Vatan Partisi Üretim Devrimi Kurultay çalışmasını Amık Ovası’nda başlattı!
Vatan Partisi Hatay il Merkezinde Genel Merkez Örgütlenme Bürosu Başkanı Savaş Oruç başkanı toplantı gerçekleştirmişti.
Toplantıda Hatay il merkezi ile birlikte İskenderun-Antakya,Erzin-Kırıkhan ve Samandağ ilçelerinde üretim devrimi kurultayının yapılmasına karar verilmişti.
Toplantıya Hatay il başkanı Yunus Özgür Yıldırım, il yöneticileri Samandağ ilçe başkanı Av. Edib Hadimoğulları, İskenderun ilçe başkanı İbrahim Bedir, Kırıkhan ilçe başkanı Gönül Gökkan Kurtul , Defne ilçe başkanı İbrahim Yılmaz katılmışlardı.
Üretim Devrimi Kurultayının Antakya merkezde yapılması ise Temmuz ayının başında yapılması karar altına alınmıştı. Üretim Devrimi Kurultayı Tarım ve Ayakkabı Üretimi konusunda yoğunlaşmayı esas aldığı için bu sektördeki oda başkanları, üretici birlikleri, akademisyenlerle görüşülüp, konuşmacılar ve katılımcılar belirlenecekti.
Vatan Partisi Üretim Devrimi Kurultayı için Mustafa Kemal Üniversitesi Dekanı Prof. Dr. Nihat Demirel ve öğretim Üyesi Doç. Dr. Bekir Demirtaş ile görüştüler. Görüşmede Dekan Şener bu çalışmayı olumlu bulduklarını ve konuşmacı olarak birisini gönderebileceklerini ifade etti.
Vatan Partisi yöneticileri Ali Başkut, İbrahim Bedir ve Sadık Karakaş daha sonra Amik ovasına inerek, buğday hasadı yapan üreticilerle görüştüler. Yine hayvan besicilerine kurultay ile ilgili düşüncelerini anlattılar. Üreticiler bu çalışmaları olumlu bulduklarını ve destek vereceklerini belirttiler.
Çalışmalar Antakya’daki Ziraat Odası Başkanlığı, Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı, Ayakkabıcılar Odası Başkanı ve üretim yapan sektörlerle görüşmelerini sürdürecektir.
HATAY HAYVANACILARI: ÜRETİCİ İLE TÜKETİCİ ARASINDAKİ UÇURUM KALDIRILMALIDIR.
Büyük baş hayvan besicileri, koyun besicileri her gün hayatlarının zorlaştığını ve çözüm olarak, yönetenlerin yardımcı olmadıklarını belirtiyorlar.
Hayvancılık ile uğraşan, otlaklarda, meralarda koyunlarını otlatan, ineklerini yayan besicilerle görüştük. Yazın bir derece rahatladıklarını ama kışın hayvanlarını beslemek için ya borçlandıklarını ya da her gün birisini satarak çözüm bulabildiklerini belirtiyorlar.
İnekleri olan ve süt satanlar şimdilerde ineklerini de satmak zorunda kaldıklarını şöyle ifade ediyorlar: Süt inekçiliği yapan Ali Çeltik: “Süt toptancıları bizden sütü ucuz almanın ötesinde bir de şart getirdiler. Şu kilodan aşağı olursa sütünüzü almayacağız, dediler, bende ineklerimi kesime vermeyi düşünüyorum. Onların istekleri ile nasıl hayvancılık yapayım. Devlette bize yeterince yardımcı olmuyor. Otlaklarımız sınırlı, meralarımız sınırlı, hayvanların yiyecekleri sınırlıdır.”
Otlaklarda, Meralarda ve Besi damlarında Görüştüğümüz Hayvancılık Yapanların Durumları Pek Parlak Görünmüyor.
DEVLET BİZİM ZORUNLU KULLANDIĞIMIZ GİRDİLERE YAPILAN ZAMLARI DURDURSUN YETER
Ali Çeltik, hayvancılığın sürmesini istiyorsanız, bizim gibi fedakarlık yapacaksınız diyerek sözü başlıyor” Süt yoğurt, peynir ve yemek istiyorsanız bizi destekleyeceksiniz. Devlet bir el atmalı, ne diyelim? Mazot pahalı, yem pahalı, işçilik pahalıdır. Artık girdilerimizi karşılayamaz duruma geldik” Bundan sonra malcılar, davarcılar ne yapacak, sorumuza ise “Valla yetişen hayvanlarımızı inek, öküz, koyun demeden kesime gönderiyoruz.” Neden gönderiyorsunuz sorumaza ” Yem, mazot işçilik pahalı ne yapalım. Devlet her şeyden önce çiftçinin girdilerine zam yapılmasını durdurmaya yönelmelidir. Destekleme yok, ayrıca 200 kilo sütten aşağısını almayız diyorlar. Yani bizim ürünlerimizin markette satışı ile bizden çıkışı arasında uçurum vardır. Yetkililer bir denetlesin bakalım.” diyor.
Her Gün Zam Yapılmakta Bize ise Senede Bir Kez Böyle bir Malcılık Yürür mü?
Ali Bekler, malcılıkla uğraşanların durumunun iyi olmadığını bundan sonra da iyi olur mu, başlıyor. “Biz üreticiler pahalıya mal üretiyoruz, ucuza satıyoruz. Yani yem pahalı, ilaç ve veteriner pahalı biz nasıl üretim yapacağız, nasıl üretimi artıracağız? İnşallah olumlu şeyler olur ve düzeliriz. Bizim beklentimiz bunlardır. Vatandaşın alım gücü düştü, biz de istediğimiz fiyata satamıyoruz. Araçlarla marketlere götürmek, araçların bakımı, hayvanların bakımı bize ciddi girdiler olarak yansımaktadır. Devlet malcılara destek çıkmaz ise üretim olmaz, vatandaş da ette, sütte ve diğer hayvansı ürünleri nereden karşılayacak? Devlet bir kredi açmalı, uzun süreli olabilir, faizsiz olabilir, diye düşünüyorum.”
HAYVANLARIMIZA YEM ALAMIYORUZ
Galip Sürer, hayvanlarını yazın mera ve otlaklara çıkartarak hayvancılık yapmaya çalışanlardan birisidir.” Benim açımdan çok sorun yok gibi kendi koyunlarımı otlaklarda yayıyorum. Süt ve ürünleri pahalı ama biz farkına varmıyoruz. Bizim açımızdan yemlerin, hayvanların ilaçları gibi girdiler pahalıdır. Devletin desteğinin ötesinde hayvancılık meselesi bir halkın ihtiyaçları açısından bakılmalı ve devlet tarafından sürekli takip edilmelidir”
Hüseyin Tohma büyük baş hayvancılıkla hayatını devam ettiriyor. “Siz sormadan ben söyleyeyim. Arpa, yulaf ve saman fiyatları yükseldi. Bizim hayvanlar için aldığımız ürünleri her gün zam geliyor, bizim ürünlerimize ise senede bir zam yapılıyor. Biz nasıl üreteceğiz, nasıl hayatımızı devam ettireceğiz ve nasıl satarak, hayvancılık yapacağız? Bizim sanatımız yok, biz anadan çiftçi ve çoban doğmuşsuz ne yapalım? Devlet bize günlük bir kilo yem veriyor,biz ise dört kilo tüketiyoruz. Bu bizim ihtiyacımızı karşılamıyor ki. Bakın bizden sütü 3-4 liradan alıyorlar, vallah ve billah böyledir. Bu iş mi yani?Bizim çocuk arpa ekti, rahatladık, ürün iyi geldi. Devlet bu otlağı bize verdi, bizim otlak sorunumuz biraz rahatladı.Biz yazın ve havaların iyi olması ile birlikte devletin bize verdiği bu 200 dönüm arazide koyunlarımızı ve inerlerimizi otlatıyoruz. Allah devletten razı olsun. Samanın tonu bile alınamaz oldu. Yani malcılık nereye gidiyor diye soruyorsunuz? Valla yem parası olan alıp, işine devam ediyor, parası olmayanda malını satarak, işi bırakıyor” dedi.
HÜSEYİN GÜLER