Atayurt Gazetesi -
$ DOLAR → Alış: 34,12 / Satış: 34,25
€ EURO → Alış: 37,63 / Satış: 37,78

KÜLLİYE, KÜLLİYEN EĞRİ:))!!??..

Ali Dal
Ali Dal
  • 25.05.2020
  • KÜLLİYE, KÜLLİYEN EĞRİ:))!!??.. için yorumlar kapalı
  • 643 kez okundu

Sevgili okurlarım;

Hani, yeri geldiğinde, anlatılan bir hikâye vardır: Bilmediklerinin ve yanlış bildiklerinin toplamını bilgiden sayan bilgisizin biri, bilgiç edasıyla (?!) başlar karşısındakine konuşmaya: “Kız çocuğu olmayan Davut Peygamber, bir deniz kenarında Allah’a: ‘Ya Rabbim, bana bir kız çocuğu ver, yoluna kurban edeyim.’ Diye yalvarır. Allah da Davut Peygamber’in duasını kabul edip, ona bir kız çocuğu ihsan eder. Belli bir yaşa gelen kızına; ‘kendisini Allah yoluna kurban edeceğini’ söyleyip rızalığını alır. Birlikte gittiği deniz kenarında kızını tam kurban etmek üzereyken, Allah-u Teala şöyle seslenir: ‘kızını bağışladım ve yerine kurban etmen için bir keçi gönderiyorum.’ Der. Kızının yerine gönderilen keçiyi kurban eden Davut Peygamber, böylece sözünü yerine getirmiş olur. Ya işte böyle… Öğrenmiş oldun…”deyince, dinleyen kişi, başını sağa sola sallayarak: “Anlattığın mesel, baştan sona yanlış… Düzelecek tarafı yok desem yerdir:))!!??.. Bir kere o peygamber, Davut Peygamber değil, İbrahim Peygamberdir… Kızı değil, oğlu İsmail’dir… Olay deniz kenarında değil; dağda yaşanır… Gönderilen keçi değil, koçtur… Yani, bir olay ancak bu kadar saptırılır!!..”  diyerek cehaletini yüzüne vurarak haddini bildirir…

***

Aradan geçen binlerce yılla rağmen; aynı yanlışları; profesör unvanlı, Anayasa Komisyon Başkanlığı ve TBMM Başkanlığı yapmış olan ve şimdi de Külliyede Cumhurbaşkanının başdanışmanlığını yürüten Burhan Kuzu tarafından tekrar edilmiş olmasına; “bilgi sapkınlığı” demekten başka söz bulamadım…

“19 Mayıs 1919 Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı” münasebetiyle, Burhan Kuzu’nun, her tarafı yanlış ve her tarafı saptırılmış beyanını birlikte okuyalım:

“Mustafa Kemal Paşa, 30 Nisan 1919’da Resmi Gazete’de yayınlanan Sultan Vahdettin imzasıyla, Samsun 9. Ordu Müfettişliği’ne tayin edilmiştir. Mustafa Kemal, Samsun’a herhangi bir kişi olarak değil, Osmanlı’nın en parlak subayı olarak çıkmıştır. Sultan Vahdettin Han’ı rahmetle anıyorum.” 

Haydi gel de bu saptırma ve kirletme hali karşısında sinirsel katsayın fırlamasın!!..

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı sıfatıyla, böyle bir beyanatta bulunurken, vatanı bırakıp kaçan bir padişaha övgüler düzen Burhan Kuzu’nun; Mustafa Kemal’den, Osmanlı’nın Samsun’a ordu müfettişi olarak tayin ettiği subay olarak bahsedişinde; cumhuriyeti, demokrasiyi ve hukuku hazmedememiş olması saklı… Ayrıca; eksik, yanlış, sapkın emareleri görülen beyanatlarında önceliği vatan topraklarını işgal kuvvetlerine teslim ederek kaçan bir padişaha öncelik vermesi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü sıradanlaştırmaya çalışırken; “İbrahim Peygamberle Davut Peygamberi;  koç ile keçiyi, İsmail ile kız çocuğunu, dağ ile denizi karıştıran” cahili çağrıştırması, bilim insanı olup olmadığını da (?!) şüpheye düşürmektedir:))!!??..

***

Kuzum Burhan, bu duruma düşerken; “külliyenin partili cumhurbaşkanı nerede ne inciler (?!) sıralamakta? “ derseniz eğer; zat-ı alileri ise; sayelerinde (?!) beyin ölümü gerçekleşmiş olan hukuku, yargıyı önemsemiş ve her daim gereğini yerine getirmişçesine (?!) “Hâkim ve Savcıların Kura Töreni” nide; “hukuk vicdan, Allah korkusu, kanun ve adalet” üzerine inciler sıralamakta…

Ülkede 18 yıldan bu yana korku imparatorluğu yaratıp, kendine muhalif her kim veya kimler olursa; haklarında suç oluşturup hapse atan benmişim gibi (?!)…

180 küsur ülke arasında; en fazla gazeteciyi, bilim insanını, siyasetçiyi, iş insanını, öğretmeni, yazarı, çizeri ben tutsak etmişim gibi (?!)…

Yeni atanan hâkim ve Savcılara: “Hâkim ve Savcının asıl murakıbı(denetçisi) kendi vicdanıdır. Vicdanınızı ve imzanızı, Allah korkusu ve kanunlar dışında asla hiçbir kimsenin, hiçbir gücün emrine vermemenizi istiyorum.“ ifadelerinde bulunan “külliyenin partili cumhurbaşkanı”na en çok ben inanmak isterdim… Ama, sizlerde müzminleşen tereddütlerin, güvensizliklerin bir fazlası bende mevcuttur…

Zira; “Kuzum Burhan” gibi “külliyenin partili cumhurbaşkanı” da İbrahim Peygambere Davut; İsmail’e kız çocuğu; koça keçi, dağa deniz diyebilmeyi âlimlikten saymakta ısrarlı görünüyor…

Demem o ki; Külliyenin külli eğriliğine baktıkça, bir yana sarkmış olan “PİSA Kulesi” ne Elif diyesimiz gelmekte…

Ama bu saatten sonra, her kim hangi Bizans oyunlarına kalkışırsa kalkışsın; halk nezdinde kaybettikleri itibardan ve güvenden dolayı, girdikleri sandıktan çıkacaklar gibi: görünmüyorlar:))!!??.. Cin şişeden; macun tüpten çıkmış bir kere…

***

İtibar kaybına uğramış fani

Tedavülden kalkmış paraya benzer

“Peygamberim” dese olamam kani

Akça görünse de karaya benzer

***

Sıralasa dahi kırk tane peri

Olamaz, olamaz yanımda yeri

Sattığı cennete olmam müşteri

Harami yerleşmiş saraya benzer

***

Tezgâhında satar şüpheli malı

Hesabında doğru çıkmaz icmali

Sofrasından tatmam, yağ ile balı

Sinekler üşüşmüş şıraya benzer

***

Hoş bakmamız olmaz, müzmin nahoşa

Aynıdır demeyiz doluyla boşa

Hınzırlık sinmiş ki tırnaktan başa

İşleri hileli kuraya benzer

Ali DAL

23.05.2020-ANTAKYA/HATAY

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ