EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ TARAFINDAN KINAMA
EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ TARAFINDAN KINAMA
HDP İzmir İl Binasına yönelik yapılan katliam girişiminde, HDP parti çalışanının rahatsızlanması üzerine annesinin yerine işe giden Deniz Poyraz’ın katledilmesi Samandağ Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından ortak basın açıklamasıyla protesto edildi. Ortak basın açıklamasını okuyan HDP Samandağ Eş Başkanı Naim Özbek şu ifadelere yer verdi.
Dün Türkiye siyasi tarihinin karanlık ve alçakça saldırılarından biri daha gerçekleştirildi. HDP İzmir İl Binasına yönelik yapılan katliam girişiminde HDP parti üyesi Deniz Poyraz katledildi.
HDP İzmir il binasına yapılan planlı ve sistematik katliam girişimi, kaostan beslenen iktidarın yarattığı siyasi iklimin sonuçlarından biridir. İktidarın, Halkların Demokratik Partisi’ni hedef haline getirmesinin ardından saldırıların gerçekleşmesi bir tesadüfe değil, siyasi iradenin zeminini sağladığı planlı saldırılara işaret etmektedir.
Bu katliam, iktidar blokunun oluşturduğu siyasi iklimin ürünüdür. “7 Haziran’ı unutmuyoruz”, “Bunlar daha iyi günleriniz” diyen ve HDP’lileri “haşerelere” benzeterek açık katliam çağrısı yapanların sesleri karanlık odakların planlarında ve tetikçilerin katliam girişimlerinde karşılığını bulmuştur. Bu saldırı içeride ve dışarıda sürdürülen emekçi düşmanlığı, muhalif düşmanlığı, kadın düşmanlığının, haksızlığa ötekileştirmeye, faşizme ses çıkaranlara düşmanlığın sonucudur. Bu saldırı iktidar ortaklarının mafyatik ilişkilerini, kirli çıkar ilişkilerini, talanı, rantı, yağmayı örtbas etmek adına gerçekleştirilen saldırılardan biridir. Bu faşist saldırının failleri Reyhanlı’yı, Suruc’u , Ankara’yı, Suriye’yi kana bulayanlarla aynıdır.
Deniz yoldaşımıza sıkılan kurşun TÜRKİYE halklarına, demokratik siyasete ve HDP’nin temsil ettiği ortak yaşam iradesine sıkılmıştır.
Türkiye’nin her bir köşesinde HDP parti binalarının önüne konan mobil karakolların güvenliği sağlamak için değil, HDP’ye düşmanlık ve provokasyon amaçlı kurulduğu bir kez daha açığa çıkmıştır.
Bilinmelidir ki, İzmir’de katliam girişiminin gerçekleştirildiği 17 Haziran 2021 günü sadece Türkiye demokrasisi adına değil, Türkiye halklarının bir arada yaşaması adına da önemli eşiklerden biridir.
17 Haziran’dan sonra her gün, Türkiye halklarının geleceğini karanlığa sürüklemek isteyenlere karşı dayanışmanın ve bir arada yaşamın savunulması gereken tarihi bir gündür.
Muhalefet partileri ve tüm toplumsal kesimler bu kritik sürecin farkında olarak tutum belirlemeli ve hareket etmelidir.
Vakit kaybetmeden tüm demokrasi güçleri halklarımızın geleceğine dair demokratik ilkeler etrafında müzakere ederek çözüm önerileri geliştirmelidir.
Yargının gözlerini ve kulaklarını kapattığı, medyanın ve bürokrasinin suç ortaklıkları kurduğu, mafya-siyaset-devlet üçgeninin yeni versiyonlarının hayata geçirildiği, iktidar blokunun suç işlemeyi teşvik ettiği bu ortamda, demokratik ve özgür bir geleceği ancak bir araya gelerek inşa edebiliriz.
Bugün HDP’nin yanında olmak toplumsal bir sorumluluktur. Bu sorumluluktan kaçmak önümüzdeki yılları karanlık bir tabloya çevirebileceği açıkça ortadadır.
Karanlığı aydınlığa çıkarmanın yolu cesaretten geçer ve bu günler Türkiye halklarına dair sözü olanların cesaret testinden geçtiği günlerdir. Cesaret faşizmin en büyük panzehiridir.
Bizler her türlü saldırıya rağmen demokratik siyaset ve onurlu barış mücadelemizi sürdürme konusunda ısrarımızı devam ettireceğiz.
Deniz ve binlerce yoldaşımızın mücadelesine yakışır şekilde bu ülkeye barışı ve demokrasiyi getirene kadar bir an bile olsun duraksamadan onurlu ve haklı yürüyüşümüze devam edeceğiz. Gün susma günü değil gün faşizme karşı bir arada durma, kenetlenme ve haykırma günüdür.
İktidar ve ortakları bilmeliler ki bu savaşın kazanını DİRENEN EMEKÇİLER, DİRENEN HALKLAR, DİRENEN ÖĞRENCİLER, DİRENEN KADINLAR VE DİRENEN BÜTÜN ÖTEKİLEŞTİRİLENLER OLACAKTIR.
Haber: Erdal YILMAZÇELİK