SHUDER: Donanımsız Sosyal Hizmet uzmanının Faturası Türkiye Cumhuriyetine kesilecek!
Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği donanımsız yetiştirilecek Sosyal hizmet uzmanının faturasının Türkiye Cumhuriyetine kesileceğine dikkat çektiler.
Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği’nin yanı sıra, Hatay Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Hatay Tabip Odası ile Hatay Psikologlar Derneği, Açık Öğretim fakültelerinden Sosyal hizmet uzmanının yetiştirilmesine tepki olarak Basın açıklaması yaptılar.
Hatay Tabipler Odasında düzenlenen ortak basın açıklamasını okuyan SHUDER Hatay Şube SekreteriKenan kabakulak, tepkilerini şöyle dile getirdi:
“Uluslararası ilke ve standartlar, sosyal hizmet eğitiminin yaklaşık 1/3’ünün mesleki uygulamaları kapsaması gerektiğini söyler. Ülkeler arasında farklılıklar olmasına karşın, sosyal hizmet öğrencileri mesleki uygulama yapmak üzere asgari 200 günlerini süpervizyon desteği ile sosyal hizmet kuruluşlarında geçirirler. Ayrıca sosyal hizmette program yeterliklerini karşılamak için sınıf ortamında yüz yüze eğitim olmazsa olmaz unsurlardan birisidir. Sınıf içi çalışmalar ve mesleki uygulama ile sosyal hizmet öğrencileri, savunmasız birey, aile, grup ve topluluklarla çalışmak için bilgi ve becerilerini geliştirirler.
Tıp, hemşirelik, psikoloji, psikolojik danışma ve rehberlik, çocuk gelişimi, sosyoloji gibi sağlık ve sosyal bilimler temelli yardım edici profesyonel mesleklerde olduğu gibi sosyal hizmet eğitimi de salt kitaptan, hazır ders notlarından bilgi edinme çabası değildir. Mesleği icra edecek sosyal hizmet uzmanı adaylarının şiddete maruz kalan kadınlar, ihmal – istismara uğrayan çocuklar, engelliler, yaşlılar, yoksullar, bağımlılar, göçmen ve sığınmacılar gibi birçok savunmasız / incinebilir kişi ve grupla çalışabilmek için gerekli bilgi, beceri ve değer temeline sahip olmaları gerekir.
Sosyal hizmetin bilgi, beceri ve değerlerini içeren bir program kanalıyla; sorumluluk sahibi, özgüveni yüksek, sosyal hizmet müdahalelerini gerçekleştirmede yetkili ve yetkin uygulayıcılar yetiştirmek sosyal hizmet eğitiminin temel amacıdır. Kurum ortamlarında gerçekleştirilen alan uygulaması derslerinin süpervizyon desteği ile yürütülmesi, eğitim boyunca öğrencilerin kişisel, mesleki ve entelektüel gelişimine ayrıca önem verilmesi, müfredatta özgürleştirici-güçlendirici-geliştirici derslere ayrıcalık tanınması sosyal hizmet eğitiminin özgün yapısını oluşturmaktadır.
Kendine özgü yapısı gereği sosyal hizmet eğitimi açıktan ya da uzaktan eğitimle verilebilecek bir eğitim değildir. Nitekim hali hazırda biri Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi diğeri Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi bünyesinde yürütülen sosyal hizmet lisans programlarına yönelik olarak meslek kuruluşlarımıza sürekli şikayetler gelmekte, konu üzerine yapılan bilimsel çalışmalarda pek çok olumsuzluk dile getirilmektedir. Bu şikayetler ve olumsuzluklar; kontenjanların abartılı olduğu, alan uygulaması ve süpervizyonun son derece yetersiz olduğu, sosyal hizmet bilgi-beceri ve değerlerini kazandıracak ve bunları uygulama örnekleri üzerinde bütünselleştirmeye olanak sağlayacak ortamlar sağlanmadığı; programın ödev hazırlama, proje ve araştırma yapma, vaka tartışma, sunum yapma vb. etkinlikleri içermediği, tam tersine KPSS sınavına hazırlanma bakımından adaletsiz ve eşit olmayan koşullar ürettiği ve belki de en önemlisi ulusal ve uluslararası eğitim standartlarını karşılamadığı üzerinde yoğunlaşmaktadır.
2019 yılı itibari ile sayısı 68 bölüme ulaşan sosyal hizmet bölümlerinden mezun olanların sayısı her geçen yıl artmasına karşın istihdam olanakları özellikle son beş yılda daha da sınırlı hale gelmiştir. Ülkemizde açıktan ya da uzaktan eğitimi gerekli kılacak hiçbir somut gerekçe bulunmamaktadır. Bu uğurda COVİD-19 salgınını gerekçe gösterip YÖK’ün eğitim-öğretimin aksamaması için aldığı önlemleri istismar edecek; böylece yeni açık veya uzaktan eğitim programlarının açılmasına heveslenecek kesimler karşımıza çıkabilir. Sosyal hizmet eğitiminin açıktan ya da uzaktan verilmesi en başta donanımsız sosyal hizmet uzmanı yetiştirmeye kapı aralamaktır. Donanımsız sosyal hizmet uzmanı sosyal hizmet müdahalelerine gereksinim duyan dezavantajlı bireylerin, ailelerin, grupların ve bizatihi toplumun sorun ve ihtiyaçlarına çözüm üretmede zorlanacak; bu doğrultuda toplumsal kaynakları heba edecek ve fatura bütün Türkiye’ye kesilecektir.
Sonuç olarak zaten çok sayıda örgün eğitim kurumlarından mezun sosyal hizmet uzmanlarının istihdam olanakları kısıtlı iken sosyal hizmet eğitim standartlarına uymayan açık ve uzaktan eğitim uygulamalarına karşı olduğumuzu kesin bir dille belirtiyor, hizmet alan gruplara daha nitelikli hizmet sunumu için üniversitelerin 31 Mart tarihine kadar YÖK’e gönderdiği ve YÖK Onayı sonrası kesinleşen kontenjanlarla oluşan kılavuz içerisinde sosyal hizmet açıköğretim lisans programlarına yer verilmeyerek 2021-2022 Eğitim Öğretim Yılı itibariyle yeni öğrenci alınmamasını ve bu açıköğretim lisans programlarının kapatılmasını talep ediyoruz. Bu kapsamda Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, resmi ve sosyal medya hesapları üzerinden yürütülen sosyal hizmet açıköğretim lisans programlarının kapatılmasına yönelik kampanyaya tüm kamuoyunun desteklerini bekliyoruz.”