OHAL işlemleri inceleme komisyonu lağvedilmeli, Aldığı Ret kararları iptal edilmelidir
KESK Şubeler Platformu sözcüsü ve Eğitim Sen Şube Başkanı Özgür Tıraş, OHAL işlemleri inceleme komisyonun lağvedilerek, aldığı ret kararlarının da iptal edilmesini istedi.
KESK Hatay Şubeler platformu adına basın açıklaması yapan Eğitim Sen Şube Başkanı Özgür Tıraş, şu ifadelerde bulundu:
“Daha birkaç gün önce Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı 15 Temmuz’u diriliş olarak tanımladı. Bu açıklama erimekte, bitmekte olan iktidarın ,20 Temmuz sivil darbesi ile 15 Temmuz darbe girişimini fırsata çevirdiklerinin açıkça itiraf edilmesidir.
AKP 20 Temmuz sonrası bir yandan ikili iktidara son vererek , kendi iktidarını tahkim ederken bir yandan da demokrasiye, temel hak ve özgürlüklere, emeğe ve kadın kazanımlarına dair tüm değerlere bir saldırı başlatmıştır. Yaşamın her alanına müdahale edilmiştir.
Resmi açıklamalara göre 126.000 bini aşkın kişi fişleme, müdür/kurum kanaati, sosyal medya paylaşımları, sosyal çevre soruşturması, sendika üyeliği, banka hesabı vb. gibi normal koşullarda asla suç olmayan gerekçelerle kamudan ihraç edilmiş, hukukun temel ilkeleri ayaklar altına alınmıştır.
OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonu, 23 Ocak 2017 günü 685 sayılı OHAL KHK’si ile ihraç başvurularını değerlendirmek ve karar altına almakla yetkilendirilmiştir.
Komisyon üyelerinin atanmasından tutalım, çalışma esas ve usullerine kadar iktidarın etkisi altında çalışma yürütmektedir. Etkin olmayan ve denetlenemeyen, kendisini anayasa ve yasalar üstü gören idari bir mekanizmadır.
Komisyon oluşum şekli, yetkisi ve aldığı kararlar itibariyle mevcut anayasamızın başta 6., 10., 70.,90. ve daha birçok maddesine aykırılık içermektedir.
Mevzuatça belirlenmiş bir yargı mercii olmamasına rağmen, bir yargı organı niteliğinde
kararlar alması sağlanmıştır.
Komisyon asgari ilkelerden olan ,kişiden savunma alınmasına dahi gerek duymamıştır. Başvurucular hiçbir aşamada ne ile suçlandıklarını bilmeden, aleyhlerine olan delilleri görmeden ve savunma haklarını kullanmalarına olanak tanınmadan ,dosya üzerinden karar verilmektedir.
Konfederasyonumuza bağlı sendikalarımız üyelerinden olup ,ihraç edilenlerden şu ana kadar savunması istenen tek bir kişi yoktur. Kişiler başvurusunu yaparken dahi ,neden ihraç edildiğine ilişkin bilgi sahibi değildir.
Gerek ihraçlarda ve gerekse de muhalif tüm kesimlere yönelik 20 Temmuz sonrası başlatılan saldırı dalgasında kamuoyu iktidarın “her kilidi açan anahtar” niyetine kullandığı iki kavram ile tanıştı. Bunlar “İltisak” ve “İrtibat” kavramlarıdır.
Mevcut mevzuatta ,hukukumuzda “iltisak” ve “irtibat” hususunda açıklayıcı tanımlar bulunmadığı gibi ,komisyon ve mahkemeler bu kavramları dayanak yapmıştır.
Hem OHAL komisyonu aşaması hem de idari mahkeme boyutu ile “kollektif bir hak ihlali mekanizması” işletilmektedir.
Komisyonun son açıklaması 3 Temmuz 2020 tarihlidir. Komisyon bu tarih itibariyle; OHAL kapsamında yayımlanan KHK’ler ile 125.678’i kamu görevinden çıkarma olmak üzere toplam 131.922 tedbir işlemi gerçekleştirildiğini, Komisyona yapılan başvuru sayısının 126.300 olduğunu açıklamıştır. Açıklamanın devamında 12.200’ü kabul, 96.000’i ret olmak üzere alınan karar sayısının 108.200 ve halen incelemesi devam eden başvuru sayısının ise 18.100 olduğu belirtilmiştir.
OHAL komisyonuna yapılan ihraç başvurularının yüzde 86’sı hakkında karar verilmiş yüzde 14’ü hakkında “Dosya İncelemesi” yaklaşık 4 yıldır devam etmektedir. İncelemesi tamamlanan yüzde 86’nın yüzde 10’u Kabul, yüzde 76’sı Ret şeklindedir. Bu kapsamda alınan her yüz kararın yüzde 89’u ret şeklindedir.
KESK’li ihraçların dosya incelemeleri geciktirilmektedir. OHAL komisyonuna yapılan KESK’li ihraç başvurularının yüzde 40’ı hakkında karar verilmiş yüzde 60’ı hakkında “Dosya İncelemesi” 4 yıldır devam etmektedir. İncelemesi tamamlanan yüzde 40’ın yüzde 13’u Kabul, yüzde 27’si Ret şeklindedir. Bu kapsamda alınan her yüz kararın yüzde 68’i ret şeklindedir.
Mahkemeler tarafından beraat almış, hakkında soruşturma/kovuşturma açılmamış binlerce KESK’linin dosyaları hakkındaki kararların bekletildiği görülmektedir. Oysa KESK’lilerin ihraçlarının ana nedeni anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan sendikal eylem ve etkinliklere katılmalarıdır. Demokrasinin işlediği bir yerde temel hak ve özgürlüklerin kullanımı bırakın ihraç edilme gerekçesi olmayı, soruşturma konusu bile yapılamaz.
İhraçlar, aileleri yakınlarıyla birlikte milyonlarca insanımızı derinden etkileyen,devasa toplumsal bir sorundur. Nazi Almanya’sı politikalarını andıran bu politikayla ,insanların çalışma hakkının yanı sıra seyahat hakları, sağlık hakları, eğitim hakları, düşünce ve ifade özgürlükleri başta olmak üzere anayasal hakları ellerinden alınmış, kısıtlanmıştır. Özelde bile çalışmaları, işyeri açmaları engellenmiştir. Kendilerine “geçmiş olsun”a gidilmesi kimi kamu emekçilerinin ihraç edilmesine gerekçe yapılmıştır. Bankalardan bırakalım kredi çekmelerini, yakınlarının hesaplarına yatırdıkları parayı çekmeleri dahi engellenmiş, zorluk çıkarılmıştır. İhraç edilen arkadaşlarımız aşiret/kabile devletlerinde dahi görülmeyecek uygulamalarla karşılaştılar, halen de karşılaşıyorlar.
Kimi arkadaşlarımızın bedenleri bu zor şartlara daha fazla dayanamadı ağırlıkta kanser ve stresin tetiklediği hastalıklar nedeniyle yaşamlarını yitirdiler.
Bu arkadaşlarımızdan bazılarının evlerine ,yaşamlarını yitirdikten sonra göreve iade kararları gönderildi!
Yüzlerce ihraç edilmiş insanımız intihar girişiminde bulundu, kimisi yaşamını yitirdi.
Geçimlerini sağlamak üzere çalıştıkları inşaat vb. işlerde iş cinayeti nedeniyle yaşamlarını yitiren arkadaşlarımız oldu.
Tüm bu yaşananların sorumlusu ve hesap verecek olanı iktidardır, iktidarın kurduğu komisyondur.
Bu zulme artık bir son verilmelidir. Komisyon derhal lağvedilmeli, aldığı ret kararları iptal edilmelidir. Haklarında herhangi bir yargı kararı bulunmayan, hukuken suç olmayan gerekçelerle ihraç edilen tüm kamu görevlileri, bütün haklarıyla birlikte derhal görevlerine iade edilmedir. Görevden uzaklaştırma süreçleri bağımsız yargı organlarınca yürütülmelidir.
Bu gerçekleşinceye ve hukuksuz ihraç edilen tüm kamu emekçileri görevlerine iade edilinceye kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.
Biz Kazanacağız, geri döneceğiz. “