Atayurt Gazetesi -
$ DOLAR → Alış: 32,45 / Satış: 32,58
€ EURO → Alış: 34,80 / Satış: 34,94

MUKTEDİRDEN, “ZARAR EDİN!” FERMANI

Halil Yılmaz Hıtmiye
Halil Yılmaz Hıtmiye
  • 14.06.2020
  • MUKTEDİRDEN, “ZARAR EDİN!” FERMANI için yorumlar kapalı
  • 465 kez okundu

Ve Siyasi Muktedir, tüm Kamu Bankalarına “ZARAR EDİN!” fermanı gönderdi.

Kamu Bankalarının varoluş sermayeleri: Cumhuriyetin bütün birikimleri, 82 milyonun ve her bebeğin 15 bin lira borçla doğduğu Türkiye Halkının alın teri, göz nuru ve geleceğidir.

Kamu bankalarının uğrayacağı zararlar; “Kamu Zararı” olarak – ödemesi için halkın hanesine yazılacak, bir kambur gibi sırtına yüklenecektir.

Siyasi İktidar, uyguladığı israf, ‘Darül Harp’ – ganimet ekonomisiyle ülkeyi iflas noktasına getirdi. Yine de iktidarını sürdürebilmek ihtirasının son bir canhıraşıyla; sanal bir cennet yaratabilmek için siyasetin kirli ve karanlık labirentlerinde ıslık çalarak dolaşıyor. Ya Benimsin ya da Kara Toprağın aymazlığı içinde… Benden sonrası tufan uygulamalarına devam ediyor.

Siyasi iktidar boynunda asılı duran, işlediği günahların ağırlığı, çıkışı olmayan sarmalın paniği içinde: Atatürk Cumhuriyetiyle hesaplaşma aymazlığı… Yanlış izlenen dış politikanın yarattığı sorunlar sarmalı… Ekonominin dibe vurması, yönetememenin siyasi acizliğiyle muhalefeti; darbeci, terör örgütleriyle ilişkilendirme, casusluk, vatan hainliği gibi sanal gündemlerle düşmanlaştırmak, Kendi seçmenine şeytan göstermek, tabanını canlı ve bir arada tutmak…

Halkın büyük bir çoğunluğu sefil, yoksul, işsiz, düşe kalka; günlük yaşamına şimdilik devam ediyor. Fakat açlık ve kıtlık kapıda, kapıda…

Tarımı, Hayvancılığı, Çiftçiyi, İmalat Sanayisini, Kobileri destekleyip üretim seferberliğini başlatması gerekirken: Karşılığı olmayan para basarak (Taşıma Su ile Değirmen Döndürmek) piyasayı paraya boğmak… Mücahitlikten müteahhitliğe yükselmiş, yeni yeşil sermayeli yandaşlarını (Tarikat ve Cemaatler)  kalkındırmak… Başta konut kredisi ile Halkı, 15 yıl borçlandırmak, Kendine kul, köle – tutsak etmek… Ve akla ziyan devlet etmenin devamını sağlamak…

İnsanlık tarihinin en büyük yalan makinesi, Hitler’in propaganda bakanı Joseph GOEBBELS şöyle diyor: “Söyleyeceğiniz Yalanlar Çok Büyük Olmalıdır. Ne Kadar Çok ve Büyük Yalan Söylerseniz; Halk da O Ölçüde İnanır. Tek Merkezden, Çok Sesli (Yazılı ve Görsel Medya) Yürüteceğiniz Propagandalar; Şok etkisi Yaratacak Mega Yalanlar olmalıdır. Başlangıçta inananlar az olabilir. Sakın Kendinizi Başarısız Saymayın. Günün 24 Saati, Aynı Şeyleri Duyanlar; Doğru Bildikleri ile Duydukları Yalanlar Arasındaki Farkı Ayrıştıramaz, Gerçeklikten Kopar, Sağlıklı Düşünemez Ve Sadece Duyduklarına İnanmaya Başlar. Başlangıçtaki Size İnananların Azlığı; Sürü Psikolojisinin de Getirdiği Koşullanma ile Yığınlara Dönüşür.”

GOEBBELS haklıydı ve doğru söylüyordu. Çünkü Alman Halkı, Hasan Sabah’ın uyurgezer Haşhaşilerine dönüştürülmüştü. 2. dünya savaşında Alman Halkı, Sovyet Tanklarını caddelerinde konuşlandığını görünceye değin; Hitlerin, Sovyetler Birliğini yendiğine, Alman Bayrağını; Moskova’ nın Kızıl Meydanına diktiğine inandırılmıştı.

Tek adamlı sistemlerde, çevresindeki Herkes Muktedirin (Hitler) yalan söylediğini hem dini, hem imanı gibi çok iyi bilir, fakat susarlar. Susarlar çünkü Onları, Muktedirin söylediği akla ziyan yalanlar, yanılgılar, yıkımlar, ulusun yarınları değil; Muktedire ve sistemin devamlılığına bağladıkları üstün çıkarları ilgilendirir. Bunlar, hiçbir konuda bir düşünceye sahip değillerdir. Beyinleri, Muktedirin beynine – geleceğine, sistemin devamlılığına bağlıdır. Bu nedenle Onlar beyni çıkarılmış birer kuş, sahibine bağlı birer Mankurttur. Aykırı düşünme ve davranma, sorgulama yeteneklerini kaybetmişlerdir. Çünkü tarih, Muktedirlerin Kendi Sistemlerini, çeşitli yöntemleri kullanarak biat etmişlerinin; tüm sosyolojik değerlerini, psikolojik ve ahlaksal kimyalarını bozarak – suçuna ortak ederek, Kendi devamlılıklarını sağladıklarına tanıklık etmiştir

Siyasi iktidarın üst beyninde var olan İhvan Aşkıyla uyguladığı israf ve ganimet ekonomisinin sonu; kaçınılmaz olarak siyasi bunalımları da beraberinde getirecekti.

Şimdi ise, Muktedir İçin; Coronovirüs salgını – Pandemiyi fırsata çevirmek… Suriye, Libya seferlerinden Dombra Şarkısı, Mehter Marşı ve menkıbeler eşliğinde, yalan makinesi Goebbels gibi: Gök bir ekin gibi toprağa düşen Kınalı Kuzuların öykülerinden, hayal ürünü kahramanlık destanları yaratmak… Kaybetmemek üzerine kodlanmış bir seçim sistemiyle seçim yapıyormuş gibi seçim yapmak…

Şu anda ülkenin karşı karşıya kaldığı son durum: Muktedir, muhalefeti susturmuş… Meclis devre dışı bırakılmış, devlet; iktidar partisinin il başkanlıklarına dönüştürülmüş 1950 – 1960 dönemini (Çok Yakında Okudum) yaşar gibiyim…

Şu dönek solcu, yetmez ama evetçi, öngörüsüz Neo Liberal yumuşaklara; demokrasiyle gelip diktatörlüğe giden Almanya’yı; aydın, yurt sever, devrimci, demokrat Halkın desteğiyle ŞAH’I deviren; fakat Şah Dönemini aratan Teokratik Diktatörlüğü kuran Humeyni’yi örnek gösterdik. Anlamak istemedi akıl fukaraları.

Ülke, bir bilinmezliğe doğru avuçlarımızdan kayıp gidiyor: Muhalefetin tarafları, hâlâ kuracakları Demokrasi Cephesinden; nasıl daha çok kârlı çıkacaklarının iğrenç ve tiksindirici kirli hesapları içindeler. Dilerim ki Muhalefet, ülkeyi ve Kendilerini bekleyen korkunç sonunun farkındadır.

TBMM’de, dokunulmazlıkların kaldırılmasına (Kendi İdam Fermanına) destek veren öngörüsüz aymazlar şimdi nerede? Saygılarımla.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ