Mesleğimizin Geleceği Tehlikede!
Hatay Dişhekimleri Odası Başkanı Nebil Seyfettin, Mesleklerinin geleceğinin tehlikede olduğu için, Dişhekimliğinin 113. Yılında mutsuz, üzgün ve endişeli olduklarını söyledi.
Diş Hekimliğinin 113. Yılı dolayısıyla düzenlediğiu Basın toplantısında, Bilimsel Dişhekimliğinin kuruluşunun Yıldönümü olan 22 Kasımlar1996 yılından itibaren Sağlık,Milli Eğitim ve içişleri Bakanlıkların oluru ile “Dişhekimliği Günü”, 22 Kasım gününü içine alan hafta da “Toplum Ağız Diş Sağlığı Haftası “olarak kutlandıına dikkat çeken Başkan Nebil Seyfettin konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Türk Dişhekimleri Birliği ve Odalarımız Kuruluşlarının 113. Yılında; Hafta boyunca,toplumun ağız ve diş sağlığı konusunda bilinçlenmesine katkı vermek, doğru alışkanlıklar kazandırmak ve genel sağlığın ayrılmaz bir parçası olan ağız ve diş sağlığı konusunda izlenen politikaları değerlendirmek,
Toplumun ağız diş sağlığı farkındalığının artırılması,
koruyucu ve önleyici dişhekimliğinin önemini vurgulamak,
önlemler hakkında kamuoyu oluşturmak,
Mesleki Saygınlığımız tekrar kazanmak ve sesimizi yetkililere ulaştırabilmek için değişik etkinlikler düzenlemekteyiz…
BURUK BİR KUTLAMA DAHA YAPIYORUZ
Bugün hayatı pahasına cansiperhane görev yapan sağlık çalışanlarına uygulanan ve yürek burkan şiddet maalesef hız kesmeden devam ediyor.
Biz dişhekimleri ise her gün yüzlerle ifade edilen can kayıplarının artık olağanlaştığı, kanıksandığı ruh halini yaratan COVID-19 pandemisinin insanlığı hangi olumsuzluklara taşıyacağı bilinmezliği içinde BURUK bir kutlama daha yapıyoruz.
COVID-19 salgınının ilk karşılayıcıları, doğaldır ki tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sağlık çalışanlarıdır. Ağız ve diş sağlığının genel sağlığın ayrılmaz bir parçası olduğu gerçeği pandemi döneminde bir kez daha net olarak görüldü, biz dişhekimleri de tüm sağlık çalışanları gibi salgınla en ön safta mücadele ettik ve etmeye devam ediyoruz.
COVID-19’un ülkemizde görülmeye başlamasıyla beraber kamuda çalışan diş hekimleri görev tanımında olmamasına karşın sahada ilk görev alanlardan olmuşlardır. Özellikle evlerde karantinaya alınan vatandaşlarımızın son gördükleri hekimler diş hekimleri olmuştur. Hastalığın yeni olduğu bu dönemlerde filyasyon görevi dışında, bunun hastalığa maruz kalan ve ne yapacağını bilmeyen vatandaşlar için ciddi bir psikolojik destek olduğunu sahada çalışan meslektaşlarımız bildirmişlerdir.
Biz dişhekimleri de diğer sağlık çalışanları gibi özlük hakları yanında, maalesef pandemi döneminin karşımıza çıkardığı yeni sorunlarla yüz yüze kaldık. Evlerimize gidemediğimiz, sevdiklerimize sarılamadığımız, yemek molası vermeden çalıştığımız günleri yaşadık. Halkın sağlık hakkı kesintiye uğramasın, hastalarımız mağdur olmasın diye pandemi koşullarında muayenehanelerimizi kliniklerimizi açıp hizmet vermeye çalıştık. Normal zamanlarda kolayca temin edebildiğimiz kişisel koruyucu ekipmanları bulmakta zorlandığımız günler oldu; mesleğimize bağlılık, yeminimize sadakat ve dayanışma ile o günleri de aştık. Ancak birikmiş sorunlarımızın üzerine yenileri eklenmeye devam etti.
Kamuda hizmet veren dişhekimlerininfilyasyonda görevlendirmeleri, filyasyondakilerin sorunları, ADSM’lerde hizmet vermeye devam edenlerin mesleki ve ekonomik sorunları ile azalan hizmetler nedeniyle hastaların sorunları,
Pandemi nedeniyle dişhekimliği eğitiminde yaşanan sorunlar ve bunların hayata yansımaları,
Dünya konjonktürünün değişmekte olduğu bir dönemde çevremizdeki siyasi, sosyal ve ekonomik değişimin yarattığı sorunlar kaçınılmaz olarak ülkemize yansımaktadır.
Özellikle komşularımızdan gelen göç dalgası ülkemizi ve bizi hem ekonomik hem sosyokültürel olarak olumsuz etkilemektedir.
Yeni ekonomik programın mesleğimize yansıması, İnsan güçü planlaması yapılmadan,
Siyasi popülizm adına ve hız kesmeden açılan Diş Hekimliği Fakülteleri, artan öğrenci kontenjanları, öğretim üyesi sorunları, büyük sermaye gruplarının zincir poliklinikler ve merkezler açması,Sağlık Bakanlığının performans sistemi içerisinde açtığı ADSM’ler ve döviz kurlarındaki ani artışların bütün girdi maliyetlerine yansıması, meslektaşlarımızın ya gelir kaybı ya da işsizlik ihtimali ile karşı karşıya kalması ile sonuçlanmaktadır.
Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliğin ticarethanelere dönüştürdüğü poliklinik ve merkezlerin sınır tanımaz cüretle ve kanunsuzca; kapitalizmin “Bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler” ilkesiyle halkın sağlığının zarar görme pahasına, dişhekimlerinin emeğinin ve eğitiminin yok sayılarak Dişhekimleri dışındaki mesleklerden olan şahısların sermayedarlığında kurulan çalışma ortamlarının dişhekiminin kendi sorumluluğunda mesleğini icra etmesini engelleyerek o mekânın kar amaçlı bir ticarethane olarak faaliyet göstermelerine karşın denetlemelerin yapılmaması, caydırıcı cezaların uygulanmaması,
Dişhekimliğinde kullanılan cihaz ve malzemelerin ağırlıklı olarak ithal ürünler olması nedeniyle paritenin sürekli TL aleyhinde değişmesiyle hizmet sunumunun güçleşmesi, buna bağlı serbest çalışan meslektaşlarımızın çalışma koşullarını olumsuz etkilemesi,
İlimizde en büyük sorunlardan biride Suriye’den gelen mülteciler arasında kendilerini dişhekimi diye adlandıran, diplomasız kayıt dışı ve denetimsiz çalışan sahte dişhekimleridir. Sayıları gün geçtikçe artan ve halk sağlığını tehdit eden bu insanların ilimizdeki sahte dişhekimleriyle ortak işyerleri açtıklarını üzüntüyle yakından takip ediyoruz. Yetkililerden bu önemli sorunun çözümünü bekliyoruz.
Yaklaşık 2 yıldır süre gelen pandemi, üretimde var olan krizi daha da derinleştirmiştir. Ekonomik sıkıntılar tüm dünyada ve ülkemizde halkın yaşam standartlarında köklü yıkımlara neden olmuştur. Buna bağlı olarak da kamuda ve özelde çalışan dişhekimleri de bu krizden fazlasıyla etkilenmişlerdir. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı tarafından defalarca gündeme getirilen çözüm önerilerimiz hayata geçirilmelidir.
COVID-19 pandemisinin yaşandığı bu dönemde halkımız ağız diş sağlığı tedavilerinde büyük güçlükler yaşamakta ve pandemiye fiziki koşulları itibariyle hazırlıksız yakalanan Dişhekimliği Fakülteleri ve ADSM’lerde yoğun bir hasta birikimi gözlenmektedir.
Bunu gidermek için; kamu, üniversite ve serbest çalışan dişhekimlerinin tümünün katılımı sağlanarak, koruyucu dişhekimliği hizmetlerinin yanı sıra ertelenmiş tedavi ihtiyaçları acilen giderilmelidir. Aksi halde toplumdaki ağız diş hastalıkları genel sağlığı da olumsuz etkileyerek kısa sürede altından kalkılamayacak sağlık sorunları ve yüksek ekonomik bedellerle karşı karşıya kalınacaktır.
Her şeye rağmen bizler mesleğimizi ve toplumun ağız diş sağlığını koruma ve geliştirilmesinde üstlendiğimiz sorumlulukla hareket ederek, karşılaştığımız sorunları çözmek durumundayız.
TDB ve Dişhekimleri Odaları, kuruluşlarından itibaren hiç bir siyasi görüşün etkisinde kalmadan etik değerlere saygılı, bilimsel temelli ağız diş sağlığı hizmetlerini, toplum genelinde önceleyen politikaları savunmuş ve bundan sonra da savunmaya devam edecektir.
Bilimsel Dişhekimliğinin kuruluşunun 113. yılında aynı heyecan aynı gayret ve aynı idealler altında birleşen bizler, dişhekimliğinin gelişmesi ve dişhekimlerinin hak ettikleri yaşam standartları içerisinde toplumun saygın bireyleri olarak yaşamlarını sürdürebilmeleri çalışmalarımıza devam ediyoruz.
NEGATİF GÖSTERGEYİ KALDIRABİLMEK İÇİN ÖNÜMÜZDEKİ 2 EĞİTİM DÖNEMİNDE DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTELERİNE ÖĞRENCİ ALINMAMALI
Karar vericilere birkez daha sesleniyoruz:Dişhekimine başvuru sıklığının Türkiye’ye göre çok yüksek olduğu Avrupa Birliği’ndeki dişhekimi/nüfus oranını (1/1500) baz olarak alınsa bile 2023 yılında bu verilerle hedef tutturulmaktadır. İşsiz, emeği çok ucuzlatılmış ve değersizleştirilmiş dişhekimleri ve çalışma biçiminin tümden işçileşmeye gittiği, piyasa koşullarının hüküm sürdüğü ve dolayısıyla deontolojik ve etik sorunların arttığı bir çalışma ortamı yaratılmaması için, kontenjanların zamana yayılarak 2022 yılından itibaren hızla azaltılmalı hatta “akademik kadro- öğrenci” dengesindeki negatif göstergeyi kaldırabilmek için önümüzdeki 2 eğitim döneminde dişhekimliği fakültelerine öğrenci alınmamalıdır.
Ülkemizin en zor ve en pahalı eğitimini alan gençlerimizin geleceği ucuz işgücü olmak ya da işsiz kalmak olmamalıdır.
Bu konuyla ilgili önemsenmesini ve dikkate alınmasını acilen talep ettiğimiz diğer bir husus ise dişhekimliği fakültelerine alınan öğrenci sayısına (ÖSYM’de ilk 60.000 öğrenci kontenjanı) sınırlamanın belirlenecek kontenjanlarda hayata geçirilmesidir. Tıp ve dişhekimliği genel sağlığın ayrılmaz uygulama alanları olup yetiştirilecek dişhekimlerinin nitelikli eğitim almaları hususunda, alınacak önlemlerin aynen tıp fakültelerinde alınan önlemler gibi değerlendirilmesi, toplumun alacağı ağız-diş sağlığı hizmetlerinin üstün nitelikte olmasına imkân sağlayacaktır.
Sağlıklı bir toplum oluşturmadaki sorumluluk bilinciyle hareket eden dişhekimlerinin anayasal meslek örgütü olan TDB; ülkedeki sağlık politikalarını oluşturulmasına katkı sunarken, dişhekimlerinin topluma vereceği ağız- diş sağlığı hizmetinin en üst düzeyde olabilmesi için mezuniyet sonrası sürekli eğitime de büyük önem vermektedir.
Türk Dişhekimleri Birliği ve 37 Dişhekimleri Odası, 36 yıllık geçmişlerinden gelen birikimle halkın ağız diş sağlığı ve mesleğin sorunları ve çözümleri konusunda yeterli bilgi ve tecrübeleri ile ulusal ağız diş sağlığı politikalarının oluşmasında katkı yapmaya hazırdır.
Bütün bu zorluk ve engellemelere karşın, meslek örgütümüz olan TÜRK DİŞHEKİMLERİ BİRLİĞİ, meslektaşlarından ve odalarından aldığı güç ile halkın ağız ve diş sağlığını koruyup geliştirmeye ve meslektaşlarının haklarının savunucusu olmaya devam edecektir.
Covit-19 Pandemisi süresince Kaybettiğimiz Tüm Sağlık Çalışanlarımız ve vatandaşlarımızı bir kez daha Saygı ve rahmetle anıyoruz. Bu duygularımla, meslektaşlarımızın ve halkımızın 22 Kasım Ulusal Diş hekimliği Gününü ve Toplum Ağız Diş Sağlığı Gününü kutluyor, hepinize sevgi ve saygılarımı iletiyorum.