Antakya Ziraat Odası Başkanı Mehmet Muzaffer Okay : Pamuk Üreticileri Umduğunu Bulamadı!
Antakya Ziraat Odası Başkanı Mehmet Muzaffer Okay, 2022 yılında Hataylı pamukçuların umduklarını bulamadıklarını söyledi.
Antakya Ziraat Odası Başkanı Mehmet Muzaffer Okay ile Hataylı çiftçilerin 2022 yılının çiftçiler açısından nasıl geçtiğini, 2023 yılına nasıl bir yıl olmasını istediklerini sorduk.
Başkan Mehmet Muzaffer Okay, hem 2022 yılını değerlendirdi, hem de 2023 yılında çiftçiyi neler beklediğini ve hangi önlemler alınması konusunda düşüncelerini anlattı.
Antakya Ziraat Odasına kayıtlı yaklaşık 20 bin çiftçi ve üretici bulunuyor. Antakya çiftçi ve üreticinin alanı bölgenin büyük ovalarından Amik Ovasıdır.
Amik Ovası kışın sular altında kalması, yazın kuraklıktan zorluklar yaşayan ovalarımızdan birisidir.
Amik Ovasında: Başta buğday, mısır, pamuk, havuç, kavun, son dönemlerde de çekirdekli meyve, muz gibi ürünlere yönelmiştir. Tabi Amanos eteklerinde de zeytin bahçeleri, üzüm bahçeleri, kayısı, sayabiliriz.
Başkan Mehmet Muzaffer Okay’a, Hatay Çiftçilerin bitmekte olan yılı, gelmekte olan yılı karşılaştırmalı sorularımıza yanıt verdi.
ÇİFTÇİMİZ PAMUK ÜRETİMİNDE ZARAR ETMİŞTİR
Antakya Ziraat Odası Başkanı Mehmet Muzaffer Okay şu açıklamayı yaptı:
“Bizim üyelerimizin mısır, buğday, pamuk açısından yüksek rekolte ile geçirdiler. Zaten Hatay arazi olarak yüksek verimli topraklara sahip olup, çiftçilerimiz de bu işin hakkını vererek, yüksek kalitede verimler elde etmektedir. Yalnız sıkıntımız; Buğdayda prim desteğini olumlu bulduk, aynı desteğin mısır üreticimiz de bekledi ama mısırda bu olmadı, buğday üretiminde çiftçimiz memnun kaldı, çünkü, üretim ile girdi maliyetlerinde uçurum oluşmadı, çiftçimiz buğday da üretim hakkını aldı, sözünü rahat kullanabiliyoruz. Mısır da beklentimiz yüksekti, maalesef dünya ve ülke piyasalarında mısır baskılandı, bu yüzden çiftçimiz mısır hasadında büyük paralar kazanamadı. Maliyet hesaplanırken, girdilerin üzerine bir kar konularak hesaplanması gerekiyor, biz de ise dünya piyasası nasıl giderse öyle gitmektedir. Çiftçiye mazot, gübre destek verildi ama yükseltme anlamında bir tek pamuğa yapıldı, pamukta yüksek verim elde ettik ama bizim pamuk fiyatları dünya piyasalarına göre, çok, çok aşağılarda kaldı, desteklemeleri yüzde elli arttı ama maliyet ile farkı çok açık olduğundan verilen destek maliyetin verdiği açığı kapatamadı, pamuk dışında çiftçimiz 2022 yılını az hasarla geçirdi diyebiliriz.
2023 Yılı Tarım Bakanlığı Planlama Yaparken, Ziraat Odaları, Çiftçilerle Birlikte Yapmalıdır.
DAVUL BİZİM BOYNUMUZDA, TOKMAK BAKANLIĞIN ELİNDE OLMAMALIDIR
2023 Yılını şöyle değerlendirmek mümkündür, fiyat değerlendirmeleri bir önceki yılın fiyatlarına göre değerlendirme yapılmaktadır. Bu şunu göstermektedir, çiftçimiz mısır ve buğdaya yönelecek ama pamuktan kaçacaktır, pamuktaki bu seneki zarar, insanların 2023 yılında ekip, ekmeme konusunda belirleyici olacaktır. Bize yansıyan bilgilerde 2023 yılında pamuk üreticimiz bir kaçış öngörmekteyiz, pamuk üretiminin yerini buğday ve mısır dolduracaktır. Örneklersek soya fasuliyesi ekilmiyor, çünkü 4 yıldan bu yana destekleme aynıdır. Soya da ithal ediliyor, Tarım Bakanlığının bunları dikkate alması gerekiyor. Son duyumlarımıza göre bu alanda Tarım Bakanlığının çalışması olduğunu öğrendik, bakanlıktan izin alınarak ürün ekilecek, içeriğini tam olarak bilmiyoruz, bir takım değişikliklere gidileceği bilgisi var, yalnız bakanlığın bu uygulaması dayatarak değil, ziraat odaları, çiftçilerle ortak ne yapmamız konusunda karar verilmesi gerekir. Yani davul boynumuzda, tokmak başkasının elinde olmaması lazımdır.
BİZİM TARIMDA İKİ CİDDİ SORUNUMUZ: GİRDİ FİYATLARI VE SU SORUNUDUR
Bizim tarımda en büyük sorunumuz girdi maliyetlerinin aşırı yüksek olmasıdır. Süt ineklerinin kesime gitmesi, et fiyatlarının, süt ve peynir fiyatlarının vatandaşa aşırı şekilde yansıması, yem, mazot, gübre, ilaç ta aşırı fiyat artışları yaşanıyor, zaten TÜEK’in açıklamalarında tüketici fiyatları yüzde yaz almışüç olarak açıklanmıştır. Biz bunun üzerinde olduğunu biliyoruz.
Bizim Amik Ovası için en önemli sorunlardan birisi de sulama sorunudur, Reyhanlı barajı tamamlanmadığı ve eksik kaldığı için sulama yeterince yapılmıyor. Reyhanlı barajı bittiği ve sulama yapılmaya başladığında Amik Ovasında 580 bin dönüm arazi suya kavuşacaktır. Bu da ova çiftçisine olumlu şekilde yansıyacaktır. Bütün çiftçilerimiz bunun bir an önce bitmesini dört gözle bekliyoruz.
TARIMA YATIRIM DEMEK, SU SORUNUNUN ÇÖZÜLMESİDİR
Tarıma yatırım demek, bizim ilk aklımıza gelen sulama ilgili sorun gelmektedir. Dünya da bizde iklimsel değişiklikler söz konusu, zaman kaymaya başladı, kışın süresi azaldı, yazın süresi uzadı, kuraklıklar başladı, bu anlamda da tarımın önündeki en büyük engellerden birisinin sulama problemi olduğunu gösteriyor. Diğer bir sorun ise girdi maliyetleri, sattığımız ürünlerin yeterince kazanca dönüşmemesidir. Üretimden imtina etmeye başladı çiftçimiz, hangi üründen daha iyi para kazanacağını, düşünüyorsa, o ürünlere yönelmeye başladı. Bu ciddi sıkıntıları da beraberinde getirdi, et, süt, peynir, gibi halkın direk cebine yansıyan ürünlerde ciddi artışlar yaşanıyor, bu ürünlerin üretimini yapanların maliyetinin düşürülmesi gerekiyor. Çiftçiye mazot, gübre, ilaç desteğinin daha yükselmesi gerekiyor, çünkü bu mallar yurtdışından dolarla getiriliyor, ithalatla bu ürünleri kapatmaya çalışıyorlar, ithalat olduğu sürece üretim olmuyor, bir kısır döngüden kurtulmak için bu mesele bir an önce çözüme odaklı olmalıdır.”
HÜSEYİN GÜLER