Atayurt Gazetesi -
$ DOLAR → Alış: 32,48 / Satış: 32,61
€ EURO → Alış: 34,60 / Satış: 34,74

AİHM kararına saygısızlık cezasız kalmaz!

Mehmet Çardak
Mehmet Çardak
  • 30.12.2020
  • AİHM kararına saygısızlık cezasız kalmaz! için yorumlar kapalı
  • 409 kez okundu

Sevgili okurlarım! Selahattin Demirtaş, Zaza kökenli Türk siyasetçisidir. Aynı zamanda yazar ve Avukattır. 22 Haziran 2014’te seçildiği Halkların Demokratik Partisi (HDP) eş genel başkanlığı görevini 11 Şubat 2018 tarihine kadar yürütmüştür. 2014 yılının Ağustos ayında ilk defa referandum yoluyla yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimine katılan Demirtaş, %9.75 oranında oy alarak 3. Sırada kalmıştır.

4 Kasım 2016’da, Türkiye Anayasası’na göre ‘suç işlemek için örgüt kurmak’, terör örgütü üyesi olmak’ ve ‘örgüt adına suç işlemek’ iddialarıyla gözaltına alındıktan sonra tutuklanarak Edirne F Tipi Cezaevi’ne götürülmüştür. 2018 yılının Haziran ayında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde HDP, Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan İstanbul Milletvekili Selahattin Demirtaş’ı cumhurbaşkanlığına aday göstermiştir. Demirtaş, Türkiye tarihinin tutuklu ilk ve tek cumhurbaşkanı adayıdır. Bu defa %8.40 oranında oy alarak seçimi yine 3. Sırada bitirmiştir.

Demirtaş hakkındaki gözaltı ve tutukluluk koşulları temelindeki dava, 20 Şubat 2017 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) gündemine taşınmıştır. AİHM, hızlandırılmış prosedürle işleme koyduğu davada ilk kararını 20 Kasım 2018 tarihinde açıklamıştır. Demirtaş’ın ‘özgürlük ve güvenlik’ ve ‘seçme ve seçilme’ haklarının ihlal edildiğine hükmetmiştir. Mahkeme ayrıca Demirtaş’ın ‘siyasi gerekçelerle’ tutuklu olduğu sonucuna varmıştır.

Mahkeme Demirtaş’ın tutukluluğunun, iki seçim kampanyasını kapsayacak biçimde uzatılmasının çoğulculuğu bastırma ve demokratik toplum kavramının özünde yer alan siyasi tartışma özgürlüğünü sınırlama yönünde gizli ve ağır basan bir amaç izlediğinin, her türlü makul şüphenin ötesinde tespit edildiği kanaatine de varmıştır.

AİHM buna karşılık, Demirtaş’ın ‘tutuklanmasının makul bir kuşkuya dayanmadığına’ ve ‘soruşturma dosyasının içeriğine ulaşmadığına’ ilişkin şikâyetleri ise reddetmiştir. Karar sonrası Türk Hükümeti ve Demirtaş’ın Avukatları, ayrı gerekçelerde, davanın 17 yargıçlı AİHM Büyük Dairesi tarafından yeniden görülmesi için başvuruda bulunmuştur.

Büyük Daire önünde 18 Eylül 2019 tarihinde gerçekleşen duruşmada, Avukatlar bir kez daha Demirtaş hakkında tutukluluk kararlarıyla ilgili gerekçelerin ‘tamamen yoktan yaratıldığı’ iddianamedeki ‘terör örgütü yöneticisi’ iddiasıyla ilgili hiçbir kanıt bulunmadığı tezini izlemiştir.

Türk Hükümeti’nin Avukatları ise, davacı tarafı davayı AİHM temelinde görülmekten çıkarıp, Türk iç siyaseti hakkında bir davaya dönüştürmekle suçlamıştır. Başvurunun ‘kabul edilemez’ bulunmasını talep etmişlerdir.

Davaya Demirtaş’ın yanında müdahil olan Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri ise ‘geçici gözaltı sürelerinin Türkiye’de kronik bir sorun haline geldiğini’ söylemiş, Türkiye’de yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının bozulduğunu ve yargının muhalif sesleri susturmak amacıyla kullanıldığını savunmuştur.

Ve AİHM, 2017 yılında gündemine taşınan Selahattin Demirtaş davasıyla ilgili nihai kararını 22 Aralık’ta açıklamıştır. Mahkeme, davayla ilgili 20 Kasım 2018’de açıkladığı ilk kararı sertleştirerek, Ankara’ya AİHM kararlarını yerine getirme yükümlülüğünü hatırlatmıştır.

Bu kapsamda AİHM kararlarının bağlayıcılığı ve infazıyla ilgili Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne atıfta bulunularak, Avrupa hükümetlerine mesaj göndermiştir. Hakkındaki hak ihlallerinin ortadan kaldırılması için Demirtaş’ın  ‘derhal serbest bırakılmasını’ gerektiğini bir kez daha yinelemiştir.

Dolayısıyla da Mahkeme, Kasım 2018 kararında olduğu gibi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5’inci madde temelinde ‘hak ve ‘özgürlüklerin amaçlarından saptırılarak uygulanması’ ile ilgili 18’inci maddesinin ihlal edildiğine kanaat getirmiştir. Kararın bu bölümünde, Demirtaş’ın tutukluluk halinin devamının ‘hukuki değil, gizli siyasi amaçlardan kaynaklandığı’ yeniden vurgulanmıştır.

Kararda, Demirtaş’ın tutukluluğu esnasında parlamenter statüsünün devam etmiş olmasına rağmen bu görevini yerine getiremediği de belirtilip, tutukluluğun devamı için gösterilen gerekçeler yetersiz olduğundan, bu durumun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin seçme ve seçilme hakkıyla ilgili maddesini ihlal ettiğine de hükmetmiştir.

AİHM; yine Kasım 2018 kararının aksine, Demirtaş’ın ifade özgürlüğünün de ihlaline hükmetmiştir. Demirtaş’ın siyasi lider ve parlamenter kimliğini dikkate alan AİHM, bir terör örgütüyle bağının somut olarak kanıtlanmamış olduğuna işaret etmiştir.

Nihai nitelikteki karar gereği Ankara Demirtaş’a 3.500 Euro maddi ve 25.000 Euro manevi tazminatın yanı sıra 31.900 Euro mahkeme masrafı ödeyecektir. Ayrıca kararın uygulanışı Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından denetlenecektir. Türk hükümetinin bu konuda Avrupa Konseyi’ne önümüzdeki aylarda bir eylem planı sunmaması gerekiyor. Kararın yerine getirilmemesi halinde Ankara için Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından topluca AİHM’e şikayet edilmeye kadar gidebilecek bir risk de var!

Türkiye Cumhuriyeti Devleti Asya’nın en batısındaki coğrafyada bir Ortadoğu Arap ülkesi değildir. Türkiye Cumhuriyeti, Avrupa’nın güneydoğusundaki çağdaş bir devlettir. Anayasamıza göre milletlerarası anlaşmalar kanun hükmündedir. İktidar, köşeye sıkışmış vaziyettedir ve Demirtaş’ı tahliye yoluna gidecektir. Çünkü AİHM kararlarına saygısızlık cezasız kalmaz! Türk Hükümeti ciddi yaptırımlarla karşı karşıya kalabilir. Bu karar çok net ve açıktır; Türkiye’nin Avrupa Konseyi üyeliği askıya alınabilir. Türkiye ekonomisi iflasa sürüklenebilir.  

Sözün özü şudur: AİHM’in Demirtaş kararı, Türk Hükümeti’nin Avrupa insan hakları sınavıdır. Türk Hükümeti bu sınavdan geçerli not almak zorundadır. Türkiye Cumhuriyeti, hukuk devleti niteliğini korumalıdır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne sadık kalmalıdır. AİHM kararlarının bağlayıcılığı dikkate alınarak, Demirtaş derhal serbest bırakılmalıdır. O da yetmez! Türkiye’nin 2021 imajı için susturulmak amacıyla tutuklanan tüm muhalif sesler serbest kalmalıdır. Yeni yılda Türk yargısı itibar kazanmalıdır.

Mehmet Çardak

Araştırmacı / Yazar

m-cardak@windowslive.com

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ