Selim Nevzat Şahin Anadolu Lisesi öğrenci Velileri binalarını istiyor!
6 Şubat Depreminden sonra Hatay Emniyet Müdürlüğü olarak kullanılan Selim Nevzat Şahin Anadolu Lisesi’nin yeniden eğitime kazandırılması istendi.
Öğrenci velileri adına Gazetemize açıklama yapan Müjde Sönmez adlı veli, binanın yeniden okula kazandırılmasını istedi.
“Gücün varsı düzeltirmisin” başlığıyla gönderdiği açıklamasında öğrenci velisi Müjde Sönmez şu ifadelere yer verdi:
“Selamlar…
İlk zamanlar sadece hayatta kalmış olmaya sevinirken kim ne hissedeceğini şaşırdı. Evi yıkılan ‘çok şükür hayattayız’ dedi, annesi ölen ‘çok şükür çocuklarıma bir şey olmadı’ dedi, çocukları ölen ‘çok şükür cesedini bulduk’ dedi , cesedini bulamayan bir parçasına sevindi-tamamlamaya dilim varmıyor ; ve daha ne acılara şükredildi. Ve insanlar bu acılarla mücadele ederken, kışın en soğuk döneminde dışarda; günlerce elektriksiz ve susuz, banyo ve tuvalet imkanı olmadan, aç kaldılar. Hepsini gördük ve darmadağın olduk. Kimimiz mezara, kimimiz enkazların döküldüğü yığınlara, kimimiz konteyner veya çadırlara, kimimiz başka şehir veya yurtlara dağıldık.
AFAD’ın HATAY’ ın Antakya ilçesi Armutlu Mahallesi pazar yerinde yıkılan binada olan kuzenlerimin canlı bedenlerini kendi imkanlarımızla çıkarmamıza izin vermediğini ve 6 gün boyunca müdahale etmediğini; yalvaran cümlelerimize ‘emir böyle’ dediklerini, ve 6 gün sonra onların cansız bedenlerini çıkardıklarını gördüm. Ve 7 ay sonra anne ve babalarının halen enkaz başında bekledikleri günkü kadar kötü olduklarını gördüm. O kadar şoktaydık ki ‘neden’ veya ‘nasıl yani emir böyle’ diyemedik. Emniyet Müdürlüğü’nün bizim okul binasına yerleştiğinde bir şey diyemediğimiz gibi. Çaresizdik, üzgündük, yorgunduk. Okullar açılana kadar illa ki bir çözüm bulurlar sandık. Bu öğrencilerin geleceği onların da geleceğiydi sonuçta.
İşte böyle; hayatta kalanların hayatta kalmaya çalıştığı o günlerde, Emniyet Müdürlüğü binası, Selim Nevzat Şahin Anadolu Lisesi’nin binasına yerleşti. Liseliler de Sevsen Nevzat Şahin Ortaokulu’na gönderildi. (Her iki okulu da en iyi şekilde yaptıran hayırsever Şahin Ailesi’dir; sonsuz teşekkürler) Halen başka çözüm bulunmadı ve gitmeye de niyetleri yok. Konuşmaya gittiğimde açıkça ‘gitmeyeceğiz’ dediler; ‘yerleştik artık; internet kablosu çektik her yere!’ Özrü kabahatinden beter yani.
Gerçekten de bu karar, insani zaaflarımızdan faydalanılarak verilmişti. Oysa bizim devletimiz bizim haklarımızı korumalı diye biliyoruz, ve halen öyle düşünüyoruz. Biz bu devlet babanın maddi manevi yıkılmış evlatlarıydık; bu olanlar bize kendimizi bir babanın çocuğunu aç-susuz, hasta ve üşürken sokağa atması gibi hissettirdi; Şeker Portakalı’ndaki 5 yaşındaki çocuk gibi çaresiz, Uçurtma Avcısı’ndaki sapanı kullanan çocuklar gibi umutsuz…
Sonuç olarak lise binasını kullanamayan öğrenciler, ortaokul binasına misafir oldular. Yani ortaokul ve liseliler aynı binada ders görüyor, dersler 30 dakikaya indi, yeterli olmuyor, okul çok kalabalık, koridorda çarpa çarpa yürümek zorunda kalıyorlar, öğretmenler gergin çünkü çok ses ve gürültü var, odaları yok, nefes alacak yer ve zamanları yok, 30 dakikada konular yetişmiyor, çoğu hoca tenefüse çıkmıyor derse devam ediyor, ellerinden öpüyorum, liseliler 7.20 ile 12.30 arası ders görüyor ki bu süre ilkokullara bile yetmez. Liselilerin çıkışından 10 dakika sonra da ortaokullular geliyor, izdiham oluyor, servislerin park edeceği yer de yok, lisenin kendisi yetmezmiş gibi önünü de kapatmışlar, park etmeye izin vermiyorlar.
Emniyet Müdürlüğü binasına gittim ( Selim Nevzat Şahin Anadolu Lisesi) : 40 metrekarelik odada 2 kişi var. Yan tarafındaki Sevsen Nevzat Şahin Ortaokulu’na gittim (bizim liselilerin gönderildiği yer): 40 metrekarede 80 kişi var. Bu, lisenin, emniyet müdürlüğü için bir lüks ama öğrenciler için bir zorunluluk olduğunun resmidir. Bu, hayatta kalanlara niye ölmediniz ki demenin nazik versiyonudur. Eğitim hakkını nazikçe engellemektir. Eğitimi engellemek geleceği engellemektir. Bu haksızlığı yapan kişiler, okulumuzda bulunan müzik odasına, kütüphaneye, sinema odasına, spor salonuna,
laboratuvarlara, eşek ölüsü gibi ağır çantalarını taşımak zorunda kalmalarını engelleyen sınıf dolaplarına, ölen sınıf arkadaşlarının anılarını yaşayabilecekleri KENDİ sınıflarına ve her tarafın yıkıldığı koca şehirde bu çocuklara tek tanıdık gelen şey olan KENDİ okullarına, Emniyet Müdürlüğü’nden çok, bu çocukların ihtiyacı olduğunu bilselerdi eğer bu haksızlıklarından vazgeçerler miydi merak ediyorum. Bu kararı veren kişiler, onca acıya şükretmek zorunda olduğumuz için yarım bir okula da şükretmemiz gerektiğini sandığından ötürü pişman olur muydu. Bunun haksızlık olduğunu bile bile bu kararında ısrar eder miydi. Bu bir haksızlık değil de zorunluluk olsaydı eğer şükrederdik elbet, bunu bilir miydi. Gerek trafikte gerek mahallede olan tatsızlıklarda her aradığımızda en hızlı şekilde gelip en güzel şekilde sorunu çözen polis arkadaşlardan ötürü kurumun bende ve toplumda yarattığı saygı ve güveni bozmaya değer miydi.
Bu öğrenciler ilerde bizi ameliyat edecek, bu öğrenciler bizi savunacak, bu öğrenciler şehrimizi ve hayatımızı yeniden kuracak, ve daha pek çok güzel şey yapacak. Onlar umudumuz, geleceğimiz. Onların zaten moralleri bozuk, daha çok bozmayı değil, onarmayı seçmeliyiz. Bir çok okulda devletin diğer kurumları görev yapıyor, bir çok öğrenci çok mağdur durumda. Selim Nevzat Şahin Anadolu Lisesi bunlardan sadece biri. Herhangi bir dil ve anlatım bu gençlerin geleceğini yakma günahına nasıl olur da imza atıldığını anlamama yetseydi eğer gene de anlamazdım.
AFAD’ın Çanakkale’de kaybolduğumda bana yardım ettiğini, hiç tanımadığım bir görevlinin yarım saatlik yoldan gelip beni aldığını ve sonra başka bir görevlinin bana zorla para verdiğini de belirtmek istiyorum. Çok acılar çekildi ve halen çekiliyor ama bu hayatta iyilik ve güzellik de var. Gene de uçurtmanın peşinden koşmak gerek. Ne olur umut bitmesin. Sabır ve mucize diliyorum.”