah keçisi olarak iş güvenliği uzmanlarının üzerine yükleyen mevcut sistemde, önleyici ve engelleyici bir faaliyetin organize edilmesi mümkün olmayacaktır.

Esnek çalışma düzenini getiren 4857 sayılı İş Kanunu, İşyerlerinde işçi sağlığı güvenliğini, serbest piyasa koşullarında çalışan, Ortak Sağlık Güvenlik Birimlerine (OSGB) havale eden 6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Yasası problemlidir. Problemli olan kanunların uygulamaları dahi yeterli değildir. Sorunun temelinde işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin düzenlemelerde sendikalar, meslek örgütleri ve bilim insanlarının görüşlerinin dikkate alınmaması yatmaktadır.

Taşeronlaştırma, özelleştirme, sendikasızlaştırma, denetimsizlik, esnek istihdam politikaları, kayıt dışı çalışmaya izin veren politikalar ve bunun sonucu oluşturulan mevzuat ile sorunlu bir sistem üretmiştir. Emeğe ve emekçiye düşman olan bu sistem sermayenin sınırsız sömürü düzenin bir tezahürüdür. İş cinayetlerini seyrederek olan biteni kadere, fıtrata bağlayan açıklamalar yapan siyasi iktidar bu sistemi korumak üzere yoğun çaba sarf etmektedir.

Tablonun giderek ağırlaşmasının bir diğer nedeni de sendikal hakların baskı altına alınmasıdır. Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller tüm çalışanlar için kaldırılmadıkça işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda yol alınamayacaktır. Sendikasız uzman, sendikasız işçi, örgütsüz bir çalışma yaşamı ile emekçiler tüm olumsuzluklara açık ve savunmasız bir durumdadır.

Olumsuz gidişata Covid-19 pandemisinin etkileri de eklenmiştir. Pandemi sürecinin yönetimi ve salgından koruma politikaları çalışma hayatı için geçerli olmamış, emekçiler salgının ölümcül sonuçları ile baş başa bırakılmıştır. Sermaye sınıfının ihtiyaçlarının karşılaması pahasına Covid-19 salgını yok sayılmıştır. Bu süreçte kölelik sitemine benzer uygulamalar ile emekçi düşmanlığının çirkin yüzü bir kez daha ortaya çıkmıştır. İşçilerin fabrikalara hapsedildiği, şantiyelerden çıkarılmadığı, hasta olsalar dahi dur durak bilmeden çalıştırıldıklarına dair haberler sıklıkla kamuoyu gündemine yansımıştır. İşçilerde Covid-19 pozitif vaka oranı, Türkiye geneli vaka oranının 3,2 katıdır. Salgın koşulları altında sağlıkçılar başta olmak üzere emekçiler için gerekli tedbirler alınmamış, çarklar dönsün denilerek yurttaşlarımız salgına kurban verilmiştir.

Gerçekleşen iş cinayetleri ve iş kazalarının büyük çoğunluğunun önlenebilir olduğu bilinmektedir. Bilimsel ve teknik ölçütler doğrultusunda atılacak adımlar ile göz göre göre “geliyorum” demekte olan facialara son vermek mümkündür. Bunun için önce insan hayatını ve emeğe değer veren bir yaklaşımın benimsenmesi gerekmektedir.

  • İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması, öncelikle devletin ve işverenin görevidir, sorumluluğu yükleyecek kurban arama anlayışına son verilmelidir.
  • Amacı “işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi” olan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu amacına uygun olarak baştan aşağı değiştirilmelidir.
  • İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanına ilişkin düzenlemelerin ve denetimin yalnızca Aile, Çalışma Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yürütülmesi, doğru kararların alınmasının önünde bir engeldir. Bu nedenle düzenleme ve denetleme; Aile, Çalışma Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın yanında, Sağlık Bakanlığı, üniversiteler, sendikalar, TTB ve TMMOB’den oluşan idari ve mali yönden bağımsız bir enstitü tarafından yerine getirilmelidir. Çalışma yaşamına ilişkin tüm düzenlemeler bu enstitü tarafından yeniden ele alınmalı ve kararlaştırılmalıdır.
  • İş güvenliği uzmanlığı sistemi kamu eliyle sağlanacak şekilde yeniden yapılandırılmalı, hizmetin piyasalaştırılmasına son verilmelidir.
  • Örgütlenme ve sendikalaşmanın önündeki engeller kaldırılmalıdır. Taşeronlaşma ve benzeri uygulamalara son verilmelidir.
  • Denetim mekanizmaları bağımsız organizasyonlar olarak yeniden yapılandırılmalı, güçlendirilmelidir.
  • İş kazaları ve cinayetlerinin sorumlularına yaptırım uygulanmalı, işveren, ilgili kamu görevlileri ve sorumlular hakkında yargı süreçleri bağımsız bir şekilde işletilmelidir. Sorumluların aklanmasına son verilmelidir. Adalet sağlanmalıdır.

TMMOB olarak 3 Mart’ta; iş kazalarının, iş cinayetlerinin ve işçi katliamlarının son bulması için mücadele etmeye devam edeceğimizi bir kez defa ifade ediyoruz

Artarak devam eden iş cinayetlerine ve işçi katliamlarına son verecek adımlar zaman kaybetmeden atılmalıdır.”

Jandarma Altınözü’nde çeşitli elektronik eşya satan bir kişiyi yakaladı
Hatay’ın Altınözü ilçesinde, çeşitli elektronik eşya satan bir kişi Jandarma tarafından yakalandı. Hatay Valiliğinden yapılan açıklamada, 24.04.2024 günü Altınözü ilçesi...
<strong>Hatay Büyükşehir Belediyesi’nden Et ve Et ürünlerine denetim!</strong>
Hatay Büyükşehir Belediyesi Zabıta Dairesi Başkanlığı ve Antakya İlçe Tarım Müdürlüğü işbirliğiyle et ve et ürünleri satan işletmelere yönelik kapsamlı...
Antakya Belediye Başkanı İbrahim Naci Yapar 23 Nisan’da hasta çocukları unutmadı!
Antakya Belediye Başkanı İbrahim Naci Yapar, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi gören...
Antakya Belediye Başkanı İbrahim Naci Yapar Belediye personeli ile bir araya geldi:  Antakya’mızı sizlerle ayağa  kaldıracağız!
Antakya Belediye Başkanı İbrahim Naci Yapar, belediye personellerinin ile yaptığı motivasyon toplantısında “Antakya’yı sizlerle birlikte ayağa kaldıracağız” dedi.  Başkan İbrahim...
Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Öntürk’e hayırlı olsun  ziyaretinde bulunan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin:  Hatay için hazırız!
Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Öntürk, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’i makamında ağırladı. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin...
<strong>Hatay SMMM Odası Başkanı Jale Marufoğlu: Taleplerimize acilen yanıt bekliyoruz!</strong>
Hatay Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Başkanı Jale Marufoğlu, taliplerine acilen yanıt verilmesini istedi. Yaptığı basın açıklamasında, Mali Müşavirlerin iş...
CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara: Doğa için seferberlik talep edenler, ÇED raporu zorunluluğunu kaldırıyor!
CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, deprem bölgesinde artan çevre sorunlarına ve Hatay’da ÇED raporu zorunluluğunun kaldırılmasına yönelik yazılı bir...
Hatay’da Mucbir Sebep’in uzatılması isteniyor
6 Şubat Depreminde yıkılan Hatay’da Mucbir Sebep durumunun uzatılması istendi. Hatay serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası, Mucbir Sebep’in uzatılmasını talep...
Samandağ’da 23 Nisan Coşkusu
Hatay’ın Samandağ ilçesinde, 23 Nisan Ulusal Egemenlik eve Çocuk Bayramı büyük bir coşkuyla kutlandı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk...
Hatay Diş Hekimleri Odası’nın Genel Kurulu Cumartesi günü
Hatay Dişhekimleri Odası’ nın 20. Olağan Genel Kurulu Toplantısı 27 Nisan 2024 Cumartesi günü yapılacak. Oda Başkanı Nebil Seyfettin  Hatay...
<strong>HATSU’dan yeni meskenler içme suyu hattı</strong>
Hatay Büyükşehir Belediyesi, deprem nedeniyle zarar gören su iletim hatlarını onarmak ve yeni meskenlerin içme suyu ihtiyacını karşılamak adına altyapı...
Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü’nden yıllık işletme cetveli duyurusu!
Hatay Valiliği, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü’nün yıllık işletme duyurusunu yayınladı. Duyuruda sanayi siciline kayıtlı işletmelerin 2023 yılına ait işletme...
Saadet Partisi Hatay Milletvekili Doç. Dr. Necmettin Çalışkan’dan Bakan Mehmet Özhaseki’ye: İtiraf yetmez, çözüm üretin!
Saadet Partisi Hatay Milletvekili Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin çevreyle ilgili açıklamalarına tepki...
Türkiye Gazeteciler Federasyonu  Anadolu Basını için Meclis Araştırması istedi:  İktidardan olmaya Mama yok!
Türkiye Gazeteciler Federasyonu 69. Başkanlar Konseyi toplantısı Gebze Gazeteciler Cemiyeti’nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Yılmaz Karaca,...
<strong>Hatay Büyükşehir Belediyesi Çocukların Bayram sevincine ortak oldu!</strong>
Hatay Büyükşehir Belediyesi, AK Parti Antakya Gençlik Kolları, Mavi Dayanışma Gönüllüleri ve Kardeş Platformu iş birliğiyle, 23 Nisan Ulusal Egemenlik...
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ