Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi Doç. Dr. Necmettin Çalışkan: Ülke Güvenliğine sınırdan başlanmalı!
Taksim’de, Ankara Garı’nda, Kızılay’da, Suruç’ta ve farklı noktalarda Türkiye’yi dizayn etmek isteyen grupların zaman zaman sivil vatandaşları hedef aldığı bombalı eylemler üzerine, Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi Doç. Dr. Necmettin Çalışkan değerlendirmelerde bulundu.
İstiklal Caddesi patlaması, Türkiye çapında alınan önlem ve tedbirleri boşa çıkaran bir saldırı olduğunu belirten Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi Necmettin Çalışkan, “Günlük hayatta alışageldiğimiz güvenlik kontrollerinin normalleştiği, bütünüyle Polisiye bir hayat yaşadığımız, MOBESE kameraların, gelişmiş teknik cihazların ve son teknoloji arama aletlerinin olduğu bir zamanda böyle bir patlama nasıl meydana gelir anlamak mümkün değil. Yaşanan dehşet ve sonrasında teröristin hemen yakalanması insanların zihinlerinde yüzlerce soruyu beraberinde getirdi. Güvenlik tedbirlerinin şehrin göbeğinde değil, sınırlarda alınması gerektiği bir kez daha anlaşılmış oldu” dedi.
HAMASETLE YÖNETİM OLMAZ
Ülke algıları yönetmekle yönetilmiş olmuyor, sonrasında gerçeğiyle yüzleşmek durumunda kalındığı uyarısında bulunan Necmettin Çalışkan değerlendirmelerine şöyle devam etti:
“Güvenlikten sorumlu Bakanın “Ülkede şu kadar terörist var. Her şey kontrolümüz altında, teröristlerin ayakkabı numaralarına kadar her şeyi biliyoruz” gibi kendinden emin ifadelerinin de hamasetten öte bir anlam taşımadığı ortaya çıkmış oldu.
Bütün bunlar üst üste konulduğunda biliyoruz ki ülke güvenliğinin sağlanmasında, iç ve dış politikanın yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. Hukuka sahip çıkılması, hukuk dışı eylemlerden uzak durulması, Türkiye’nin bir göç güzergahı üzerinde olduğunu düşünerek hayati önlemlerin alınması, huzurun tesisi için şarttır.”
Patlama sonrası yapılan bazı açıklamalara da değinen Saadet Partisi Genel İdare Kurulu üyesi Necmettin Çalışkan değerlendirmelerini şöyle noktaladı: “Terör, iç politika malzemesi yapılacak kadar basit değildir. “Verilen mesajı aldık” gibi bir ifadeyle neyin kastedildiği izah edilmelidir. Durumu fırsata çevirme gayretiyle, laf ebeliğiyle, tehditlerle bir yere varılamayacağı görülmelidir. Bu acıların tekrarlanmaması için çok daha dikkatli davranılması ve iç hesaplaşmaların bir kenara bırakılması, kuru kavga yerine sağlıklı çözümlerin üretilmesi fevkalade önemlidir. Her giden can hepimizin kalbinden bir parça koparıyor. Ülkede huzur bozuluyor, güvenle yaşamanın daha da zorlaşacağı endişesi hakim oluyor.”