Atayurt Gazetesi -
$ DOLAR → Alış: 32,45 / Satış: 32,58
€ EURO → Alış: 34,80 / Satış: 34,94

SİYASALLAŞTIRILMIŞ İSLAMIN’IN EVANJELİSTLERİ

Halil Yılmaz Hıtmiye
Halil Yılmaz Hıtmiye
  • 02.09.2021
  • SİYASALLAŞTIRILMIŞ İSLAMIN’IN EVANJELİSTLERİ için yorumlar kapalı
  • 369 kez okundu

                                               Antakya – Atayurt Gazetesi

Evanjelizm, Kapitalizmin – Emperyalizmin gizli dinidir. Hristiyanlığın en tutucu, en radikal dinci ve en karanlık (Ezoterizm – Gizli Öğreticilik – Kabalacılık)  mezhebidir.

Evanjelistler, Semavi Dinlerden Tevrat’a ve Zebur’a en yakın olan Hristiyanlardır. Dinler öğretisi Teolojiyi; hiçbir dini, ahlaki, insani ve toplumsal değer taşımayan – yıkan Vahşi Kapitalist – Emperyalist sistemin emrine konumlandırdıkları din içinde, ayrı bir din anlayışıdır.

Başka bir anlatımla Evanjelizm, Dünyadaki Masonik tüm kurum ve kuruluşların yani terörizmin lojistik, stratejik ve felsefik mezhebi ve merkezidir: Dinlerdeki bütün tarikatlar… Dünyanın bütün ülkelerinde “daha çok demokrasi ve daha çok insan hakları, hümanizma çığırtkanları (Kocaman Bir Yalan)… NATO ve kuzu görünümlü vahşi bir kurt sürüsü olan eli kanlı terör örgütü FETÖ… Eğitim ve Kültür Adı Altında Kurulan TESEV ve türevleri… Hrıstiyanlık Yahudilik ve siyasallaştırdıkları tüm dinleri Firavunlaştırmış – şeytanlaştırmış anlayışın mezhebidir.

Dünyadaki tüm bu işlevli kurum ve kuruluşlar, Yahudilerin, Tanrı tarafından seçilmiş halk olduğuna… Kutsal toprakların (Kenan Diyarı – Tanrı Tarafından Vaat Edilmiş Topraklar – Ortadoğu) Yahudilerin malı olduğuna… Mesih’in gelmesiyle birlikte Yahudilerin dünya egemenliğine ulaşacaklarına inanır, iman ederler. Bu kurum ve kuruluşlara düşen en büyük görev; Yahudilerin dünya egemenliğine destek olmak ve bunu gerçekleştirmek yolunda verilen görevleri yapmak – Biat etmektir.

Kısacası Evanjelist bu kurum ve kuruluşlar, ülkelerin yöneticilerini de ağlarına düşürdükleri güzel, masum, genç bir kız gibi; “Başrol” oyuncusu ya da “Assolist” olmak düşleriyle; arı, duru, bütün ahlaki değerlerini yitirdiği – geçtiği kirli, iğrenç ve bataklık yolların kendisidir.

Hristiyanlığın ve Yahudiliğin tutsak olduğu Emperyalist Evanjelizm ne ise; yine Emperyalizmin besleyip büyüttüğü, eğitip donattığı; İslamiyet’in tutsak edildiği Evanjelizm de; Selefi – Vahabizm’in Cehennem Zebanilerini aratmayan Taliban, IŞİD, El Kaide, İhvanıl Müslimin gibi vahşi terör örgütleri de odur.

Hristiyanlığın, Yahudiliğin ruhunu; Kapitalizmin ruhuna çeviren – onu şeytanlaştıran Evanjelizm; İslamiyet’in tinini – ruhunu da Vahabizm üzerinden Firavunlaştırmış, Kapitalist – Emperyalizmin güdümüne almıştır. Ben – Senden daha çok Müslüman’ım diyerek, birbirini zındıklıkla – dinsizlikle suçlayıp, boğazlayan; her biri ayrı bir dini dayatan, siyasallaştırılmış İslam’ın Evanjelistleri de Selefi – Vahabi tarikat ve cemaatleridir.

İnsanlık suçlusu ABD: Barışa, sevgiye, sanata, uygarlığa, kadına, iyi ve güzel olan her şeye düşman; ahlağın, insanlığın ve İslamiyet’in yüzkarası, Siyasal İslam’ın Evanjelistleri Taliban ve türevleri, insan yeme makinalarını – canavarları yarattı.

İşte şimdi, Emperyalistler, bu canavarları kullanarak; Türk ve Kürt Halklarının Anadolu’ya yerleşmelerini ve Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasını getiren; 1071 Malazgirt Savaşı’nın (1000 yıllık) ve Kuvayı Milliye yenilgisinin; hiç dinmeyen sömürgeci tutkularının rövanşını almak istiyorlar.

1950 Menderes İktidarının NATO’ya girişinden (Mehmetçiğin Kore Savaşı)  bu yana; elleri kanlı, beyinleri tutsak, kirli Ortaçağ karanlığına kilitlenmişlerin baş olduğu bir ülkeye dönüştük. Ve hâlâ Libya, Suriye ve şimdi de Afganistan Seyri Seferi ile Bizlerin Emperyalizmin “Mayın Eşeği” olmaya, devam etmemizi istiyorlar.

Emperyalizmin, siyasallaştırılmış İslam’ın Selefi – Vahabizm’in Evanjelistleri ile başlattığı Arap Baharı; Kuzey Afrika’dan Yemen’e, Mezopotamya’dan Asya’ya; şimdi de Afgan Baharı üzerinden Rusya, Türki Cumhuriyetleri, Çin, Hindistan, İran ve asıl stratejik hedef, üniter – ulus devlet Türkiye Cumhuriyetidir.

“Taliban ile inanç yönünden bir farklılığımız yoktur”, diyenler; bu gidişi hızlandırmak için ellerinden geleni yapıyorlar, yapacaklar. Anadolu’da koparılmak istenen kavganın, kopacak kıyametin özü budur. Ve işte o zaman da 3. Dünya savaşı – cehennemi başlayacaktır.

Değerli okurlarım!

İçi yılan ve çıyan – zebani kaynayan bu karanlık,  bu dipsiz tarikatlar kuyusuna düşenlerin kurtuluşu yoktur. İşte Mollalara inanan İranlı aydınlar! Özgürlük ve demokrasi gelecek dediler, yılan – çıyan kuyusuna düştüler. O kör kuyuda çırpınıyorlar, çıkamıyorlar, çıkamazlar!

Artık bu siyasi iktidarın kendisi ülkeye yük, geleceğimiz için ulusal güvenlik – beka sorunudur. Çünkü ortak hiçbir öykümüz ve kültürümüz olmayan – bir projenin parçası bu çapulcu Vandalları – faşist Vahabi Siyasal İslam’ın Evanjelistlerini kasten, bilerek, Türkiye’ye ithal ve ihraç ediyorlar.

Emperyalizm ve onun yerli uşaklarının yine yanlış bir hesap yaptıklarını görüyorum: Çünkü Türkiye Halkının 4. Bin yıllık devlet aklı ve devlet etme geleneğinin olduğunu unutuyorlar. Ulus olamamış, sömürgeleri Arap Kabile devletleriyle karıştırıyorlar.

Ülkesini imanı ve namusu gibi seven ülkücü, devrimci, demokrat; Kürt, Türk bütün yurtsever! Yurtseverlik, Kuvayı Milliye gibi bir inancın – imanın sevdasıyla – kavgasıyla kazanılan aşktır, özgürlüktür, bağımsızlıktır. Üçü de sabır, emek, gerektiğinde uğruna ölünmek . “Biz kaçmaya mı, savaşmaya mı geldik” diyen Diyap Ağalar ve Mustafa Kemal gibi yüksek cesaret, soyluluk, özveri dik duruş ister.

Birleşirsek güçlü, Emperyalizmin oyununa gelip, bölünürsek de yok olacağız. Tek çıkış ve kurtuluş yolumuz Atatürk’ün, ulusal birlik ve beraberliğimizin simgesi Türkiye Cumhuriyeti Şemsiyesi altında birleşmektir. Bize kurulmak istenen bu kanlı ve karanlık tuzağı bozacak, giydirilmek istenen Ortaçağın deli gömleğini yırtıp, atacağız. Yoksa yarınlarda ne ülkemiz, ne de kellemiz kalır.

Şimdi kan uykusundan uyanmak, cehennem korkusunu yenmek zamanıdır. İnsanlığa dair her şeyin düşmanı, bu cehennem zebanileri; Bize, cehennemi bu dünyada – doğduğumuz bu cömert, bu soylu toprak; Anamız, aşkımız ve aşımız Anadolu’da yaşatırlar, bunu unutmayalım!

Afganlı bir Kadın – bir cesur yürek olan “Malala” gibi: Korkuyu yendiğimiz, korkudan daha güçlü olduğumuz zaman ancak; aşkımızı, aşımızı, özgürlüğümüzü ve bağımsızlığımızı; gerçek ilahi – Tasavvufi aşkı, İslamiyet’in yaşandığı Anadolu da egemen kılar, yaşamaya devam ederiz.

Tarihte ilk kez Emperyalizme karşı Ulusal Kurtuluş Savaşı vermiş, özgürlük ve bağımsızlığını kazanmış; onurlu Türkiye Halkına – Ulusuna; Emperyalizmin “Mayın Eşeği” olmak, olmaya devam etmek yaraşmaz, yaraşmıyor YURTSEVERLER!

Halil Yılmaz HITMİYE

Eğitimci-Şair-Yazar

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ