Onun Kabesi İnsandır
Samandağ Eğitim Sen, Ruhi Su’yu 35. Ölüm yıldönümünde anarak açıklamada bulundu. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verdi.
“Halk türkülerinin unutulmaz basbariton sesi Ruhi SU “Kan ağlayan ağıtlar, yiğitçe baş kaldıran koçaklamalar, derin insancıllık yüklü nefesleriyle” hala Anadolu türkülerinin bekçiliğini yapmaktadır.
Ruhi Su’ ya göre halk türküleri, melodi ve şiir bakımından tarih kıvamını bulmuş sanat eserleridir; ses ve okunuş bakımından pürüzlerinden ayıklanınca, klasik denecek kadar ve belirli bir ses mimarisine erişmiş şaheserlerdir. Bu türküleri öyle yiğit bir sesle söyler ki sazı da Anadolu dağları gibi başını eğmeden göğsünü gere gere yankılanır.
Hep gerçeği gördü, doğruyu söyledi sazı o, bize bu dünyayı sevdirmekle kalmadı daha özgür daha adil bir dünyanın geleceğini vaat etti.
Birinci dünya savaşının ortada bıraktığı çocuklardan biri, Adana Öksüzler Yurdunda 10 yaşında bir kemancıdır. Ankara Müzik Okulunda öğrenci Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsünde Öğretmen; Devlet Konservatuarında opera sanatçısıdır.
Bir hocasının keman çalmasını ses tellerine zarar vereceğini söyleyerek kemanla saz arasında tercih yapmasını ister. Kemanı bırakmak zorunda kalır. Yoluna söylediği türkülere bağlamayı katar. Pir Sultan Dadaloğlu, Gevheri, Muhyi, Serdari, Şeyh Bedretdin, Nazım Hikmet gibi müzikte ve şiirde halkların yıllar süren başkaldırı mücadelesini görür. Bu türkülerden dolayı da kominizim provpagandasıdan tutuklanır. Sansaryan Handa işkence görür Harbiye Hapishanesinde yatar. Sansaryan Handa “Mahsus Mahali” bu tabutlukta yazar.
Mahsus Mahal derler, / kaldım zindanda
Karlım kalırım dostlar, / yandadır
İki elleri kızıl kandadır / kanda
Ölürüm ölürüm kardeş aklım sendedir
Artar eksilmeyiz, /zindanlarında
Kolay değil derdin, /ucu derinde
Kumhan Irmağında, / Karaburunda
Bulurum bulurum kardeş/ öfkem kındadır.
Ruhi Su bu hapishanede buna benzer türkülerle en verimli çalışma dönemini geçirir. Bestelediği türkülerin çoğu bu döneme rastlar. “Bu Nasıl İstanbul Zindan İçinde, Hasan Dağı Eğil Bir Bak, vb.”
Gezilerinde ve dost sohbetlerinde koro oluşturup türküler söylemeyi yaşam biçimine dönüştüren sanatçı daha sonra Dostlar Korosunu kuracaktır. Çok sesli türkü çalışmalarının ilk örneklerini verecektir. “El Kapıları, Sabahın Sahili Var, Semahlar” gibi çalışmalar Ruhi Su ya eşlik eder.
12 Eylül’ ün baskıcı yönetimi altında çalışmalarına ara vermek zorunda kalır. Sanatçının ölümünden sonra 1986 da Ruhi Su’yu anmak için değerli müzik insanları bir araya gelerek koroyu; “Ruhi Su Dostlar Korosu” adını koyarak çok sayıda konserler verilir. Bu doğrultuda mücadelesini sürdüren Grup Yorum 30. Yılında “Dünden Yarına Ustalarımız” adıyla sanatçıyı ölümsüzleştirmiştir.
Ruhi Su, Türküler gibi gerçekçi; onurlu, inançlı, ödünsüz kişiliği yalın ve dik duruşuyla bize ışık olmuştur. Anısı önünde saygıyla eğiliyoruz.
Haber: Erdal YILMAZÇELİK