ŞEHİT EVİ, YOKSUL EVİ, YAS EVİ:))!!??..

Ali Dal

03.03.2020
ŞEHİT EVİ, YOKSUL EVİ, YAS EVİ:))!!??.. için yorumlar kapalı
839 kez okundu

Sevgili okurlarım;

Bu sabah televizyonlarda (Çanak yalayıcı kanallar hariç) haber izlemek üzere kanalları turlarken FOX Tv. de İsmail Küçükkaya’nın sunduğu “Çalar saat Haber Programında” demirleyip izlemeye başladım… Bir süre sonra İsmail Küçükkaya, Hatay/Altınözü İlçesinde, ateş hattına yakın bir yerde yayın yapan Öznur Aslan’a bağlanıp bölgedeki sıcak haberleri alırken, araya girip, Öznur Aslan’a : “şehit evlerinde en çok yayın yapan bir muhabirimiz olarak, söyler misin; şehit evlerinin ortak yönleri nelerdir?” diye sorduğunda, Öznur Aslan’ın, bu trajik soruya zorlanarak verdiği cevabı tek kelimeye sığdırıp; “Yoksulluk” demekle yetindi:))??!!..

İşte o an, hiç erinmeksizin, kitaplığımdaki, sıkça müracaat ettiğim Hamdi Yazır’ın, Türkçe mealli Kur’an tercümesinde daha önce hiç rastlamamış olmama rağmen; “şahadet mertebesinin yoksulluk koşuluna bağlı olup olmadığına dair” ibareyi tekrar aramaya koyuldum… Aklı, ilmi, izanı, insafı, hakkı, hakkaniyeti ve bilhassa da empatiyi esas alan Kutsal Kitabımız Kur’an’da böyle bir ibare, zaten olamazdı…

1984’ten beri, bilhassa terör belasına verdiğimiz şehitlerimizin 50 bini çoktan aştığını, 81 ilimizin ortak özelliği haline gelen “şehit tepelerinde” yer kalmamış noktaya geldiğini (?!) sanırım devlet aklıyla hareket etmesi beklenenlerden (?!) bir kısım mesuliyet sahipleri halen izan edememiş gibi:))??!!.. Daha birkaç gün önce İdlip’te gelen 36 şehidimizin aziz naaşları, henüz vatan toprağına emanet edilmediği bir zamanda, devlet aklı ile davranış sergilemesi beklenen zevatın, menfaat ekseni etrafında buluşturduğu (?!) metazori dinleyici kitlesine hitaben yaptıkları “sıradan konuşmanın” devamı niteliğindeki (?!) sırıtmalar, kahkahalar ve tutulan alkışlar; şehitlerin kemiklerini sızlatmakla kalmamış, aynı zamanda şehit yakınlarını ve Ülkemin yaslı vatandaşlarını bir kere daha derinden yaralamıştır!!..

Öte yandan, “lider devlet adamı” sandıklarımızdan (?!) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, şehide saygı ve acıyı paylaşmak gayesiyle şehit cenazesinde hazır bulunan CHP Lideri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun uzattığı elini, ellerini ceplerinden çıkarmayıp, beklenen inceliği göstermeyişine…

Yine aynı şekilde Erdoğan’ın, şehit cenazeleri ortadayken dahi Kılıçdaroğlu’na yönelik alışılagelmiş (?!) ithamlarda bulunurken; yüreği yaralı ülkem insanının ahvalini ıskalayışına;baktığımızda; devlet aklının ve devlet hassasiyetinin çoktaaan devre dışı bırakılmış olduğunu görmek için dahi olmaya, arif olmaya gerek var mı?!..

Böyle bir anlayış; şehidini feryat figanla karşılayan yoksulun evine düşen ateşin yakıcılığını hissedebilir mi??!!..

Böyle bir anlayış; Yüce Yaradan’a olan kulluk görevini hakkaniyetle idrak ederek, şahadet mertebesine ermesi için kendi evladını “şehitler tepesinde” görmeye yanaşır mı??!!..

Böyle bir anlayış; yoksulun, asgari ücretin de altında bir gelirle, kıt kanaat şartlarda yetiştirip vatan görevine uğurladığı kınalı kuzusunun cenazesini karşılamaya yanaşır mı??!!..

..Ve böyle bir anlayış; “birlik, beraberlik, barış, huzur ve kardeşlik” duygularını esas alarak devlet yönetmeyi ve hakkaniyete riayet etmeyi, gösterebilir mi??!!..

Hülasa bu anlayışın en kıvrak ve en rahat yaptıkları şey;

Dini ve Diyaneti olabildiğince siyasallaştırmak ve “iman, Kuran, cami, mescit, minare, şehit, gazi, bayrak, vatan” söylemlerini tespih eyleyip “inancı sermayeye dönüştürmek” ve bu “pişkinlikle” ömür uzatıp saltanat sürdürmektir!!..

Yoksulun insanca yaşamasına dair parmak oynatmazken, onu günahla ve cehennemle korkutup, cennet pazarlamaktır !!..

İşte bu nedenledir ki;

“ŞEHİT EVİ, YOKSUL EVİDİR… YAS EVİDİR:))!!??..

Bu nedenle;

Başka yerde şehit evi sormayın