Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan seçimi değerlendirdi: Seçimde her yol mubah görüldü, Toplum kutuplaştırıldı!
28. Dönem Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimleri üzerine değerlendirmelerde bulunan Saadet Partisi Hatay Milletvekili Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, “Bilinçaltı “kazanan her zaman haklıdır” kuralıyla kazananın hataları örtülür, gerçekler örtbas olur. Şayet sandıktan farklı sonuç çıksaydı ortaya kim bilir neler(!) dökülürdü.” ifadeleriyle seçimin hangi şartlarda ve atmosferde gerçekleştiğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Kampanya döneminde adaylar üzerinden çok manipülasyon yapıldığını belirten, Milletvekili Necmettin Çalışkan, “İktidar cenahı, muhalefetin adayını belirlemeyi, müdahale etmeyi ve sabote etmeyi kendine vazife bildi. İlkesizce yıpratmayı tercih etti.
Sandık sonucunun faturası Altılı Masa’nın mutabakatla belirlediği isme kesilmeye çalışılsa da toplumun bütün kesimlerinden oy alabilecek, güven telkin eden bir aday olduğunu ispatladı. Başarılı bir süreç yürüttü, etik değerleri çiğnemedi, belden aşağı vurmadı, destekçilerini mahcup etmedi. Hukuk, eşitlik ve adalet vurgusu yaptı. Ülkenin ve toplumun yaşadığı problemleri, hangi kesimlerin nelerle karşılaştığını bilerek çözüm önerileriyle politikalar üretmeye çalıştı ama vaatleri yeterli desteği görmedi” dedi.
TOPLUM KUTUPLAŞTIRILDI
İktidar başarısızlığının farkında olduğundan kampanyasını kimlik siyaseti üzerinden yürüttüğünü vurgulayan Milletvekili Necmettin Çalışkan, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:
“Belli grupları terörist, ülkenin yıkılmasını ve bölünmesini isteyen kişiler(!) olarak lanse etti. “Bunlar ezansız, bayraksız, vatansız, imansız(!)” ifadeleriyle muhalefete yüklendi.
Bu cümleleri o kadar çok dillendirdi ki, rakibinin ağzından tek bir cümle çıkmasa da Kandil’in -bölücü terör örgütünün- adayı gibi lanse edildi. Kandil’in adayı vurgusu o kadar çok dillendirildi ki, muhalefet bunun böyle olmadığını anlatacak bir mecra bulamadı. İktidar ise elinde bulundurduğu devasa medya gücünü etkili bir şekilde kullandı. Nefret uyandıran, meşun kamuya ait iki T’den biri olan devlet kanalının nasıl davrandığını da hepimiz gördük.
Etnik milliyetçilik vurgusu ve söylemi üzerinden toplum kutuplaştırıldı. Ezan, cami, bayrak ve vatan edebiyatı üzerinden din eksenli propaganda yürütüldü. İktidar bu süreci nasıl yönetti, etik kuralları nasıl ihlal etti, kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.”
HER YOL MUBAH GÖRÜLDÜ
Koltuğu koruyabilmek için iktidara giden her yol mubah mantığıyla en hafif tabiriyle “sıfır ilke” politikası güdüldüğünü belirten Milletvekili Çalışkan değerlendirmesinin sonunda şu ifadelere yer verdi:
“İlginçtir, sanki seçim bitmemiş, cumhurbaşkanlığı kazanılmamış gibi aynı sertlikte devam ediliyor. Muhalefete hakaretin bini bir para.
Bunun nedeni ne olabilir? Birincisi; önü alınamayacak büyük bir ekonomik kriz var. Krizi ötelemek için her çareye başvuruluyor ama olmuyor. İkincisi; dış politikadan iç politikaya, eğitimden hukuka pek çok problem yığınla önümüzde bekliyor. Kimlik siyasetiyle bunlar daha ne kadar örtbas edilebilir bilemiyoruz.
Kandırılmaya alışık olanlar, toplumu kandırarak milyarlarca metreküp doğal gaz, petrollerle halkı uyutmayı denedi. Sandıktan çıkan sonuca göre her iki kişiden biri bu yönetimi istemiyor, muhalefeti tercih ediyor. Bünyesine kattığı kamburlar da düşünülürse önümüzde sancılı bir dönem var demektir.”