ÖLÜMSÜZ MESLEK: YALAKALIK
- 31.01.2023
- ÖLÜMSÜZ MESLEK: YALAKALIK için yorumlar kapalı
- 1.074 kez okundu
Sevgili Düşündeşlerim, saygıdeğer, onurlu okurlarım!
Yalaka: Türkçe kökenli bir sözcüktür. “YUL” köküne, “- ak” yapım eki ile türetilmiş; zamanla evirilerek – değişerek “YULAK” sözcüğüne dönüşmüş ve “Dere, Çeşme, Pınar, Küçük Çeşme, Pınarcık” anlamlarını kazanmıştır.
“YULAK” sözcüğü de zamanla değişmiş, özellikle hayvanların su içtiği – sulandığı yer anlamını kazanarak “YALAK” olmuştur.
Yalaka: Kişisel çıkarları için kişiliğini, onurunu, benliğini ve düşüncesini satan – yok sayan; arsız, dalkavuk, sırnaşık, yardakçı, şaklaban, onursuz, daha doğrusu kişiliksizlik örneği bir kişiliktir.
Yalamak, bir şeyin üzerindeki kirli, pis, iğrenç şeyleri; dilini sürerek kaldırmak, temizlemek onursuzluğudur.
İnsanlığın toplumsal ve siyasal tarihinde en eski, en kalıcı ve en ölümsüz meslek yalakalık – dalkavukluktur. Her çağda, her coğrafyada mutlaka yalakalık dalkavukluk yapılmış ve yalakalar türemiştir.
Her ne kadar onuruyla birlikte doğan, tek canlı olan insan; yalakalığı meslek edinmişse, onda iv-set kalmamış; kişiliği, kimliği, onuru birbirine karışmış; insani niteliklerini yitirmiş, güdüleriyle (Doğa Halinde olmak – Hayvani Duygu) davranan, kuyruksallayan demektir.
Örneğin “Daha Ne Olacak, Biz Tayyip Ağabeye İhaneti Bırak, Sırtımızda Taşımamız lazım. Yani Ayakkabısını Elimizle Yalamamız Lazım”
AKP Ordu Milletvekili Op. Dr. Şenel Yediyıldız
Yalaka din, dil, mezhep ve ırk tanımaz. Yalaka – dalkavuk olan insan; yalakalık yapacağı kişinin dinini, rengini, mezhebini, cinsini, kişiliğini, kimliğini sormaz, sorgulamaz; bunların hiç birinin de önemli bir değeri yoktur. Gerekirse Papaz elbisesi giyerler, nişaneler alırlar.
Yalaka – Dalkavuk insanlar için bel kırıp, iki kat eğilme fırsatını bulmak; bir paye, bir rütbedir, erişilmez bir büyük şerefli şerefsizliktir.
Yalakalar kolay yaşamak için paraya, güce, makama tapar; her zaman zalimin, zulmün, güçlünün yanında yer alır.
Çağımızda en kolay, en güncel yalakalık da Siyasi Yalakalıktır: Çünkü Siyasi yalakalık güç, mevki, makam ve para demektir.
Yalakalık doğuştan gelir. Dalkavukluk herkesin yapamayacağı bir meslektir: Her insan, nasıl sanatçı olamaz ise; her kişi, istese de yalakalık yapamaz. Çünkü yalakalık onursuzluk, şerefsizlik gibi aşağılık özellikler ister. Her meslek grubuna göre davranış değişiklikleri gerektirir. Herkesin nabzına göre şerbet vermek, her insanın yapabileceği bir iş değildir.
Dalkavuk – Yalaka, bedenine ve duygularına, düşüncelerine ve konuşmalarına söz geçiremez.
Yalaka kendini beceriksiz, basiretsiz, hiçbir işe yaramaz görür. Bu aşağılık kompleksinden dolayı, yaşamını devam ettirmeyi ölümsüz meslek dalkavukluk üzerine kurar. Yalaka, hiçbir ölçü ve sınır tanımaz, her şey mubahtır onlar için. İftira atmayı, gammazlamayı ustaca yaparlar. Yalakadan dost olmaz. En dar ve zor gününde bile ona güvenemezsin, seni satar.
Yalakalık psikolojik bir hastalıktır ve genetikseldir. Köyünde ağasının, mahallesinde muhtarının, patronunun, her siyasi parti başkanının, müdürünün, şefinin karşısında el pençe divan durur, iki büklüm olur ve edindiği doğru – yanlış bilgileri, onların kulaklarına fısıldar.
Yalakalık egemen gücün çarklarını yağlayan – devamını sağlayan en büyük meslektir. Bu en büyük güç yalakalık, toplumsal ahlakın bozulmasını, insan Haklarının, Hukukun, demokrasinin iğdiş edilmesini de getirir.
Yağ çekmek, gönül almak, kandırmak üzerine uzmandır; çünkü dilini ve bedenini kullanmasını çok iyi bilen bir ustadır yalaka.
Yalakanın inanç, iman, yurt, ar ve namus gibi Tabu bellediği değerleri olmaz. Devletin, toplumsal düzenin, insan ve insanlığın anlamının hiçbir önemi yoktur. Onun Tanrısı ve kutsal değerleri, sadece çıkarlarıdır.
Toplumca, yüzüne söylenmese de; yalakalık – yardakçılık – dalkavukluk – taklacılık – şaklabanlık yapan, kuyruksallayan, Hacıyatmaz kişi; aşağılık, şeref ve onurunu kaybetmiş; uşaktan ve köleden de zelil – hor görülen bir tiptir.
Gücün önünde eğilen, el, etek, ayak öpen; zillete – hor görülmeye, alçalmaya; bütün insani niteliklerinden soyunup “Evet Efendimci” kişinin – dalkavuğun sonu rezilliktir.
Çünkü yalaka, yüzüne tükürülse bile; “Oh, Ne Güzel Yağmur Yağıyor, Nasıl da Serinledim” diyecek kadar aşağılık bir tiptir.
“Yalaka koyun, kasabının bile keskin bıçağını övermiş.” Anonim
“Ben, Patlıcanın Değil; Kralın yalakasıyım” diyecek binlerce dalkavuk vardır. Yalancıdan, yavşaktan, yalakadan, gevşekten geçilmiyor memleket.
Ülkeler fethetmiş çağ açmış – çağ kapatmış; Şahlıklara, Padişahlıklara, Krallıklara, İmparatorluklara son vermiş; tahtlar, saltanatlar devirmiş nice devrimci liderler bile; nabızlarına göre şerbet verebilen dalkavukları yakınlarından kovabilmiş, uzaklaştırabilmiş değildir.
Tanrı hiç kimseyi onursuzluğun, gurursuzluğun ölümsüz mesleği yalaka – dalkavuk etmesin.
Halil Yılmaz – Hıtmiye
Eğitimci – Şair – Yazar
www.hitmiye.com
Suha_6331@hotmail.com
- A’sından Z’sine ÇÖKÜŞ - 21 Ağustos 2024
- CHP’YE 2. KEZ YÜKLENEN TARİHSEL SORUMLULUK - 15 Nisan 2024
- CÜLUSLARA– KAYIK SEFALARINA- HELVA GECELERİNE KARŞI; HALKIN DEMOKRATİK DEVRİMİ - 8 Nisan 2024
- HALKTAN BİRİ, DR. HÜSEYİN AKSOY - 3 Mart 2024
- SÜMER UYGARLIĞININ ACI SONU- YIKILIŞI - 27 Kasım 2023
- ORTADOĞU’DA SON TANGO - 22 Ekim 2023
- TÜRKİYE’YE ÖZGÜ BİR REJİM: BONAPARTİZM - 18 Temmuz 2023
- HATAY ÜZERİNE KİRLİ OYUNLAR - 6 Temmuz 2023
- ÖLÜMSÜZ MESLEK: YALAKALIK - 31 Ocak 2023
- ÜRETİM, PAYLAŞIM ve DÜNYA DÜZENİ - 27 Ocak 2023