Atayurt Gazetesi -
$ DOLAR → Alış: 32,45 / Satış: 32,58
€ EURO → Alış: 34,80 / Satış: 34,94

Nemelazımcılar ülkesi

Mehmet Çardak
Mehmet Çardak
  • 24.02.2021
  • Nemelazımcılar ülkesi için yorumlar kapalı
  • 801 kez okundu

Sevgili okurlarım! Nemelazımcılar, kendinden başka kimseyi düşünmez; kendi menfaatleri, şahsi çıkarları için yaşar. Kısacası; nemelazımcı, kimse için elini kıpırdatmaz, ‘boş ver’ der geçer. İşte bu boş veriş, tarih boyunca nice fert, toplum, cemaat, devlet ve imparatorluğu yutmuştur. Çünkü nemelazımcılık, toplumların yok oluşuna zemin hazırlayan en önemli hastalıklardan biridir. 

Osmanlı Tarihi’ni okuyanlar bilir. Kanuni Sultan Süleyman, Osmanlı İmparatorluğunun onuncu padişahı ve 89. İslam halifesidir. 1520’den 1566’daki ölümüne kadar, yaklaşık 46 yıl boyunca padişahlık yapmış ve 13 kez sefere çıkmıştır. Ancak, Batı’da ‘Muhteşem Süleyman’ olarak bilinen Kanuni Sultan Süleyman’ın kafasına takılan ve O’nu yoran bir soru vardır. Muhteşem Süleyman, çok güçlü bir duruma getirdiği Osmanlı Devleti’nin akıbetini hayâl edip,  günün birinde Osmanoğulları’nın da inişe geçip geçmeyeceğini, çökmeye yüz tutup tutmayacağını düşünüp durmaktadır.

            Bu sorunun cevabını almak için,  dönemin ünlü âlimlerinden Yahya Efendi’ye sadrazamını göndermeye karar verir.  Sadrazam, İstanbul’da müderrislik yapmakta olan Yahya Efendi’ye gider ve padişahın cevabını aradığı soruyu sorar.  Soru şudur:  “Günün birinde Osmanoğulları da inişe geçer, çökmeye yüz tutar mı?

            Ve sadrazam, Yahya Efendi’den sorunun cevabını aldıktan sonra saraya döner. Padişah merak içindedir, “Ne dedi?” diye sorduğunda, sadrazam Yahya Efendi’nin verdiği cevabı aktarır ve “Nemelazım” dediğini söyler. Padişah, aldığı cevabı yetersiz bulmuştur. Sadrazama tekrar sorar: “Başka bir şey söylemedi mi?”

 Sadrazam, hiç tereddütsüz ve kendinden emin bir şekilde, “Hayır efendim. Tek bir kelime söyledi” der. Bunun üzerine Padişah, günlerce Yahya Efendi’nin bu cevabını yorumlamaya çalışır.   Ama kafasına takılan sorunun cevabını bulamaz. Osmanoğulları’nın geleceği padişahı derinden endişelendirmektedir. Yahya Efendi’nin kısacık cevabı,  padişahı tatmin etmemiştir. Sonunda, Yahya Efendi’ye bir mektup yazarak, “Nemelazım”  sözcüğünün ne anlama geldiğinin açıklanmasını ister. Mektubuna ayrıca “Çeşitli yorumlar yapıyorum ama doğrusu nedir bulamıyorum. Onu ancak siz söylersiniz” diye de not düşer.

            Yahya Efendi, padişahın mektubunu dikkatlice okuduktan sonra,  cevabi mektubunu yazar. Ünlü âlimin Muhteşem Süleyman’a gönderdiği mektubun içeriği şöyledir:  

“…Bir devlette zulüm yayılırsa; haksızlık, hukuksuzluk ve yolsuzluk sıradan bir hale gelirse, işitenler de ‘nemelazım’ deyip uzaklaşırsa, sonra koyunları kurtlar değil de çobanlar yerse, bilenler bunu söylemeyip susarsa ve gizlerse;

            Fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin feryadı göklere çıkar, bunu da taşlardan başkası işitmezse…

            İşte o zaman devletin sonu görünür. Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır, halkın güven ve itimadı sarsılır. Asayişte itaat hissi kaybolur, halkın umutları yok olur; böylece devletin yıkılması mukadder ve kaçınılmaz hale gelir!..”

            Böylelikle padişah, kafasına takılan sorunun cevabını almış olur.

Yahya Efendi’nin bu mektubu bundan 500 sene önce yazılmıştır. Kanuni Sultan Süleyman devrinde İstanbul’da müderrislik yapmış olan Yahya Efendi, aynı zamanda Kanuni Sultan Süleyman’ın sütkardeşidir.

Yahya Efendi’nin Osmanlı sarayı ile yakın ilişkileri olmuştur ve hayatı boyunca Kanuni tarafından kendisine danışılmıştır. 1569 senesinde ölen Yahya Efendi’nin türbesi Beşiktaş ile Ortaköy arasında ‘Yahya Efendi Tekkesi’ ile anılan yerdedir. Söz konusu mektubu da Topkapı Sarayı’nda sergilenmektedir.

            Hatırlatmakta fayda var: Yahya Efendi’nin bu mektubun üzerinden 500 sene geçmiştir.  Aradan kaç asır geçtiği halde bu topraklarda değişen nedir? Osmanlı devrinde ‘Nemelazımcılar’ vardı da şimdilerde yok mu?

            Türkiye nemelazımcılar ülkesidir! İşte bu nemelazımcılık, şu anda yaşadığımız acıların, sıkıntıların, gözyaşlarının ve zorlukların nedenidir. O güçlü cihan imparatorluğunun inişe geçişine ve çöküşüne seyirci kalan nemelazımcılar, şimdilerde de Türkiye Cumhuriyeti’nin çöküşünü seyrediyorlar! Etrafımız,  her işe karşı ‘Nemelazım’  diye omuz silkip,  ülke sorunlarına lâkayt kalanlar ile doludur. Meclis’te, bu ülkenin gerçek gündemi ile ilgilenmeyen, halkın gerçek sorunlarını umursamayan milletvekilleri yok mudur? Devlet demek, devlet adamı demek; sorumsuzluk, pasiflik, nemelazımcılık demek değildir.

            Sebebi ne olursa olsun! Türkiye’de, son yıllarda nemelazımcıların sayısı hızla çoğalıyor. Daha dün Osmanlı Devleti’ni batıran nemelazımcılardır,  şimdilerde de Türkiye Cumhuriyeti’ni batırmaya çalışıyor.    Ne devlet, ne ekonomi, ne de yönetim bilgisi olan üst yöneticilerin çevresine toplanan çapulcular ile oynanan Osmanlıcılık oyunu ülkeyi iç savaşa sürüklüyor. Türk Milleti, ne acıdır ki,  bu ülkenin gözler önünde çöküşünü seyrediyor. Tarih, yıllar sonra, bu ülkenin çöküşünü halkın nasıl seyrettiğini mutlaka yazacaktır.

Mehmet Çardak

Araştırmacı / Yazar

m-cardak@windowslive.com

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ